31 Mart 2024

Esrarengiz, büyüleyici, alaycı, depresif, kıyamet habercisi, çapkın, centilmen, şair, besteci, şarkıcı: Leonard Cohen

Entelektüellik kisvesi altındaki azgın teke

Umarım Kanadalı şarkıcı ve şair Leonard Cohen'i tanırsınız ve seversiniz. Ben onun sesini, müziğini ve sözlerini esrarengiz ve büyüleyici olarak tanımlarım. Rolling Stone dergisi geçen yıl onu tüm zamanların en iyi 200 şarkıcısı arasında 103'üncü olarak seçti. Bence Leonard Cohen ilk üçtedir ve tıpkı Tony Bennett gibi yaşlandıkça daha iyi müzikler yapmış, sesi kendini bulmuş ve her yaştan gençlerin sevgilisi olmuştur.

Cohen'in şarkılarında ve şiirlerinde işlediği temalar inanç, ölümlülük, izolasyon, depresyon, ihanet, kefaret, sosyal ve politik çatışma, cinsellik, romantizm, pişmanlık, kayıp, kısacası hepimizin başına gelenlerdir. Ancak sihir Cohen'in onları anlatım tarzındadır. 

Bence Leonard Cohen gözlem, tarif, duygusallık ve şiirsellikte idolüm Bob Dylan'la yarışır ve bazı alanlarda geçer. Cohen daha karanlıktır ve bazen depresyonun sınırlarında dolaşır. Öte yandan kendisiyle barışıktır, ince bir mizah anlayışı vardır ve kendisiyle dalga geçmesini bilen bir kültürden gelir.

Chelsea Hotel'de Janis Joplin'in ona "Ben çirkin adamlarla yatmam, ama senin için bir istisna yaptım" dediğini anlatır.

Müziği yavaştır ve insanı sürükleyen, ustaca gergefle işlenmiş gibi akılda kalabilecek melodilerle doludur. Slow'da "herkes birinci olmak ister, ben ise sonuncu olmak" der.

Cohen 2005'te'de en yakın arkadaşı ve menajeri Kelley Lynch'in onu yıllardır dolandırdığını, hisse senetlerini ve şarkılarının çoğunun imtiyaz haklarını kendisinden habersiz sattığını ve onu neredeyse tamamen dımdızlak bıraktığını öğrendi. Para kazanmak için oldukça geç yaşında turnelere başladı, bu arada Türkiye'ye de geldi.

Büyüklerimiz "her işte bir hayır vardır" derler. Bence Cohen hayatında çıkardığı en iyi işleri yaşlanıp soyulduktan sonra çıkarmıştır.

Leonard Cohen 2008'de ancak en ünlü rock'çuların girebildiği Rock'n Roll Hall of Fame'e kabul edildi. Oysa 1970'lerde ünlü müzik eleştirmeni Jon Landau "Rock'n Roll'un geleceğini gördüm ve bu Leonard Cohen değil" demişti.

Lütfen üstadın bu güzel müziklerini bir kulaklık ya da müzik seti aracılığıyla dinleyin ve zaten canı sıkılan huysuz ihtiyarı daha da kızdırmayın.

Suzanne, Leonard Cohen'in ilk hit şarkısıdır ve platonik bir ilişkisi olan dansçı Suzanne Verdal hakkında yazılmıştır. Şarkıda Suzanne'in Montreal limanındaki evinde onun mükemmel vücuduna dokunmayı hayal ettiğini anlatır.

Sanatçının sonradan değişen genç sesine dikkat edin.

Suzanne seni nehrin kenarındaki evine götürüyor
Teknelerin geçtiğini duyabilir, geceyi onun yanında geçirebilirsin
Onun yarı deli olduğunu biliyorsun ama bu yüzden orada olmak istiyorsun
Ve seni Çin'den gelen çay ve portakallarla besliyor
Tam da ona verecek sevgin olmadığını söylemek istediğinde
Seni kendi dalga boyuna getiriyor
Şimdi, Suzanne elini tutuyor ve seni nehre götürüyor
İkinci el dükkanından aldığı paçavraları ve tüyleri giyiyor
Ve güneş, limandaki Meryem Ana'nın üzerine bal gibi yağıyor
Ve sana çöplerin ve çiçeklerin arasında nereye bakacağını gösteriyor

Leonard Cohen üç folk albümü çıkardıktan sonra 1977'de ünlü yapımcı Phil Spector ile iş birliği yaptı ve minimalist sound'undan uzaklaştı. Daha sonra akustik tarzını caz, Akdeniz ve Doğu Asya etkileriyle harmanladı. En ünlü şarkısı Hallelujah yedinci albümü Various Positions'ta (1984) yer aldı.

Hallelujah "Tanrıya şükür" ya da "elhamdülillah" demek. Cohen'in şarkıyı yazması beş yıl sürdü, şarkının sözlerini 150 kez değiştirdi. Oteldeki odasında elinde not defteri iç çamaşırıyla yerde oturduğunu ve kafasını defalarca tahtaya vurduğunu anlatır. Columbia şirketinin önce reddettiği parça John Cale ve Jeff Buckley'in versiyonlarıyla ün kazandı ve Cohen 2016'da öldükten sonra en çok sevilen parçalar listelerinde yer aldı. Rolling Stone dergisi parçaya tüm zamanların en güzel 500 şarkısı arasında 259'uncu sırayı verdi.

Meraklı okuyucuların bu güzel parçayı bir de Lucy Thomas'tan dinlemelerini isterim. 44 milyon müziksever de öyle yapmış. İsminin üzerine tıklamanız yeterli.

Şimdi gizli bir armoni olduğunu duydum
Davut'un çaldığı ve Tanrının hoşuna giden
İnancın güçlüydü ama kanıta ihtiyacın vardı
Onu çatıda yıkanırken gördün
Güzelliği ve ay ışığı seni büyüledi
O seni bir mutfak sandalyesine bağladı
Tahtını parçaladı ve saçını kesti
Ve senin dudaklarından Hallelujah döküldü
Belki de yukarıda bir Tanrı vardır
Bana gelince, aşktan öğrendiğim tek şey
Seni geride bırakan birini nasıl vurup öldürdüğün
Ama bu gece duyduğun bir suç değil
Işığı gördüğünü iddia eden bir hacı değil
Hayır, soğuk algınlığı ve kırık dökük bir Hallelujah

Leonard Cohen Dance Me To The End Of Love'ı yine Various Positions albümü için kaydetti. Şarkı Cohen'in bir süre oturduğu Yunanistan'ın Hydra adasındaki vals ritmini hatırlatan Yunan Hasapiko dans müziğinin ezgilerini taşıyor.

Bir aşk şarkısı olarak algılanmasına rağmen Cohen, Dance Me To The End Of Love'ı yazarken soykırımdan esinlendiğini söyledi. Esir kamplarında Yahudiler gazlanıp öldürülmek için sıralarını beklerken ve sonra yakılırken yine esirlerden oluşan bir yaylı sazlar dörtlüsü canlı performans yaparmış. Cohen "benimle aşkın sonuna kadar dans et" derken yaşamın sonunu kastediyor. Bence çapkın ağabeyimiz "aşk yoksa öl daha iyi" demek istiyor.

Öte yandan bu parça Cohen'in nasıl ıstıraplar içinde karanlık bir ruha sahip olduğunun bir kanıtıdır. Gerçek sanatçılar böyle ruh hallerine sahip kişilerden çıkar. Onun aşk fırtınalarının yanı sıra düzenli ve üretken bir çalışma ahlakına da sahip olması biz müzikseverler için büyük bir şans olmuştur.

Benimle güzelliğinle yanan bir kemanla dans et
Panikten güvenli bir şekilde toparlanana kadar benimle dans et
Beni bir zeytin dalı gibi kaldır ve eve dönüş güvercinim ol
Benimle aşkın sonuna kadar dans et
Ah, başkaları gittiğinde güzelliğini görmeme izin ver
Babil'deki gibi hareket ettiğini hissetmeme izin ver
Bana sadece sınırlarını bildiğim şeyi yavaşça göster
Benimle aşkın sonuna kadar dans et
Şimdi düğünde benimle dans et, benimle dans et ve devam et
Benimle sevecen ve çok uzun süre dans et
İkimiz de aşkımızın altındayız, ikimiz de yukarıdayız
Doğmak isteyen çocuklar için dans et
Öpüşmelerimizin yıprattığı perdelerin arasında dans et

Bence Leonard Cohen'in en iyi albümü 1988'de çıkardığı I'm Your Man'dir. Cohen bu albümde modern bir sese geçti, klavye, ud, bağlama ve keman kullandı. Kendi sesi de bu albümde artık markası olan tokluğa, yoğunluğa ve otoriteye ulaştı.

I'm Your Man Norveç'te aylarca 1 numara oldu, İngiltere'de gümüş, Kanada'da altın madalya kazandı. Rolling Stone dergisi onu "gündüz saatlerinde dinlenebilen ilk Cohen albümü" olarak nitelendirdi.

I'm Your Man parçası buram buram cinsellik kokar ve biz erkeklerin çekici bir kadın için ne gibi aptallıklar yapabileceğini çok güzel anlatır.

Eğer bir sevgili istersen
Benden istediğin her şeyi yaparım
Ve eğer başka türlü bir aşk istersen
Senin için bir maske takarım
Bir ortak istersen, elimi tut
Eğer bana öfkeyle vurmak istersen
İşte buradayım
Ben senin erkeğinim
Eğer bir boksör istersen
Senin için ringe çıkarım
Ve eğer bir doktor istersen
Her santimini incelerim
Bir şoför istersen, buyur içeri
Ya da beni kandırmak istersen
Yapabileceğini bilirsin
Ben senin erkeğinim
Ah, ay çok parlak
Zincir çok sıkı
Canavar uyumuyor

Tower of Song, I'm Your Man albümünün ilk parçasıdır. Sanatçı onunla şarkı yazarlığı zanaatının zorluğu hakkında bir bildiri yayınlamak istediğini belirtmişti. Seksenlerin başında parçaya "Şarkıda Adımı Yücelt" adını vermişti. Cohen yaşlanmaktan korkuyordu. Çok başarılı bir sanatçı olmasına rağmen mükemmeliyetçi bir karaktere sahip olduğu için kendi başarısızlığını aşma gerekliliğini duyduğunu söylüyordu.

Bazı eleştirmenler onu düz sesli bir şarkıcı olarak nitelendirmişti. Oysa o Tower of Song'da "Böyle doğdum, başka seçeneğim yoktu / Altın bir sesin armağanıyla doğdum" diyordu. Bence Cohen kendisini aşmıştı.

Arkadaşlarım öbür dünyaya göçtü, saçlarım ağardı
Eskiden oynaştığım yerler şimdi ağrıyor
Ve aşk için deli oluyorum ama bir olay yok
Şarkı Kulesi'nde her gün kiramı ödüyorum
Hank Williams'a sordum, ne kadar yalnız kalırsın?
Hank Williams henüz cevap vermedi
Ah, benden yüz kat yukarıda, Şarkı Kulesi'nde
Ben böyle doğdum, başka seçeneğim yoktu
Altın bir sesin armağanıyla doğdum
Ve göklerden gelen yirmi yedi melek
Beni buraya, Şarkı Kulesi'ndeki bu masaya bağladılar

Everybody Knows herhalde Cohen'in geniş repertuvarındaki en karamsar şarkıdır. Yoksa siz zarların hileli olduğunu, geminin su aldığını, kaptanın yalan söylediğini, fakirin fakir, zenginin zengin kaldığını, ölümcül hastalıkların yayıldığını bilmiyor musunuz?

Lafın kısası Cohen böyle gelmiş böyle gider, düzen değişir, düzülen değişmez diyor.

Herkes zarların hileli olduğunu biliyor
Herkes yine de yuvarlayıp şansını deniyor
Herkes savaşın bittiğini biliyor
Herkes iyi adamların kaybettiğini biliyor
Herkes maçın şikeli olduğunu biliyor
Fakir fakir kalıyor, zengin daha zengin oluyor
İşte böyle gidiyor
Herkes biliyor
Herkes teknenin su sızdırdığını biliyor
Kaptanın yalan söylediğini herkes biliyor
Herkesin suratı asık
Sanki babaları ya da köpekleri yeni ölmüş gibi
Herkes cebi kadar konuşuyor
Herkes bir kutu çikolata
Ve uzun saplı bir gül istiyor
Herkes beni sevdiğini biliyor bebeğim
Herkes senin sadık olduğunu biliyor
Ah, bir ya da iki gece eksik ya da fazla
Anlaşmanın çürük olduğunu herkes biliyor
İhtiyar siyahi Joe kurdeleleriniz ve fiyonklarınız için
Hala pamuk topluyor
Ve herkes Veba'nın geldiğini biliyor

Cohen bu şarkının sözlerinde duaya, anlamlı doğum lekelerine, gökyüzündeki işaretlere ve teröristlerin dünya hakimiyetine atıfta bulunur, din ve kıyamet temalarını işler. Yorumcular onun sanki bir James Bond kötü adamı gibi açgözlülükle dünyaya hakim olmak istediğini yazdılar ve şarkı sözlerinin apokaliptik doğasına dikkat çektiler.

Rolling Stone dergisi şarkıyı "sosyal çöküş ve bir teröristin intikamı" hakkında tehdit edici bir kehanet olarak nitelendirdi. Cohen verdiği bir röportajda First We'll Take Manhattan'ı "bu bir terörist şarkısıdır ve terörizme verilen bir cevaptır" diye yorumladı.

Parçanın Jennifer Warnes tarafından söylenen versiyonundaki Stevie Ray Vaughan'ın çaldığı gitara dikkatinizi çekmek isterim. Genç yaşta kaybettiğimiz yetenekli Stevie'yi San Francisco'daki bir konserde Jeff Beck ve John McLaughlin gibi diğer gitar ustalarıyla beraber canlı izlediğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Zenginlik yalnızca parayla ölçülmez.

Beni 20 yıl can sıkıntısına mahkum ettiler
Sistemi içeriden değiştirmeye çalıştığım için
Şimdi geliyorum, onları ödüllendirmeye geliyorum
Önce Manhattan'ı alırız, sonra Berlin'i alırız
Göklerdeki bir işaret tarafından yönlendiriliyorum
Cildimdeki bu doğum lekesi tarafından yönlendiriliyorum
Silahlarımızın güzelliği bana rehberlik ediyor
Önce Manhattan'ı alırız, sonra Berlin'i alırız
Seninle yaşamayı çok isterdim bebeğim
Bedenini, ruhunu ve kıyafetlerini seviyorum
Moda işinizi sevmiyorum bayım
Ve seni zayıf tutan bu ilaçları sevmiyorum
Kız kardeşimin başına gelenleri sevmiyorum
Önce Manhattan'ı alırız, sonra Berlin'i alırız

Boogie Street Cohen'in 2001'de yayınlanan Ten New Songs adlı albümünde yer aldı. Cohen bir röportajda Boogie Street'i gün boyu yoğun bir ticari faaliyete, geceleri de yoğun cinsel alışverişe sahne olan bir sokak olarak nitelendirdi.

Sanatçı Boogie sokağının onun için bir iş ve arzu sokağı anlamına geldiğini, sıradan yaşamın, çocuklarla kucaklaşmanın, sevgiliyle öpüşmenin sonunda herkesin Boogie sokağına geri geldiğini söyledi.

Tanışacağımızı hiç düşünmemiştim
Dudaklarımdan öpüyorsun ve sonra gidiyorsun
Ve ben Boogie Sokağı'na geri dönüyorum
Bir yudum şarap, bir sigara ve sonra gitme zamanı
Küçük mutfağı topladım, eski bançoyu ayarladım
Trafik sıkışıklığı beni özlemiş, yerim hazır
Ben neysem oyum ve olduğum şey Boogie Sokağı'na geri dönüyor
Ey aşkım, bildiğimiz zevkleri hala hatırlıyorum
Nehirler ve şelale, seninle yıkandığım yerler
Oradaki güzelliğin karşısında şaşkına dönerdim, ayaklarını kurulamak için diz çökerdim
Bu tür deneyimler seni Boogie Sokağı için hazırlar
Öyleyse gelin dostlarım, korkmayın
Aşkla yaratıldık, aşkla yok oluyoruz
Kapıda tüm kan ve et haritaları asılı olsa da
Hala kimse bize Boogie Sokağı'nın anlamını söylemedi

The Future (gelecek) sanatçının yine aynı isimdeki 1992'de albümde yer aldı. The Future Leonard Cohen'in liberalizmin kesin zaferini ilan eden siyaset bilimci Francis Fukuyama'nın "Tarihin Sonu" tezine verilmiş sert bir cevaptı. Parçada Stalin'e, Hazreti İsa'ya, Charlie Manson'a, Hiroşima'ya ve kürtaja göndermeler, sokak vaizinin tövbe için haykırmaları ve kendini sorgulamalar bulunur. Sanatçı geleceği gördüğünü iddia eder ve tam bir şeamet haberciliği yapar.

Cohen'in toplumsal teşhisi acımasızdır. "Dünyanın kar fırtınası eşiği aşıldı ve ruhun düzeni yıkıldı" diyerek çağdaş yaşamın kaotik temposunun bireyin kutsallığına dair hümanist idealleri devirdiğini söyler. "Zaten kıyamet başladı, sadece kıyamet içimizde" der.

Bana kötü geçen gecemi geri ver
Aynalı odamı, gizli hayatımı
Burası çok yalnız
İşkence edecek kimse kalmadı
Bana mutlak kontrol ver
Yaşayan her ruhun üzerinde
Ve yanıma uzan bebeğim
Bu bir emir!
Bana uyuşturucu ve seks ver
Geriye kalan tek ağacı sök
Ve kültürüne göre bir yere sok
Bana Berlin duvarını geri ver
Bana Stalin'i ve Aziz Paul'u geri ver
Bana İsa'yı ya da Hiroşima'yı ver
Geleceği gördüm kardeşim
Tam bir felaket
Eski Batı gizemi çözülecek
Özel hayatınız bir anda patlayacak
Hayaletler olacak, yolda yangınlar olacak
Ve dans eden beyaz adam
Kadınını baş aşağı asılı göreceksin
Düşen elbisesi yüzünü örtmüş
Etrafta dolaşan ve Charlie Manson gibi görünmeye çalışan
Tüm berbat küçük şairleri göreceksin
Ben İncil'i yazan
Küçük Yahudi’yim
Tövbe et! Tövbe et!

Cohen Waiting for the Miracle'da pek çok insanın, belki de siz sevgili okuyucuların başına gelen ya da gelebilecek çok özel bir durumdan bahsediyor: İlişkideki iki kişiden birinin diğerini daha fazla, diğerinin daha az sevmesi ve hala ideal bir kadını ya da erkeği beklemesi.

Bence bu Cohen'in bize özel hayatını ve kalbini en fazla açtığı parçalardan biridir. Dikkatli dinleyiciler sanatçının her zaman en ideal ögeyi isteyip özlediğinin farkındadır. O mükemmel bir kadını, mükemmel bir aşkı ve mükemmel bir tanrıyı ister. Ona göre mucizenin kendisinin de mükemmel bir mucize olması gerekir. Sıradan bir mucize kabul edilemez.

Öte yandan hayatının yarısını ideal bir kadını beklemekle geçirdiğinin, kapısının önünde onu sabırla bekleyen kadını da oyaladığının ve bazen aptalı oynadığının farkındadır. Sonunda panikler, çılgınca ve yanlış olduğunu bilmesine rağmen ona evlenmeyi teklif eder. Zaten yalnızız, birlikte yalnız kalalım der. Ancak o hala süper mucizeyi beklemekten vazgeçmez.

Bebeğim, bekliyorum
Gece gündüz bekliyorum
Zamana dikkat etmedim
Hayatımın yarısını harcadım
Çok sayıda davet vardı
Ve biliyorum sen de bana birkaçını gönderdin
Ama bekliyordum
Mucize için, mucizenin gelmesi için
Beni gerçekten sevdiğini biliyorum
Ama görüyorsun, elim kolum bağlı
Ve biliyorum ki bu seni incitmiş olmalı
Gururunu incitmiş olmalı
Penceremin altında durmak zorunda olmak
Borazan ve davulunla
Ve ben orada bekliyorum
Mucize için, mucizenin gelmesi için
Ah, bundan hoşlanacağına inanmıyorum
Burayı sevmezsin
Eğlence yok
Ve yargılar şiddetli
Maestro Mozart olduğunu söylüyor
Ama kulağa sakız gibi geliyor
Zamanın kumları düşüyor
Parmaklarınızdan ve baş parmağınızdan
Ve sen bekliyorsun
Mucize için, mucizenin gelmesi için
Ah bebeğim, hadi evlenelim
Çok uzun zamandır yalnızız
Birlikte yalnız kalalım
Bakalım o kadar güçlü müyüz?
Evet, hadi çılgınca bir şey yapalım,
Kesinlikle yanlış bir şey
Yapacak bir şey kalmadı
Bir kırıntı için yalvarırken

Almost Like the Blues sanatçının 2014'teki Popular Problems albümünde yer aldı. Leonard Cohen yine hayatın acılarına nasırlaşmış gözlerle bakan ironik bir şiir yazmış. Savaşlara, kıyımlara ve haksızlığa karşı toplumsal refleksini, eylemlerini, politik varlığını, hatta sendikalarını kaybeden halk yığınlarının yerini mikro bireylere bıraktığı bir dünyada yaşadığımızı söylüyor.

Zorunlu bilgilerle ve dikte edilmiş bir dille vicdanımıza yerleşmiş hak, adalet ve iyilik kavramlarını nasıl koruyup yeni nesillere aktarabileceğiz? Herkes çürüyüp zombileşirken biz nasıl tek başımıza hayatta kalacağız?

"Dondurarak" diyor Cohen. Ruhun bulaşıcı çürümesini önlemek ve zombi olmamak için ruhumuzu donduralım, ironi yapalım ve ilgisizlik meleklerini omuzlarımızdan eksik etmeyelim.

Açlıktan ölen insanlar gördüm
Cinayet vardı, tecavüz vardı
Köyleri yanıyordu
Kaçmaya çalışıyorlardı
Onlara cevap veremedim
Ayakkabılarıma bakıyordum
Korkunçtu, trajikti
Neredeyse blues gibiydi
Her katil komplo arasında
Biraz ölmek zorundayım
Ve düşünmeyi bitirdiğimde
Çok ölmem gerekiyor
İşkence var ve öldürme var
Beni kötü eleştirenler var
Savaş, kayıp çocuklar, Tanrım
Neredeyse blues gibi
Çürümeyi uzak tutmak için
Kalbimin donmasına izin versem de
Babam seçildiğimi söylüyor
Annem böyle bir şey yok diyor
Neredeyse blues gibi
Cennette Tanrı yoktur
Aşağıda cehennem yok
Bilinmesi gereken her şeyi bilen
Büyük profesör böyle diyor
Ama bir günahkarın reddedemeyeceği
Bir davet aldım

Leonard Cohen'in You Want It Darker yine aynı isimli albümün ilk parçasıydı ve ölümünden 17 gün önce sanatçının 82’nci yaş gününde, 21 Ekim 2016'da yayınlandı. Hayatının son demlerine denk gelen albüm ölüm, Tanrı ve mizah üzerine odaklanmıştı. Albüme blues hakimdi ve biraz daha yalın ve akustikti.

2013'ten sonra sağlığı bozulan ve çoklu omurga kırıkları geçiren sanatçı son albümünü hareket sorunları nedeniyle evinin oturma odasında ara sıra gelen sancılar içinde kaydetti. İnançlı bir Musevi olduğu için Quebec'teki çocukluk sinagogunun korosunu da albümün kaydına katılmaya davet etti.

You Want It Darker şarkısı Leonard Cohen öldükten iki yıl sonra, 2018'de en iyi rock performansı dalında Grammy ödülüne layık görüldü ve müzik eleştirmenlerinden büyük beğeni topladı. 28 eleştirmenin ortalama puanı 100 üzerinden 92 idi.

Eğer kağıtları dağıtan sensen, ben oyundan çıktım
Eğer şifacı sensen, hasta ve topal olduğum anlamına gelir
Eğer zafer seninse, benimki utanç olmalı
Daha karanlık olmasını istiyorsun
Alevi öldürüyoruz
Büyütülmüş, kutsanmış
İftiraya uğradı, çarmıha gerildi
Bir milyon mum yanıyor
Asla gelmeyen yardım için
Daha karanlık olmasını istiyorsun
Hazırım Tanrım
Hikayede bir sevgili var
Ama hikaye hala aynı
Acı çekmek için bir ninni var
Ve suçlanacak bir paradoks

Yazarın Diğer Yazıları

"Yunanlılar kendilerini İtalyan zanneden Türklerdir"

Tavernada tesadüfen orada yemek yiyen bir düzine kravatlı ve janti giyinimli Türkle tanıştık

Amerikan başkanları hangi masrafları kendi cebinden karşılar?

Her ay başkanın önüne ailesinin yediklerini, içtiklerini, kuaför ve kuru temizleme dahil her türlü harcamalarını içeren bir fatura konur

Bob Dylan Cover'ları (2): Onun şarkılarını ondan daha iyi söyleyen sanatçılar

Kağızmanlı Bob eskiden umursardı ama işler değişti