27 Haziran 2016

Dünya rezillik görsün!

Her üç kadından biri şiddete uğruyor, çocuk tacizcileri cirit atıyor… Sokakları gökkuşağı renklerine boyayan insanlar gözaltında…

Yıl 2016 aylardan Haziran

Yer Türkiye…

Trans bireylerin her yıl bütün dünyada yaptığı Trans Onur Yürüyüşü için Taksim’de toplanmak isteyenlere polis plastik mermilerle saldırdı. Saldırıda çok sayıda eylemci polis tarafından gözaltına alındı. Kendine ‘hassas’ diyen bir faşist gökkuşağı bayrağını yaktı. Gerici bir grup da tekbirler getirerek yürüdü.

Tam bu günlerde Yıldız Üniversitesi’nin servis şöförü aynaya bakarak mastürbasyon yaptı. Öğrenciler ve bir grup insan dışında kimseden ses çıkmadı.

26 Haziran’da yapılacak olan Onur Yürüyüşü’nü Valilik yasakladı. 

“Müslüman Anadolu Gençliği” (MAG) adlı Onur Yürüyüşü için  “Laikistan Cumhuriyeti'nin müsaade ettiği sapkınlığa müdahale etmekle mükellefiz, seni de bekliyoruz.” Yürütmüyoruz” yazılı afişler hazırlayıp çağrılar yaptı onu diğer ‘hassas’ vatandaşlar izledi.

Bu sırada Özgür Gündem gazetesi’ne nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapan Şebnem Korur Fincancı, Ali Nesin ve Erol Önderoğlu tutuklanıp ceza evinde kondu. Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle hemen her gün yaşanan gözaltıları rutin olduğu için artık saymıyoruz.

‘Hassas’ vatandaşlarımız ve devletimiz ‘rezillik’ olarak gördükleri Onur Yürüyüşü’nü engellemek için el birliği ile çaba harcarken  günde en az üç kadına tecavüz edildi, şiddet gördü… Örneğin Gaziosmanpaşa Karlıtepe Mezarlığı'nda bir kadın silahla vurularak öldürüldü.

Ve yine bu günlerde bir çocuk istismarcısının 10 yaşında bir çocuğa telefon mesajları sosyal medyada dolaştı. İğrençti…

Onur Yürüyüşü’nün Valilik tarafından yasaklanmasından sonra Onur Yürüyüşü Komitesiş yürüyüşün formatını değiştirdiğini ve İstiklal Caddesi’nin her köşesine dağılacaklarını açıkladı. Komite valiliğe saat 17.00’da Tünel Meydanı’nda basın açıklaması yapmak için başvurdu. Bu açıklamaya da izin verilmedi. Polis öğle saatlerinden itibaren Taksim’in dört bir yanını ablukaya aldı.

Devlet görevlileri Beyoğlu sokaklarını gökkuşağı renklerinden korumak için elleri tetikte beklerken Lice’de kırsal alanda 3 gün önce çıkan yangın yeniden şiddetlenmişti. Antalya'da Kumluca’daki yangın Adrasan'a sıçradı. Yangın nedeniyle Olimpos ve Adrasan'da tahliye başladı.

LGBTİ bireylerin Beyoğlu sokaklarına döktükleri gökkuşağı renklerini alelacele süpüren araçlar ülkenin iki tarafında da süren yangın bir türlü söndürülemiyordu.

Bu sırada evet tam da bu sırada yani polis Beyoğlu’nda LGBTİ bireylere saldırır yerlerde sürüklerken Londra’da bir başka polis Onur Yürüyüşü’nde sevgilisine evlilik teklif ediyordu…

Bunların hepsi ne içindi?

LGBTİ birey olmak ‘rezillikti’ ve bu rezilliği dünya görmesindi…

Bütün dünyada özgürce kutlanan LGBTİ Onur Yürüyüşüne Dünyada özgürce kutlanan Onur Yürüyüşü"nü 'rezillik' diye yasaklayıp izin vermeyen devlet yürüyüşe destek veren Almanya Federal Meclis üyesi Volker Beck ve Avrupa Parlamentosu vekili Terry Reintke’yi gözaltına aldılar ki dünya rezillik görsün!

Adrasan ve Lice yanıyor.

Şebnem Korur Fincancı, Ali Nesin ve Erol Önderoğlu hapiste ve tecritte…

Memleket kan gölü…

Her üç kadından biri şiddete uğruyor, çocuk tacizcileri cirit atıyor…

Sokakları gökkuşağı renklerine boyayan insanlar gözaltında…

Dünya rezillik görsün!

@leylaalp

 

Yazarın Diğer Yazıları

Tekli koltuk

Hanımlar, beyler! O koltuklardan kalkıp aramıza katılın. Katılın ki neler söylediğimizi, neler yaşadığımızı, ne istediğimizi, neyi savunduğumuzu ve ne yapabileceğimizi görüp duyun. Tartışın, konuşun, birlikte karar verin yani çoğalın. Çünkü birlik olmak tek olmaktan büyüktür. Ne kadar rahat olursa olsun, tekli koltuk kanepeden hep küçüktür

Makul isyandan makus tarih çıkar

Ülkenin batısında bir yerlerde bir yıkım, yangın adaletsizlik olduğunda avazı kadar çıkan sesimiz doğusunda yaşandığında içimize kaçıyorsa hak ve adalet meselesi ile ilgili derin çelişkimiz var demektir...

Sokak güzeldir

Kayboluyoruz… Küçük hesaplarımızla didişirken o büyük bir denizin ortasında kayboluyoruz. Ve bunun için bir fırtına olması da gerekmiyor. Çünkü hayat insanı fırtınadan daha şiddetli savuran bir şey

"
"