31 Aralık 2017

Bizim hâlâ umudumuz var

Herkes için adalet, eşitlik isteyen şahane bir dünya umudumuz var…

Adettendir. Her gelen yıldan koca koca beklentilerimiz olur. Huzur, sağlık, mutluluk, para, barış, neşe, aşk, saadet, kazanç, başarı…  Eskiden kartpostallarla eşe dosta gönderdiğimiz iyi dilek mesajlarını şimdi akıllı telefonlarımız sayesinde gönderiyoruz. Yazması bir iki dakikayı göndermesi bir saniyeyi geçmeyen mesajlarla “mutlu, huzurlu yeni bir yıl diliyoruz”

Berbat bir yıl geçirdik doğru. Hatırlamak istemediğimiz kadar acı yaşadık. Daha kötüsü olmaz dediğimiz her şeyin daha kötüsünü yaşadık. Yeni yılda bundan daha kötüsü olabilir mi? Deli misiniz tabiî ki olur. Ve olacak.

Daha önce bundan daha kötüsü olmaz diyerek neleri yaşadık hatırlayın…

Ayrılıklarımız olacak yine, sevip kavuşamadıklarımız, kavuşup ayrıldıklarımız.

Sızılarımız olacak, hayal kırıklıklarımız…

Acılarımız olacak, gözyaşlarımız en irisinden…

Kırılacağız yine ve sanmayın hiç kimseyi kırmamış olacağız…

İşsiz kalacağız belki, faturalar ödenemeyecek…

Ev sahibi kiraya olmadık bir zam isteyecek.

Çocukların okul taksidini ödeyemeyeceğiz.

Kredi kartları şiştikçe şişecek belki eve haciz bile gelecek.

Yazdığımız bir yazı, attığımız bir mesaj yüzünden sabaha karşı evimiz basılacak.

Günlerce gözaltında kalacağız.

Komşularımız “demek teröristmiş hiç de benzemiyordu” diyecek.

Yakınlarımız hapishane önlerinde soğuktan titreyecek, sıcaktan yanacak…

Özleyenlerimiz olacak, özlediklerimiz…

Kazalar olacak, trafik kazaları tren kazaları, uçak kazaları…

Belki karşıdan karşıya geçerken bir araba çarpacak, belki bir kaza kurşunu bulacak bizi.

Gazetelerden bir kadının daha en yakınlarından biri tarafından öldürüldüğünü okuyacağız.

Bir taciz davasında mahkeme yine 10-12 yaşındaki çocuk için “rızası vardı” diyecek.

Termik santral için derelerimiz kurutulacak. Ağaçlarımız kesilecek.

Bir sokak hayvanını işkence yaparak öldürecek biri.

Başka biri elinde palayla ve ‘devletin kendisine verdiği yetkiyle’ hak arayan kalabalığın ortasına dalacak.

Yine bir yerlerde bombalar patlayacak ve belki o bombalardan biri bizim üstümüze düşecek…

Belki…  

“Bu kadar karamsar olmaya gerek var mı?” diyenleriniz olacak eminim. Karamsarlık değil bu hayatın tam da kendisi. Bunlar olacak çünkü daha önce oldu…

Hepsini yaşadık biz. Mesela Ahmet Şık hâlâ hapiste. Roboski için devlet hâlâ özür bile dilemedi. “Katırlara üzüldüm” diye sosyal mesajları atıyor birileri. Berkin’in katilleri hâlâ aramızda dolaşıyor.

Çocukların tacize, tecavüze uğramasına ses çıkarmayıp, şort giyen kadına saldırma hakkını kendinde gören bir kötülükle yaşıyoruz.

Rüşveti, yolsuzluğu görmezden gelip yılbaşı kutlamalarına “haram” diyen bir ikiyüzlülükle karşı karşıyayız.

Daha kötüsü oluyor, olacak…

Ve biz bütün bunlara rağmen burada, bu ülkede yaşamaya devam edeceğiz…

Bu ülkeyi sevmeye devam edeceğiz.

Acısına rağmen yaşadığımız her anın tadını çıkaracağız.

Kaybetme ihtimalini bildiğimiz için dostlarımıza, sevdiklerimize sıkı sıkı sarılacağız.

Rüşvet almayacağız mesela, başkasının hakkını gasp etmeyeceğiz.

Hiç kimseyi inancından, kimliğinden, dilinden ötürü yok saymayacağız.

Bir çocuğun ölümünü başka bir çocuğun ölümü ile kıyaslayacak kadar vicdansız olmayacağız.

Çocukların gözlerindeki masumiyeti sorgulamayacağız.

Çıkar hesapları, ayak oyunları, bel altı vuruşları yapmayacağız.

İşimizi kaybedeceğiz…

Özgürlüğümüzü belki…

Ama en kıymetlimizi; onurumuzu asla kaybetmeyeceğiz…

Bu dünyanın bizim onurumuz, iyiliğimiz ve umudumuz yüzü suyu hürmetine döndüğünü unutmayacağız.

Yeni yıl diye değil… Bizim her zaman şahane hayallerimiz var…

Herkes için adalet, eşitlik isteyen şahane bir dünya umudumuz var…

Bu saltanat, bu kan deryası böyle devam eder sananlar yanılıyor. Tarihin akışını elinde güç, para ve zalim olanlar değiştirir sananlar yanılıyor. Tarihin akışını halklar değiştirir. Evet çok büyük acı ve bedellerle ama sabırla, inatla…

Bir gün mutlaka…

Son olarak; yeni yılda herkese haksızlığa ve acıya direnme gücü, bol sabır, inat ve umut diliyorum.


@leylaalp

Yazarın Diğer Yazıları

Tekli koltuk

Hanımlar, beyler! O koltuklardan kalkıp aramıza katılın. Katılın ki neler söylediğimizi, neler yaşadığımızı, ne istediğimizi, neyi savunduğumuzu ve ne yapabileceğimizi görüp duyun. Tartışın, konuşun, birlikte karar verin yani çoğalın. Çünkü birlik olmak tek olmaktan büyüktür. Ne kadar rahat olursa olsun, tekli koltuk kanepeden hep küçüktür

Makul isyandan makus tarih çıkar

Ülkenin batısında bir yerlerde bir yıkım, yangın adaletsizlik olduğunda avazı kadar çıkan sesimiz doğusunda yaşandığında içimize kaçıyorsa hak ve adalet meselesi ile ilgili derin çelişkimiz var demektir...

Sokak güzeldir

Kayboluyoruz… Küçük hesaplarımızla didişirken o büyük bir denizin ortasında kayboluyoruz. Ve bunun için bir fırtına olması da gerekmiyor. Çünkü hayat insanı fırtınadan daha şiddetli savuran bir şey

"
"