18 Mart 2014

Berkin bizim çocuğumuzdur siz Anlayamazsınız…

Berkin yoksul mahallerin solgun yüzlü halk çocuğudur. Sizin oğlunuz gibi “6 gemiciği” değil misketleri vardı.

15 yaşında tabutu kendinden ağır çocuğu Berkin Elvan’ı uğurlayalı birkaç gün oluyor. Biz hala Berkin’i konuşuyoruz. Berkin’in kara kaşlı fotoğraflarını görünce boğazımız düğümleniyor. Duvarlarda “Berkin Elvan ölümsüzdür” yazısını gördükçe gözlerimiz doluyor.  Gazetelerde, televizyonlarda ailesinin açıklamalarını gördükçe boğulacak gibi oluyoruz.

Bir gerçeği anlatıyor yazılar, resimler. Bir gerçeği anlatıyor Berkin için yapılan şarkılar videolar... 15 yaşındaki Berkin öldürüldü…

Biz Berkin’i konuşur, Berkin’e ağlar, Berkin için sokaklara dökülürken başta Başbakan olmak üzere birileri tarafından Berkin’in masumiyeti sorgulanıyor. Elindeki sapan, oturduğu mahalle, yüzündeki puşi…

 

Bizi ayıran Berkin

Berkin bizi ayırdı… Berkin bu ülkenin vicdan sahibi insanlarıyla, “elinde sapanla ne işi vardı” diyenleri ayırdı.  Berkin 16 kilonun altında ezilenlerle, 16 kiloyu görmezden gelenleri ayırdı. Berkin “teröristti” diyenlerle “o daha çocuktu” diyenleri ayırdı…  Berkin’in babası Sami Elvan’ın “Beni bitirdiler beni öksüz bıraktılar.” Sözlerini ağlayarak izleyenlerle “iyi ki ölmüş” deyip kanal değiştirenleri ayırdı… 15 yaşında bir çocuk, bir ülkeyi yeniden kuracak kadar rüşvet alıp dolandırıcılık yapılmasına değil, Berkin’e kızanlarla, onun için sokağa çıkanları ayırdı.

 15 yaşında 16 kilo bir çocuğun ölümü ülkeyi ikiye böldü.  Bu ülkede artık ayakkabı kutularında milyon dolar saklayan Bakan çocukları için kefen giyip Başbakan karşılayanlar var bir de cebindeki son parayla Berkin’in cenazesine katılmak için otobüs bileti alanlar var…

Berkin ülkeyi ikiye böldü… Ve öyle görünüyor ki bu yarılma gün geçtikçe daha da büyüyecek.

Bu yüzden 780 bin karede herkesin Başbakanı olduğunu iddia eden Recep Tayyip Erdoğan meydanlarda Berkin’in annesini dakikalarca yuhalatabiliyor. Bu yüzden “evladınızın mezarına karanfil ve demir bilye atışınızı pek anlamadım” diyebiliyor… Onu alkışlayanlar bindirilmiş kıtalar ise 15 yaşında öldürülen bir çocuğun annesini yuhalayabiliyor. Çünkü anlamıyorlar…

 

Anlayamazsınız…

Berkin’in annesini Roboski’de bombalarla parçaladığınız çoğu çocuk 34 köylünün annesi anlar. Hani sizin özür dilemekten imtina ettiğiniz Roboskililer.

Berkin’in annesini 12 yaşında 13 kurşunla vurulan Uğur Kaymaz’ın annesi anlar. Hani terörist ilan ettiğiniz hani katillerini cezasız bıraktığınız Uğur’un.

Berkin’in annesini eteklerinde evladının parçalarını toplayan Ceylan Önkol’un annesi anlar.

Berkin’in annesini her Cumartesi günü Galatasaray Lisesi önünde evlatlarını soran Kayıp Anaları anlar… Hani evlatlarının kemiklerini bile bulmadığınız, “marjinal” dediğiniz Cumartesi anneleri

Berkin’in annesini Ali İsmail’in annesi anlar. Hani döve döve öldürdüğünüz Ali İsmail’in annesi…

Berkin’in annesini Burakcan’ın babası bile anlar ama siz anlayamazsınız…

 

Berkin bizim çocuğumuzdur… Siz anlayamazsınız…

Berkin yoksul mahallerin solgun yüzlü halk çocuğudur. Sizin oğlunuz gibi “6 gemiciği” değil misketleri vardı.

Berkin’e her sabah babası yetecek kadar harçlık verebiliyordu, sizin oğlunuz gibi eritmesi milyon dolarları yoktu, altı delik ayakkabıları vardı.

Berkin’i Okmeydanı’nda  sizin çocuğunuz gibi onu koruyacak binlerce polis yoktu, sadece sapanı vardı…

Anlayamazsınız… Çünkü siz Sami Elvan’ın dediği gibi Gezi’de ölen 8 çocuğun ailesini arayıp başsağlığı bile dilemediniz. Sami Elvan çocuğunu toprağa verdi siz kendi oğlunuzu ifade vermeye bile gönderemediniz…

Anlayamazsınız…  Çünkü siz çocuğunuz karakola düşmesin diye dünyayı ayağa kaldırdınız, binlerce polisin yerini değiştirdiniz ama başkalarının çocuklarının ölüm fermanını imzaladınız, başkalarının çocuklarını öldüren polise “kahraman” dediniz.

Devletin öldürdüğü 580. çocuk Berkin. Devlet için bir sayıdan ibaret. Bu yüzden Başbakan ve onu alkışlayanlar için bir şey ifade etmiyor. Çünkü onlar için “çocuklar ölmesin” demek sadece bir demagojiden ibaret. “Suriye’de çocuklar ölüyor” deyip aynı Suriye’ye çocuklar ölsün diye tırlarla silah ve misket bombaları gönderenler bir annenin evladının mezarına neden misket attığını anlayamaz…

Biz anladık. Berkin’in annesinin “benim evladımı Allah almadı” derken ne demek istediğini de anladık neden mezarına karanfiller bilyeler atıldığını da anladık. Çünkü Berkin bizim çocuğumuz, kardeşimiz bizim yeminimizdir…

Berkin bizim için Gezi demek. Gezi’deki masumiyet, inanç demek. Yüz binlerin ayaklanmasının kalbi demek. O yüzden kalbimiz 16 kiloya düşmüş çocuğun kalbinde attı. O yüzden o çocuğun kalbi durunca koca bir ülkede vicdan ayaklandı.

Çünkü 15 yaşında bir çocuk okula, denize, maça, misket oynamaya gitmesi gerekirken mezara gitmişti…

Ve biz 15 yaşında bir çocuğun maçına, tiyatro gösterisine, doğum gününe gitmemiz gerekirken cenazesine gittik.

Sayın Başbakan biz sizde bir vicdan olmadığını anladık. Siz de şunu anlayın… Hepimiz o meydanda yuhalattığınız Berkin Elvan’ın annesi, kardeşi, abisi, babası, amcasıyız… Ve yanıtımızı sokakta, sandıkta nerede olursa olsun vermeye devam edeceğiz…

Berkin’i uğurlamaya gelen, mahşeri kalabalık bir şeyi daha anlatıyor. Bir başka bir çocuğu daha öldürdüğünüzde bu ülkenin insanları Ceylan’da, Uğur’da ya da Roboski’de susulduğu gibi susmayacak…

 

Twitter: @leylaalp

Yazarın Diğer Yazıları

Tekli koltuk

Hanımlar, beyler! O koltuklardan kalkıp aramıza katılın. Katılın ki neler söylediğimizi, neler yaşadığımızı, ne istediğimizi, neyi savunduğumuzu ve ne yapabileceğimizi görüp duyun. Tartışın, konuşun, birlikte karar verin yani çoğalın. Çünkü birlik olmak tek olmaktan büyüktür. Ne kadar rahat olursa olsun, tekli koltuk kanepeden hep küçüktür

Makul isyandan makus tarih çıkar

Ülkenin batısında bir yerlerde bir yıkım, yangın adaletsizlik olduğunda avazı kadar çıkan sesimiz doğusunda yaşandığında içimize kaçıyorsa hak ve adalet meselesi ile ilgili derin çelişkimiz var demektir...

Sokak güzeldir

Kayboluyoruz… Küçük hesaplarımızla didişirken o büyük bir denizin ortasında kayboluyoruz. Ve bunun için bir fırtına olması da gerekmiyor. Çünkü hayat insanı fırtınadan daha şiddetli savuran bir şey

"
"