Af etmek hepimizin bildiği gibi özür dilemek anlamında kullanılan bir sözcüktür. Ama aynı zamanda bir durumu bir kimliği aşağılamak manasında da kullanılır ki memleketimizde erk sahipleri tarafından kullanımı genel olarak böyledir. Yani güç sahibi özür dilemez, söylediği şeyin bir özür olduğunu bir kusur olduğunu ifade eder. Bu olunmaması gereken şeyi kusuru birileri yapmıştır, olmuştur o da mecbur söyleyecektir.
“Afedersin kadın mıdır, kız mıdır belli değil, Afedersin Ermeni, Afedersin Rum, Afedersin Alevi… bu ‘kusurlara’ verilebilecek örneklerdendir.
Resmi kaynaklara göre Hititleri, Persleri, Romalıları, Arapları, Mezopotamyalıları ağırlamış bir coğrafya yıllardır bu tür saygısızlıklara tanıklık ediyor. Bu durumu sadece densizlik, düşüncesizlik, saygısızlık olarak adlandırıyor olmamızın verdiği güçle her seferinde birileri “Afedersin …” oluyor.
Oysa bu olunmaması gereken durumun, kusursun adı ne Alevilik, ne Ermenilik ne Kürtlüktür… Olunmaması gereken büyük kusurun adı ırkçılıktır… Faşistliktir…
İnsan Alevi, Ermeni, Yahudi olmayı kendisi seçmez ama faşist olmayı kendisi bilerek, isteyerek kendi özgür iradesiyle seçer…
Peki nasıl faşist olunur?
Bir insanın kimliği, cinsel tercihi, milliyeti, dili, dini, ırkı ile ilgili aşağılayıcı cümleler kuruyor ya da kuranı alkışlıyorsanız,
Dili, özgürlüğü, emeği için sokağa çıkan insanların joplanmasını, dövülmesini, öldürülmesini ‘makul’ görüyor, şiddet uygulayan polisin nasıl olup da sabrettiğine şaşırıyor ya da şaşırana şaşırmıyorsanız,
Kürdüm diyene yan gözle bakıyor, Ermeni olana sırt çeviriyorsanız,
Yan komşunuzun Alevi ya da Rum olmasından rahatsızlık duyuyorsanız,
LGBTİ bireylerin 'sapık' olduğuna inanıyorsanız,
Kadına şiddetin 'bazen' haklı gerekçeleri olduğunu düşünüyorsanız,
Kadınların gülmesini, konuşmasını, sokağa çıkmasını ‘ahlaksızlık’ sayıyor ya da sayanı destekliyorsanız,
Tecavüze uğrayan kadın ya da çocuğun rızası olabileceğini aklınızdan geçiriyorsanız,
Sizin düşündüklerinizi düşünmüyor, sizi savunmuyor, desteklemiyor diye insanları yaftayıp, hedef gösteriyorsanız,
Gazeteciye ‘edepsiz’, öğrenciye ‘çapulcu’, engelliye ‘yarım’, milletvekiline ‘fahişe’ diyorsanız
Parkını, ağacını korumak için eylem yapan insanlara “terörist”, elinde silah, balta insan doğrayanlara “öfke örgütü” sayıyorsanız
Evlatlarının kemiklerini arayan Cumartesi annelerinin " analıklarını" sorguluyorsanız,
Roboski'de çoğu çocuk 34 köylünün öldürülmesini "ama onlarda kaçakçı" deyip makul görüyorsanız,
14 yaşında öldürülen bir çocuk için " ama elinde sapan" vardı diyorsanız,
14 yaşında öldürülen bir çocuğun annesini meydanlarda yuhalatıyor veya yuhalıyorsanız,
19 yaşında döve döve öldürülen bir gencin davasında katilleri savunuyorsanız,
13 yaşında 12 kurşunla öldürülen bir çocuğun " terörist" olduğuna inanıyorsanız,
Afedersiniz ama faşistsiniz...
Ve Faşizm hiç de af edilecek bir şey değildir…