06 Eylül 2010

Yeraltında daha ne kadar fosil yakıtı var?

Bugün için dünyadaki kömür rezervlerinin toplamı yaklaşık 900 milyar metrik tondur...

Önceki yazımızda fosil yakıtlarının nasıl oluştuklarını açıklamaya çalışmıştık. Bu yakıtların nasıl oluştuklarını bilmek yeraltında bunlardan daha ne kadar kaldığı ve dolayısıyla da bunların potansiyel zararları konusunda bize bir yol gösterici olacaktır. 
Konumuza kömür ile devam edelim. Bugün için dünyadaki kömür rezervlerinin toplamı yaklaşık 900 milyar metrik tondur. Bu rezervlerin çoğu enerji verimi düşük kömürden, yani linyit ve benzeri kömür türlerinden oluşmaktadır. Kömür yataklarının çoğu da Çin, ABD, Hindistan ve Avustralya'da bulunmaktadır. Dünyada senelik 15 milyar ton kömür yakıldığına ve bu miktarın senede %2-3 arttığına bakılacak olursa kömür rezervleri dünyaya 60 sene daha yetecek miktardadır. Kömür çıkartmak için birinin yerin altına girip kömürü kazarak çıkartması gerektiğinden klasik yerler dışında kömür bulunacak olsa da bu kömürün çıkartılması çok maliyetli olacaktır.
Denizlerdeki küçük canlıların ölmeleri ve oksijensiz ortamda basınç ve sıcaklık altında kerojene dönüştüğünü ve kerojenin ham petrolün ana maddesi olduğunu daha once irdelemiştik. İnce taneli tortul kayaların (şeyl) arasında sıkışan kerojen tabakası sıcaklık ve basınç altında bulunmazsa uzun süre olduğu gibi kalabilir. Bugün dünyada yüzeye çok yakın bölgelerde bu birikim şeyl petrolü olarak bilinmektedir. Dünyadaki kullanılabilir geleneksel ham petrolden çok daha fazla şeyl petrolü vardır. Ham petrolün varil fiyatı bugün için 70 USD cıvarındadır. Şeyl petrolünü kullanılır hale dönüştürmek varil başına 35 ila 75 USD arasında bir maliyet gerektirdiğinden bugün için rezervlerin çoğu kullanılmamaktadır, ancak ham petrolün varil fiyatı 100 USD seviyesinin üzerine çıktığında bu rezervlerin de kullanılır hale geleceği açıktır. Ülkemizde Bolu civarında zengin şeyl petrol yatakları bulunmaktadır. Bilinen rezervler 500 milyon ton, mümkün rezervler de yaklaşık 2000 milyon tondur. Bu rezervlerin önemli kısmının bulunduğu Hatıldağ'da 1 ton şeyl petrolü 58 litre ham petrol, Himmetoğlu şeyl petrolü de 1 ton için 482 litre ham petrol verecek kapasitededir.
Eğer şeyl içindeki bu kerojen üstündeki çamurun kayalaşması sonucu yerin altında kalacak olursa basınç ve sıcaklık etkisi ile petrol ve doğal gaza dönüşür. Petrol temelde 5-15 karbondan oluşan basit bir zincirdir. Yerin altındaki sıcaklık 60oC ile 120oC arasında olursa sıvı petrol, 120oC ile 150oC arasında olursa da 1-4 karbon zincirinden oluşan doğal gaz elde edilir. Ancak bu yakıtların deliksiz kayaların altında birikmiş olması gereklidir, eğer delikli kayaların altında oluşurlarsa sızarak yüzeye çıkarlar.
Bugün dünyada günde 90 milyon varil ham petrol ve 8 milyar metreküp doğal gaz tüketilmektedir. Ham petrol rezervleri 1200 milyar varil ve doğal gaz rezervleri de 175000 milyar metreküp olduğuna göre, şimdiki tüketim hızımızla ham petrol yaklaşık 40, doğal gaz da yaklaşık 60 sene yetecek miktardadır. Bu miktara ileride çıkartılabilecek şeyl petrolünü de katacak olursak dünya petrol rezervi 4000 milyar varile çıkar, bu miktar da dünyanın 120 yıllık ham petrol ihtiyacını giderebilir. Benzer şekillerde rezervlerin en uzun süre dayanması açısından en iyi senaryolar düşünülecek olursa doğal gaz rezervleri 170, kömür rezervleri de 410 yıl yeterli olabilir.
Ancak, iklim değişikliği açısından da bakıldığında istenen rezervlerin beklediğimizden az olması ve dolayısıyla da en kısa sürede tükenmesidir. Eğer yukarıda belirtildiği gibi rezervler bizi en azından 22. yüzyılın ortalarına taşıyacak boyuttaysa bu atmosferdeki karbondioksit miktarının dünyada yaşamın varlığını tehdit edecek bir boyuta çıkacağını göstermektedir. Bu sebepten iklim değişikliği açısından fosil yakıt rezervlerin ne kadar süre dayanacağı önemli bir tartışma ve araştırma konusudur. Gelecek yazımızda rezervlerin varlığının neden bir tartışma konusu olduğunu inceleyeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları

AB Parlamentosu seçimlerinin "Tarladan Çatala" uygulamasına etkileri

Yeşiller Partisi’nin seçimlerde yaşadığı kayıplar, "Tarladan Çatala" stratejisinin uygulanmasını zorlaştırabilir. Özellikle Fransa ve Almanya gibi büyük ekonomilerde Yeşiller’in oy kaybetmesi, bu ülkelerin sürdürülebilir tarım politikalarına daha az destek vermesi anlamına gelebilir

İklim krizi ve havayolu taşımacılığı

Türbülansın artması; yolcular için uçuşları daha sarsıntılı hale getirirken mürettebat için güvenlik riskleri oluşturur ve uçak bakımının zorlaşması nedeniyle havayolu şirketleri için operasyonel maliyetlerin artmasına yol açar

İklim değişikliğine uyum sağlamada sigorta sektörünün yaratacağı faydalar

Sigorta sektörü, toplumun iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada hayati bir rol oynamaktadır

"
"