18 Ekim 2022

Küresel doğal gaz ticareti ve Ukrayna sorunu

Küresel bağlamda doğal gaz piyasasına dair ve bizi de ilgilendiren bilgileri listelemek istedim. Buradan çıkacak sonuçlara katılmayabilirsiniz ama en azından doğru soruları sormanıza yardımcı olabilir

- Güney ve doğu Asya'da bugün için en fazla doğal gaz tüketen ülkeler yer alıyor. Başta Çin olmak üzere Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Singapur bu bağlamda öne çıkan ülkeler. Hindistan ise geliştikçe kömürden doğal gaza bir geçiş yapma çabasında.

- Japonya çok uzun zamandır enerji ihtiyacının önemli bir kısmını sıvılaştırılmış doğal gazdan (LNG) sağlıyor. Bu piyasada yerleşmiş ilişkileri var ve LNG'ye en yüksek bedellerden birini ödediği için en kıymetli müşterilerden biri.

- Hindistan çok büyük bir pazar olmasına rağmen doğal gazı boru hatları ile alamıyor çünkü çevresindeki ülkeler hem güvenliği sağlayamayacak durumdalar hem de Hindistan'ın onlarla arası iyi değil. O nedenle de uzun vadede tek çıkar yol LNG.

- Bölgedeki Avustralya, Endonezya ve Malezya'da yapılan LNG üretimi Asya pazarının ihtiyacını artık karşılayamıyor. Bu nedenle Katar önemli bir oyuncu olarak Asya pazarına hizmet veriyor.

- ABD 2000'lerin başında net ithalatçı bir ülkeyken kaya gazı çıkartma metotlarının gelişmesiyle büyük ihracatçılardan biri haline geldi. Yalnız ABD'nin bir yanda en büyük gücü, diğer yanda da en büyük zayıflığı, doğal gaz üretimine devletin karışmaması ve doğal gaz üretim miktarlarını piyasa fiyatının belirliyor olması.

- ABD'de devletin katkısı LNG ihracatını sağlayacak depolama ve sıvılaştırma tesislerinin kurulmasını kolaylaştırma aşamasında etkili oluyor. Ancak devlet içerisindeki iki grup, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar elde edilen doğal gazın gelecek için depolanması veya ihraç edilmesi konusunda anlaşmış değiller. Özellikle ülke içinde artan enerji fiyatlarının yakın ve orta vadede ihracatı zora sokması beklenebilir.

- Bunun ötesinde, ABD istediği her ülkeye enerji ham maddesi ihraç edemiyor. Bu ancak kongrenin onayıyla mümkün. Dolayısıyla burada iki partinin anlaşması son derece önemli ve özellikle bugünlerde bu anlaşma pek de kolay görünmüyor.

- ABD en büyük doğal gaz üretici ve ihracatçılarından biri olsa da ihracatın önemli bir kısmı Meksika Körfezi kıyısındaki tesislerden yapılıyor. Bu tesislerin en başta geleni Freeport'da Haziran ayında meydana gelen patlama ve yangın ihracatın yüzde 20 azalmasına neden oldu. Tamiratlar da en azından Ocak ayına kadar sürecek.

- Son üç senedir La Nina koşulları hüküm sürüyor. Bu, Batı Avrupa açısından kışın soğuk geçeceğinin bir işareti.

- Avrupa Birliği uzun süredir Rusya ve Gazprom'dan bağımsız bir enerji stratejisi yürütmek çabasında. Bu strateji doğal gaz kaynaklarını çeşitlendirmenin yanı sıra yenilenebilir enerjinin de önceliklendirilmesini gerektiriyor. Avrupa Birliği'nin baş oyuncusu Almanya Rusya'dan aldığı doğal gaza o derece bağımlı ve bu gaza o derece güveniyor ki LNG ithal edebilecek bir altyapı kurmayı planlamamış bile.

- AB mümkün olduğunca hızla yenilenebilir enerjiye yüklenirken Rusya ile Ukrayna arasında oluşacak bir krizi öngörüyordu, ancak bu krizin topyekün bir savaş düzeyine çıkabileceğini beklemiyordu. Dolayısıyla enerji geçişi sırasında epeyce gafil avlandı. Şu anda sert bir kışı geçirebilecek kadar enerjileri yok.

- Rusya - Ukrayna krizi başladığında enerji kaynakları hariç olmak üzere Rusya'ya yaptırım kararı uygulamaya başlayan, sonrasında da enerji kaynaklarını da bu kararın içine dahil eden Avrupa kısa vadede sorunun çözüme kavuşacağını ve bu sürede de gerek ABD gerekse de küresel piyasalardan elde edilecek doğal gaz ile normal yaşamına devam edeceğini umuyordu.

- Küresel bağlamda yerleşmiş müşterileri olan bir LNG piyasasında Avrupa'nın eklenen ihtiyacı ve ABD'de devreden çıkan Freeport tesisi hesaba katıldığında önemli bir sıkışıklık oluştu. Özellikle daha yüksek fiyat veren Asyalı müşterilerin yanında LNG altyapısı nispeten zayıf olan Avrupa'nın sorun yaşayacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

- Bu problemlerin gelmekte olduğu 2014 ve öncesinden belliydi. Ukrayna, Rusya ile AB arasında bir doğal gaz aracısı rolü oynuyordu ve bu rolde de fazla başarılı değildi. Rusya o noktadan beri Ukrayna'yı aradan çıkartacak çözümler arayışındaydı. Bu çözümlerin ilki Kuzey Akım Boru Hatlarıydı. Bu hatlar başarıyla tamamlandı, ancak bu hatların yapılması AB ile Rusya'nın önemli maddi desteğiyle olabildi.

- Karaların üzerinde bir doğal gaz boru hattı yapmak, deniz altında aynı hattı yapmaya kıyasla çok çok daha kolaydır. Kuzey Akım Boru Hatları Rusya'nın Ukrayna'yı resimden çıkartmayı ne derece istediğinin başta gelen göstergelerinden biridir.

- Ukrayna uzun süredir Rusya'dan elde ettiği transit gelirleriyle ekonomisini ayakta tutmaktaydı. Bunun ötesinde kamu sisteminde yatan yolsuzluklar Ukrayna'nın Avrupa Birliği'ne dahil olmasını oldukça zorlaştırmanın ötesinde ekonomilerini de dengesiz bir hale getirmekteydi. Savaş öncesinde Rusya'dan gelen doğal gaz kesildiğinde Ukrayna'yı Avrupa Birliği'nin gaz şebekesi besledi ama kısa ve orta vadede Batı'dan yardım almadan Ukrayna'nın bu gazın parasını ödemesine imkan yok. Kısacası, Avrupa Birliği de Ukrayna'nın durumundan çok da hoşnut değil ve sorunun hızla çözülmesi onların da işine geliyor.

- Ukrayna sorununun çözülmesi ABD'nin işine gelmiyor. Dikkat ederseniz Ukrayna'ya ekonomik yardım değil bolca silah yardımı yapılıyor. Artan petrol ve doğal gaz fiyatları artık önemli bir üretici haline gelmiş olan ABD'ye ihracat bağlamında fayda sağlıyor, satılan silah sistemlerinin de önemli bir kısmı ABD yapımı. Ayrıca bu savaş sayesinde ABD Avrupa ülkelerini hala aynı safta birleştirmeyi beceriyor.

Bir dahaki yazıda bu bilgilerle bizim içinde bulunduğumuz coğrafyayı birleştirerek çıkabilecek sonuçları irdelemeye çalışacağım.

Levent Kurnaz kimdir?

Levent Kurnaz İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi'nden 1988 yılında Elektrik ve Elektronik Mühendisi olarak mezun oldu. Aynı üniversitede 1990 yılında Fizik lisans ve Elektronik Mühendisliği yüksek lisans programlarını tamamladı.

ABD'deki Pittsburgh Üniversitesi'nden 1991 yılında fizik yüksek lisans, 1994 yılında doktora derecelerini aldı. 

1992 yılında FCC lisansı alarak WPTS radyo istasyonunda program yapımcısı olarak çalışmaya da devam etti. 

1995 - 1997 yılları arasında New Orleans'daki Tulane Üniversitesi Kimya Bölümü'nde petrol sızıntılarının temizlenmesi üzerine doktora sonrası araştırmalar yaptıktan sonra Türkiye'ye döndü. 

1997 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 2014 yılında kurucusu olduğu İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin de halen müdürlüğü görevini yürütüyor.

Temel bilimlerin değişik alanlarında yayınları olan Levent Kurnaz'ın diğer kitaplarının yanı sıra iklim değişikliği alanında yazdığı "Son Buzul Erimeden" ve sürdürülebilirlik alanında Gülin Yücel ile birlikte kaleme aldığı "Yeni Gerçeğimiz Sürdürülebilirlik" kitaplarını raflarda bulmak mümkün. 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Siyah kedi - beyaz kedi

Bizim için de önemli olan bütçemize uygun yenilenebilir enerji kaynaklarına ve elektrikli araçlara sahip olmaktır. Bunu kimin ürettiği ikincil problemdir

COP28'den neler bekliyoruz?

İklim krizinin en büyük sebebi insanların kömür, petrol ve doğal gaz yakmasıdır. Bu krizi durdurabilmenin tek yolu da kömür, petrol ve doğal gaz yakmayı bırakmaktır. COP28 toplantısının en büyük petrol ve doğal gaz ihracatçılarından biri olan Birleşik Arap Emirlikleri'nde yapılıyor olması da aslında bize bir sonuç çıkmayacağını gösteriyor