30 Ocak 2023

İklim finansmanı karmaşıklaşıyor

Genel anlamda iklim finansmanına baktığımızda konunun benzer bir kargaşa içinde olduğunu söylememiz mümkündür. Öncelikle gelişmiş ülkeler her toplantıda senelik 100 milyar dolar destek hedefinin arkasında durduklarını söyleseler de bu miktarın toplanabilmesi hiç mümkün olmamıştır

Portekiz; Afrika, Asya ve Güney Amerika'daki ülkeleri içeren eski kolonileriyle karmaşık bir ekonomik ilişkiye sahiptir. Tarihsel olarak, bu koloniler Portekiz malları için önemli kaynak sağlamanın yanında bir pazar da oluşturuyordu. Bu kolonilerin birçoğu bugün Portekiz için önemli ticaret ortakları olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, sömürgecilik mirasının bu ülkelerin birçoğunun ekonomisi üzerinde de olumsuz etkileri oldu ve Portekiz, eski sömürgelerine yönelik muameleleri nedeniyle geçmişte sıkça eleştirildi. Son yıllarda Portekiz, sürdürülebilir ve adil büyümeyi teşvik etmek amacıyla eski kolonileri arasında ekonomik işbirliği ve kalkınmaya yeniden odaklandı.

Portekiz, Yeşil Burun Adaları’nın (Cape Verde) borçlarını çevre yatırımları yapmaları koşuluyla sildi” haberini okuduğumda benim de içimi bir umut kapladı. Aslında gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere verecekleri desteğin tam da bu şekilde ve boyutta olması gerekiyor. Özellikle, Portekiz ile eski bir kolonisi olan Yeşil Burun Adaları arasında böylesi bir ilişkinin kurulmuş olması ekonomik ve ekolojik sorunların giderilmesinden öte ciddi sosyal sorunların da çözülmesine destek olabileceğini düşündürdü.

Yeşil İklim Fonu, gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama ve etkilerini azaltma konusunda yardımcı olmayı amaçlayan uluslararası bir kuruluştur ve dünyanın dört bir yanından hükümetler, kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar tarafından desteklenmektedir. Avrupa Birliği'nin bir üyesi olarak Portekiz'in, AB'nin Yeşil İklim Fonu'na fon sağlamaya yönelik toplu çabalarına katkıda bulunması beklenir. AB, yıllık 100 milyar dolar hedefine ulaşmak için gereken toplam finansmanın en az yüzde 20'sini sağlamayı taahhüt etmiştir. Ancak Portekiz’in 2020 yılında bu fona ödediği miktar sadece 70 milyon dolardır.

Bir yanda bugün salımları ve etkileri diğer yanda da geçmişten beri iklim krizine olan katkıları dikkate alındığında gelişmiş ülkelerin iklim krizi sorununu çözme yolunda maddi yükü çok daha fazla sırtlanmaları gereklidir. Senelik 100 milyar dolarlık finansman hedefini gelişmiş ülkelerin bugünkü ve tarihi sorumluluklarına göre dağıttığımız zaman en düşük katkıyı sağlayan ABD ve Yunanistan’ın ardından Portekiz alttan üçüncü sıradadır. 2020 yılında ödediği 70 milyon dolar o yıl ödemesi beklenen 688 milyon doların ancak onda biridir. “Portekiz Yeşil Burun Adaları’nın borcunu sildi” şeklinde bakıldığında gerçekten hoş görünen bir habere bu şekilde bakıldığında ise durumun oldukça farklı olabileceği hissediliyor.

Genel anlamda iklim finansmanına baktığımızda konunun benzer bir kargaşa içinde olduğunu söylememiz mümkündür. Öncelikle gelişmiş ülkeler her toplantıda senelik 100 milyar dolar destek hedefinin arkasında durduklarını söyleseler de bu miktarın toplanabilmesi hiç mümkün olmamıştır. Bir de artık bu fona doğrudan kaynak aktarmaktansa çoğu ülkenin zaten geri almaları zor görünün çoğu borçlarını benzer şekilde silerek Yeşil İklim Fonu’na aktarmış göstermeleri de mümkündür. Yani günün sonunda fona baktığımızda içinde bolca para var gibi görünecektir ama aslında fonun içinde fazla para olmadığını herkes biliyor.

Ancak bu noktada gelişmiş ülkelere biraz da olsa hak vermemiz gerekiyor. Evet, bu krizin maddi sorumluluğunu onlar taşımak zorundalar ama finansal destek sağlandığında bu desteğin serbestçe değil gerekli yerlere harcanmasını sağlayacak uluslararası bir mekanizmaya da ihtiyacımız var. EBRD’nin geçen sene uygulamaya başladığı gibi, alınan tüm fonlarda bir yandan iklim krizini kötüleştirmeyecek yatırımlar yapılması garanti altına alınırken diğer yandan da yapılan yatırımların iklime dirençli olmasını da şart koşmak ve denetlemek gereklidir. Bu açıdan bakıldığında da Portekiz’in ekolojik yatırımlar karşılığında borçları silmesi bir noktaya kadar hayırlı bir hareket olmuştur.

Levent Kurnaz kimdir?

Levent Kurnaz İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi'nden 1988 yılında Elektrik ve Elektronik Mühendisi olarak mezun oldu. Aynı üniversitede 1990 yılında Fizik lisans ve Elektronik Mühendisliği yüksek lisans programlarını tamamladı.

ABD'deki Pittsburgh Üniversitesi'nden 1991 yılında fizik yüksek lisans, 1994 yılında doktora derecelerini aldı. 

1992 yılında FCC lisansı alarak WPTS radyo istasyonunda program yapımcısı olarak çalışmaya da devam etti. 

1995 - 1997 yılları arasında New Orleans'daki Tulane Üniversitesi Kimya Bölümü'nde petrol sızıntılarının temizlenmesi üzerine doktora sonrası araştırmalar yaptıktan sonra Türkiye'ye döndü. 

1997 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 2014 yılında kurucusu olduğu İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin de halen müdürlüğü görevini yürütüyor.

Temel bilimlerin değişik alanlarında yayınları olan Levent Kurnaz'ın diğer kitaplarının yanı sıra iklim değişikliği alanında yazdığı "Son Buzul Erimeden" ve sürdürülebilirlik alanında Gülin Yücel ile birlikte kaleme aldığı "Yeni Gerçeğimiz Sürdürülebilirlik" kitaplarını raflarda bulmak mümkün. 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Siyah kedi - beyaz kedi

Bizim için de önemli olan bütçemize uygun yenilenebilir enerji kaynaklarına ve elektrikli araçlara sahip olmaktır. Bunu kimin ürettiği ikincil problemdir

COP28'den neler bekliyoruz?

İklim krizinin en büyük sebebi insanların kömür, petrol ve doğal gaz yakmasıdır. Bu krizi durdurabilmenin tek yolu da kömür, petrol ve doğal gaz yakmayı bırakmaktır. COP28 toplantısının en büyük petrol ve doğal gaz ihracatçılarından biri olan Birleşik Arap Emirlikleri'nde yapılıyor olması da aslında bize bir sonuç çıkmayacağını gösteriyor