24 Mayıs 2012

İklim değişikliği bir piyasa başarısızlığıdır!

Piyasaların temel görevi toplumun refahını sağlamaktır. Piyasalar bu görevlerini başaramadıklarında başarısız sayılırlar...

Piyasaların temel görevi toplumun refahını sağlamaktır. Piyasalar bu görevlerini başaramadıklarında başarısız sayılırlar ve başarısız piyasaların toplumun refahını sağlamaya geri dönebilmeleri dış müdahalelere bağlıdır. Bu bağlamda bakıldığında, uzun vadede iklim değişikliği şu andaki piyasa sisteminin başarısız olduğunun bir göstergesidir, bundan dolayı da toplumun refahı için acilen bir dış müdahaleye gerek vardır.

Tekrar tekrar aynı şeyleri söylüyorum ama:

1. Dünyanın toplam tüketimi göz önüne alındığında yeraltında bize sadece 100 yıl daha yetecek kadar fosil yakıt var. Yani tüketimimizi hiç arttırmasak bile yeraltındaki kömür, petrol ve doğalgaz bize en fazla 100 yıl daha yetebilir. Tüketimimiz de artmakta olduğuna göre elimizde bize normal şartlar altında 50-60 yıl daha yetecek kaynak var elimizde. Bunlar bittiği zaman nasıl yaşayacağımız sorusunun cevabının toplum açısından hiç de güzel bir cevabı olmadığını biliyorsunuz. Bu sebeple, fosil yakıtlarının böylesine hızlı ve alternatif düşünülmeden tüketilmesine neden olduğu için piyasa ekonomisi başarısız olmuştur. Bugün bunun etkilerini görmüyoruz belki, ama önümüzdeki 50 yılda bizi bu bağlamda büyük zorluklar bekliyor.

2. Bugün için çoğu dünya vatandaşının temel arzusu bir Amerikalı gibi yaşamaktır. Ancak herkes bir Amerikalı gibi yaşayacak olsa değil bu dünya, bu dünya gibi dört tane dünyanın tüm kaynakları toplumun ihtiyacını gidermeye yeterli olmayacaktır. Kaynakların yeterli olmadığı bir hedef belirleyip insanları bu hedefe koşullandırdığı için piyasalar başarısız olmuştur. Geçtiğimiz hafta önemli endüstri gruplarının dünyadan çıkıp asteroidlerde maden aramak için bir ortaklık kurduğunu okudunuz. Düşünün bakalım bunu kar için mi yapıyorlar yoksa dünyada artık kolay ve ucuza çıkartılabilen madenler kalmadığı için mi? İnsanlık bu yüzyıla kadar dünyanın limitlerine dayanmamıştı. Avrupa çok kalabalıklaştığında birden Amerika keşfedildi ve yeni bir yayılma alanı yaratıldı. Ancak şu anda yayılabileceğimiz kadar yayıldık ve kullanabildiğimiz kadar kaynağı kullanıyoruz. Hatta kaynak kullanımımız o seviyeye geldi ki artık gelecek kuşakların da kaynaklarını tüketmiş durumdayız.

3.  Şu anda yeraltında olan tüm fosil yakıtlarını çıkartıp yaktığımızda atmosferdeki karbondioksit seviyesi şu andakinin iki katına ulaşacak. Bunun doğal sonucu olarak da dünyanın ortalama sıcaklığı 6-10 derece artacak. Bunlar artık bilimin tartışmadığı gerçekler. Bu sıcaklık artışı ülkemizin güney bölgeleri çöle dönüşecek ve Karadeniz Bölgesi Akdeniz İklimi'ne sahip olacak demektir. Şu andaki nüfus artışımızla (Sayın Başbakanımız'ın bunu arttırma çabalarını göz önüne almadan) yaklaşık 20 sene içerisinde kendi nüfusumuzu besleyemez hale geleceğiz. İklim değişikliğinin böylesi bir sonucu ciddi anlamda bir piyasa başarısızlığıdır.

Bu bağlamda piyasa başarısızlığı şu demektir: Dünyanın her yerinde herkes daha mutlu ve daha refah içinde yaşayamayabilir, toplumda zenginle fakir arasındaki makas açılabilir, ama zengine de fakire de baktığımızda herkes 10 veya 20 sene öncesine göre daha düzgün bir hayat yaşıyorsa piyasa doğru yolda sayılabilir. Ancak insanlığın geneli gittikçe daha zor şartlar altında yaşıyorsa, piyasa başarısız olmuş demektir. Şu anda biz hayat kargaşası içerisinde fazla farkına varmıyoruz, ama içinde bulunduğumuz sistem iflas aşamasını geçmiş durumdadır. Bu sebeple de hepimizin acilen duruma müdahale etmesi gerekmektedir.

Daha önceki yazılarımdan birine görüş olarak bir okurumuz “siz bilim insanları delisiniz, kaynak varsa neden kullanmayalım” demişti. Lise biyoloji kitaplarında okuruz, çoğu hayvan toplulukları kaynaklar kısıtlı olmaya başladığında ellerinden gelen tek şeyi yaparak üremeye ara verirler. Biz hem limitsiz üremeye hem de tüketmeye devam ediyoruz. Bu yolun bir sonu olduğunu hayvan toplulukları görebiliyorsa bizim de en az onlar kadar akıllı olmamız beklenmez mi?

 

Yazarın Diğer Yazıları

AB Parlamentosu seçimlerinin "Tarladan Çatala" uygulamasına etkileri

Yeşiller Partisi’nin seçimlerde yaşadığı kayıplar, "Tarladan Çatala" stratejisinin uygulanmasını zorlaştırabilir. Özellikle Fransa ve Almanya gibi büyük ekonomilerde Yeşiller’in oy kaybetmesi, bu ülkelerin sürdürülebilir tarım politikalarına daha az destek vermesi anlamına gelebilir

İklim krizi ve havayolu taşımacılığı

Türbülansın artması; yolcular için uçuşları daha sarsıntılı hale getirirken mürettebat için güvenlik riskleri oluşturur ve uçak bakımının zorlaşması nedeniyle havayolu şirketleri için operasyonel maliyetlerin artmasına yol açar

İklim değişikliğine uyum sağlamada sigorta sektörünün yaratacağı faydalar

Sigorta sektörü, toplumun iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada hayati bir rol oynamaktadır

"
"