20 Şubat 2013

Bilimle Dini Savaştırmaya Gerek Yok!

Uzun ve tehlikeli bir konuya sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek girmek istiyorum: Bilim bir Yaratıcının varlığını veya yokluğunu kanıtlayamaz...

Uzun ve tehlikeli bir konuya sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek girmek istiyorum: Bilim bir Yaratıcının varlığını veya yokluğunu kanıtlayamaz. Bu sebepten bilim insanları enerjilerini bilime, din adamları da dine harcamalılar. Bu iki konuyu birbirine karıştırmak her anlamda çözümü olmayan bir problem yaratmaktır. Kimse Allah'a inanmak zorunda değildir, kimse bilime de inanmak zorunda değildir. Ama hepimiz inancımız ne olursa olsun birbirimize saygı göstermek zorundayız.

Bir tarafta bilime inananlar var. En azından bizim ülkemizde eğer bu kampta iseniz artık belirli davranış ve düşünce biçimleri içerisinde olmanız bekleniyor sizden, yani hem bilim insanı olup hem de Allah'a inanmanız doğru karşılanan bir düşünce biçimi değil. “Bir yanda ölçülebilir, hesaplanabilir, kanıtlanabilir gerçekler varken siz bunların tam tersine bir kavrama nasıl inanırsınız?” sorusu ile neredeyse karşı tarafı küçümsemeye kadar giden bir davranış söz konusu olabiliyor, hatta bazı çevrelerde böyle davranmanız bile beklenebiliyor. Bu düşünce tarzıyla da dogmalara karşı olma çabası içinde bilimin dogmalarını yaratmak mümkün olabiliyor.

Diğer tarafta da dine inananlar var. Onlar içinse kendileri gibi düşünmeyenler her geçen gün daha fazla öteki olmaya başlıyor.

Bu iki taraf arasında kalmış olan büyük bir çoğunluk vardı eskiden; ama her geçen gün bu çoğunluğun azaldığı görülüyor. Eskiden bu çoğunluk bilimden de anlardı dinden de. Ancak eğitim sistemimiz başarıyı, anlama ve düşünme yerine testte doğru çözülen soru sayısına endeksliyor her geçen gün. Bunun da toplumumuza faturası sorgulamadan ve düşünmeden inanan insanlar olmak. Bu sonuç da yönetilmemizi her anlamda kolaylaştırıyor!

Günümüzde, ülkemizle birlikte tüm dünyada bilimle dinin en çok karşı karşıya geldiği konu evrim teorisi. Tarafsız bir gözle bakıldığında, ismi üzerinde, bu bir evrim teorisi, yani evrim kanunu değil. Burada bir kez daha, bilimsel açıdan teori kelimesini açıklamak gerekiyor. Bilimsel anlamda teori, o ana kadar belirli bir konu ile ilgili olarak toplanmış verileri en iyi açıklayacak yol olarak tanımlanabilir. Evrim teorisi de buna göre dünyadaki canlı cinslerinin gelişimlerini ve birbirleri ile ilişkilerini açıklamaya yönelik bir teori. Evrim teorisi dışında başka bir teori mümkün mü? Eğer teori kelimesini kullanıyorsak, evet mümkün! Yine de evrim teorisi, şu ana kadar doğadan elde ettiğimiz bilgileri yorumlamamıza yarayan en iyi teori, hatta tek teori.

Burada “ama...” ile başlayan bilimsel bir cümle kuramayız. Bilimde bir teorinin yanlış olduğunu kanıtlayabilirsiniz ya da yerine başka bir teori koyabilirsiniz, ama bu değişimin tamamı bilimin kabul ettiği yöntemlerle yapılmalıdır. Yani “evrim teorisi yanlıştır; çünkü dünyadaki tüm yaratıkları istediği biçimde Allah yarattı.bilimsel bir tartışmanın parçası değildir. Herkes kendi doğru bildiğine inanmakta serbesttir. Ancak, bilim ve dinin işleyiş mekanizmaları farklı olduğundan ikisini karşı karşıya getirmekle bir fayda sağlanamaz.

Bunu özellikle bilim insanlarının anlaması gerekiyor. Siz ne derseniz deyin, elinizde tüm insanlığı, şüpheye yer kalmayacak şekilde evrimin varlığına inandırmayı sağlayacak kanıt yok. Kişiler gene, Allah'ın tüm canlıları kendi istediği biçimde yarattığına inanmaya devam edecekler. Bu onların yanlış olduğunu değil sadece bilimden farklı düşündüklerini gösterir. Bilim insanları tüm enerjilerini bilimi geliştirmeye adamak zorundalar, kendileri ile aynı inanç setine sahip olmayan insanları ikna etmeye değil.

Benzer şekilde, dini görüşlerden yola çıkarak evrim teorisinin yanlışlığını göstermeniz de mümkün değil. Bilimde verinin anlamı üzerine farklı görüşlere sahip olabilirsiniz; ancak verinin varlığı bir tartışma konusu değildir. Mesela, dinozorların neden ve nasıl yok olduklarını tartışabiliriz; ancak elimizde bunca veri varken “Allah dinozorları yaratmadı, bu bir hurafe” diyebilmemiz mümkün değildir. Eğer gerçekten fark yaratmak isterseniz eldeki bilimsel verileri dini öğretiye de aykırı olmayacak şekilde yorumlamaya çalışabilirsiniz. Burada da bilim insanlarının konuya karışması doğru değildir, bırakın inananlar bilimsel gerçekleri kendi inanışları içerisine oturmak isteyip istemediklerine ya da nereye oturtmak istediklerine kendileri karar versinler.

İki tarafın da konuşup anlaşmaya başlayabilmesi için her şeyden önce bilim kültürümüzün artması gerekiyor. Okullarımızda tekrar ciddi ciddi fizik, kimya, biyoloji, matematik, astronomi, felsefe, psikoloji gibi konuların öğretilmeye başlanması gerekiyor. Bugün evrime inanan veya inanmayan kişilere genetik materyalimizin, yani insanı insan yapan materyalin, maymunu maymun yapan materyalden ne kadar farklı olduğunu sorduğumuzda büyük çoğunluk benzerliğin yarıdan az olduğunu düşünüyor. Ne zaman ki bizim genetik materyalimizle maymunun genetik materyali arasındaki farkın %2-3 mertebesinde olduğunu öğreniriz, o zaman evrimle ilgili ciddi sorular sormaya başlayabiliriz.

 

Yazarın Diğer Yazıları

AB Parlamentosu seçimlerinin "Tarladan Çatala" uygulamasına etkileri

Yeşiller Partisi’nin seçimlerde yaşadığı kayıplar, "Tarladan Çatala" stratejisinin uygulanmasını zorlaştırabilir. Özellikle Fransa ve Almanya gibi büyük ekonomilerde Yeşiller’in oy kaybetmesi, bu ülkelerin sürdürülebilir tarım politikalarına daha az destek vermesi anlamına gelebilir

İklim krizi ve havayolu taşımacılığı

Türbülansın artması; yolcular için uçuşları daha sarsıntılı hale getirirken mürettebat için güvenlik riskleri oluşturur ve uçak bakımının zorlaşması nedeniyle havayolu şirketleri için operasyonel maliyetlerin artmasına yol açar

İklim değişikliğine uyum sağlamada sigorta sektörünün yaratacağı faydalar

Sigorta sektörü, toplumun iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada hayati bir rol oynamaktadır

"
"