Dikkat, BU BİR UYARIDIR: Bu yazının içeriği ciddi ölçüde bilimseldir. Bilim fobisi olanları uyarmak istiyorum.
Yazı dizimizin bu son bölümünde gerçek bilime dayanan çeşitli felaket senaryolarını açıklamaya çalışacağım.
Schumann Rezonansı:
Dünya'da her an yaklaşık olarak 2000 şimşek ve yıldırım oluşmaktadır. Bu olaylardan her an çıkan ışıktan başka elektromanyetik dalga da oluşur. Bu dalgaları durduracak bir engel olmadığı için Dünya'yı dolaşır ve diğer olaylardan oluşan dalgalarla etkileşir. Bu etkileşim sonucu bir rezonans oluşur. Rezonansı basitçe anlatmamız gerekirse; salıncak sallamak bir rezonans olayıdır. Şöyle ki, salıncağı bize doğru en tepe noktasına geldiğinde ileriye doğru iteriz ve bu da salıncağın hareketinin devamını sağlar. Salıncak bize doğru gelirken ileriye itecek olsak salıncağın salınması yavaşlar. Benzer şekilde yıldırım ve şimşeklerden oluşan dalgalar da birbirleri ile etkileşir. Bu etkileşimi ölçecek olursak etrafımızdaki elektromanyetik alanın salıncak gibi birkaç saniyede bir değil saniyede yaklaşık 8 defa yükselip alçaldığını görürüz. Buna Schumann Rezonansı denir. Schumann Rezonansı'nı belirleyen başlıca unsur dünya atmosferinin sıcaklığı ve nem oranıdır. Dünya atmosferinin sıcaklığı ve nem oranı arttıkça Schuman Rezonansı'nın frekansı da benzer şekilde artar. Bu bilimsel açıklamanın sıkıcı olduğunun farkındayım, ama anlamımız gereken şey şu: Şimşek ve yıldırımların etkileri atmosferde yayılır ve bu etkileri biz ölçebiliyoruz. Aşağıda uzun bir süre boyunca ölçülmüş Schumann Rezonansı'nı görüyoruz.
Görüldüğü gibi Schumann Rezonansı mevsimlik olarak düzenli bir şekilde değişmektedir; ancak 21 Aralık 2012'de felakete doğru gittiğimizi gösteren bir belirti yoktur.
Dünya'nın Manyetik Alanının Değişmesi:
Dünya'nın çekirdeği sıvıdır ve Dünya'nın dönmesine eş bir şekilde döner. Bu, Dünya'nın bir manyetik alanı olmasının temel sebebidir. Ancak Dünya'nın çekirdeği her noktada aynı yapıya sahip olmadığı için manyetik kutup noktasının yeri de zaman içerisinde Dünya'nın çekirdeğindeki değişikliklere paralel olarak değişir. Milyonlarca yıldan beri olan bu değişiklikler kolayca ölçülebilmektedir. Bu ölçümler Dünya'nın manyetik alanının bazen azaldığını ve sonra yön değiştirdiğini, yani Dünya'yı bir mıknatıs olarak düşünürsek mıknatısın kuzeyi ile güneyinin yer değiştirdiğini bize gösteriyor. Bu her zaman çekinilecek bir durumdur, çünkü şu anda kullandığımız pek çok elektronik alet Dünya'nın manyetik alanına bağlıdır. Dünya'nın manyetik alanı birkaç gün bile zayıflayacak olsa medeniyetimiz ciddi anlamda zarar görebilir.
Tam da bu noktada iki hususa temas etmek gerekir. İlki, bu değişiklikler yıllar hatta yüzyıllar sürer, bu sebeple 21 Aralık 2012 gibi bir tarih vermenin bir mantığı yoktur. Böyle bir tarih değişikliklerin başlangıcı olarak bile verilemez. İkincisi ve daha önemlisi, Dünya'nın manyetik alanı tarihte yüzlerce defa değişmiştir ve bu değişikliğe bağlı olarak canlılarda oluşmuş bir farklılaşma yoktur. Yani, teknoloji için ciddi anlamda zorlayıcı olan bu durum canlılar için ciddi bir tehdit oluşturmaz. Teknoloji için oluşan tehdidi de bertaraf etmek kolaydır, bu değişimin olacağı günler boyunca manyetik alana dayanan teknolojilerimizi kapatır tatile gideriz, dönüşte açıp hayatımıza devam ederiz.
Güneş Patlamaları:
Güneş'te her an küçük küçük patlamalar olur ve bu güneşin doğası gereğidir. Bu patlamaların 11 senelik bir periyodu vardır, yani 11 senede bir artar, azalır sonra tekrar artar. Bu 1609'dan beri teleskoplarla gözleyerek elde ettiğimiz bir bilgi. Aşağıda Güneş aktivitesinde son elli yıldaki değişimleri görüyoruz:
Buradan da görebileceğimiz gibi, Güneş, içinde bulunduğumuz dönemde önceki dönemlere oranla çok daha sakin bir devreden geçiyor. Bu sebeple de 21 Aralık 2012'de Dünya'nın tümünde felaketlere yol açacak bir Güneş fırtınası olması mümkün değildir. Ayrıca bir küçük ek bilgi, Güneş patlamalarının fırlattığı ve bize zarar verebilecek parçacıkların hızı saniyede 500 kilometredir. Bu hızla Güneş'ten bize ulaşmaları dört gün sürer, yani eğer 21 Aralık Cuma günü başımıza Güneş kaynaklı bir felaket gelecek olsaydı bu felaketi şimdiden görmüş olurduk, çünkü ışığın Güneş'ten bize ulaşması sadece sekiz dakika sürer.
Elimden geldiğince uzun uzun neden 21 Aralık 2012 tarihinden korkmamanız gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bilim size diyor ki “Korkmanıza gerek yok, 21 Aralık insanlık için diğerleri gibi sıradan bir gün olacak”. Ama siz gene de kendinize dikkat edin, bilim günlük hayatınızda başınıza gelebilecek kazalar konusunda bir garanti vermiyor ne yazık ki.