04 Mayıs 2024

AKP'li devlet adamları

Bu Batılılar itibarın ne demek olduğunu bilmiyorlar.. Olacak o kadar…

Geçtiğimiz hafta beni ilgilendiren 3 konu vardı.

1-Milli Konu (Hemen TOGG zannedenler haklı, aslan gibi İtalyan otomobiline YERLİ ve MİLLİ sıfatı koyduğumuz günden beri YERLİ ya da MİLLİ sözünü duyanın aklına TOGG geliyor. Gerçi bahsedeceğim bir TOGG var, üstelik okunmuş üflenmiş bir TOGG, ancak bahtsız biraz.)

Bu milli hatta global konumuz 1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI.

Hani Taksim'de kutlayamadığımız... Hani AKP Hükumeti yönetiminin (kendi ifadelerine göre) yeterli tedbir alamadığı yer...

Hem dinen hem ekonomik olarak sağın en ucunda yer alan AKP yönetimi, 2009’da bu bayramın adını “EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ” olarak ilan etmişti.

Çünkü siyaseten serbest pazar ekonomisine inanan bu insanlar konuları derinlemesine bilmedikleri için, 15. Yüzyıl İngiltere’sinde olduğu gibi işçilerin haklarını mümkün olduğu kadar vermemeye ya da az vermeye çalışırlar. O yıllardan kalma bir genel kültürleri olduğu anlaşılıyor.

“BAYRAMIN” adını “GÜNE” çevirerek bir nevi önemsiz hale getirdiklerini düşünüyorlar herhalde.

Hani; Ayşe hanımın “günü...” Kızların (!) hep birlikte kısır, zeytinyağlı dolma filan yedikleri “altın günleri” gibi…

Bu konuyu önümüzdeki haftalarda farklı görüş açıları ile yazacağım. Bu çok ciddi bir konu. Daha çok genç CHP yönetiminin tam algılamasını istiyorum.

2. konu çok kısa, (bence) yanlışlıkla üst seviye devlet yönetimine getirilmiş bir şahıs var; bir cumhuriyet hükümeti bakanı... Üstelik çocuklarımızı yani istikbalimizi emanet ettiğimiz biri şahıs... Epey “Arapsever” biri olmalı ki adını "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" koymuş yeni müfredatın! (Türkçesi eğitim ve öğretim programı) 10 yıldır üstünde çalışıyormuş.

Bakanlık yaptığın kurumun adı “MİLLİ EĞİTİM” ve sen MAARİF mi diyorsun? Odana giderken binanın üzerinde ne yazıyor, farkında değil misin?

TÜRKİYE YÜZYILI ne demek? kimin icadı? OECD mi? BM mi? AB mi? kim koydu bu ismi? Yüzyıl dediğine göre global bir anlayış, seçim olmalı? Dünyada kaç kişi biliyor, kullanıyor?

Bu kişi hem profesör hem de rektör hem de şimdi Bakan!.. Gazetelerde oralara nasıl geldiği yazılıyor. Eğitim (Maarif!) konusunu zaten bilenler “Böyle program olamaz” diye yazıyor, Hokkabazlık bile diyen var...

Özet ile çocuklar diğer konuların toplamı kadar (saat olarak) din (Sünni İslam) eğitimi alacaklar. Böylece gelişmiş ülkelerde teknolojinin tavan yapması beklenen bir “yüzyılı” biz “Türkiye Yüzyılı” olarak “dini bir anlayış ile” yaşayacağız. Komik bile değil...

Ben, olmaması gereken bir kişiliğe dikkat çekmek istedim…

Bu şahıs 21. yüzyılda 85 milyon kişilik bir büyük dünya ülkesinin, zaten geri kaldığı her türlü araştırma ile ortaya çıkan eğitim problemini çözebilecek donanıma asla sahip değil.

3. konu ise, benim konum; otomobil ve Diyanet İşleri Başkanı;

Hani şu dini vecibeler Arapça olmalı diyen, elde kılıç siyaset yapan profesör, dekan, Ali Erbaş. Ancak geçenlerde Arapça anlamadığı anlaşılmış? CV'sinde çok iyi Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor?.. Olacak o kadar…

Makam Aracı olarak bir AUDİ A 8 Long kiralamış. Geçen yıl TOGG’un başında dua ediyordu. Bir tane de hediye ettilerdi. Gazeteler yazınca Diyanet bir basın bildirisi yayınladı. Şöyle;

"Başkanlığın makam hizmetlerinde kullanılmak üzere 2016'da, 2010 model bir araç Başbakanlık tarafından kuruma tahsis edildi. O günden bu yana kurumumuzda kullanılan araç, ekonomik ömrünü tamamlaması ve sıklıkla arızalanması sebebiyle ihtiyaca cevap verememeye başlamıştır. 2023 senesinden itibaren Başkanlığımız envanterine giren TOGG marka araç, makam hizmetlerinde kullanılmaktadır. Haberlere konu edilen araç ise Başkanlığın yoğun şehir dışı programlarından ötürü ihtiyaca binaen kiralanmaktadır."

Şimdi bir otomobilci olarak size doğruları yazmadan önce, hak yemeyeyim, belki de benim bilmediğim görevler yapıyordur, sorayım diye Diyanet basın bölümünü aradım. Yazılı sor dediler. Şu e-postayı yolladım;

"Başkanın otomobili

To: [email protected]

Sayın Başkanın, beher yıl, ülke içinde şehirler arası seyahatlere kaç gün ayırdığını ve en uzak hangi ilimize otomobil ile gittiğini yazmanızı arz ederim.

Ayrıca Diyanet İşleri'ne ayrılmış bir uçak mevcut mudur?.. Sayın Başkan bu uçağı mı yoksa THY'yi mi kullanmaktadır?

Yaklaşık süreler için 2023 yılı kullanılabilir.

Not; Yazım bugün basılacak; lütfen bugün (yaklaşık değerler ile) cevaplayınız..

Teşekkür ederim.

İskender Aruoba"

Yazımı T24'e yolladığım 19.00 ‘a kadar ses çıkmadı. Ben de temel bilgiler kullanarak Ali Bey’in basın bültenini “otomobilceye” tercüme edeyim;

Öncelikle Sn. Cumhurbaşkanı'nın ve tabii olarak hemen arkasından TOBB (hem de TOGG) Başkanının çok kızacağını şöyleyeyim.

Yahu Ali Bey sen farkında olmadan “TOGG ile şehir dışı programına gidilmez” demişsin! Aslında dediğin doğru. TOGG’un içine ucuz olsun diye az miktarda akü koydular. Yani çok uslu uslu sağdan sağdan yavaş yavaş giderseniz 300 Kilometre -inşallah- gidersiniz. Ama bana verin o arabayı, size 50 kilometrelik bir Ralli özel etabı yapayım, Akü biter, yolda kalırız...

Sakın TOGG’u kötülüyorum sanmayın, çok güzel bir otomobil, birkaç milyon kilometre yapsın, bebeklik, çocukluk sonra da gençlik hastalıklarını geçirsin, ömrüm yeterse ben de alırım.

Tüm Elektrikli otomobillerin problemi aynı; konforlu olsun diye ağırlaştırıyorlar, daha çok akü istiyor, o zaman da pahalı oluyor. Bizde ek problemler de var. Bu manada Ali bey Ankara’dan bazı vilayetlere gidemez. Çünkü daha şarj istasyonu yok. Mesela birkaç ay öncesine kadar Konya ya gidemezdi, pil biterdi, Allahtan bir mobilyacı vatandaş Cihanbeyli’de mağazanın önüne 2 tane şarj aleti koymuş da millet gidebiliyor. Ancak üst üste 7, 8 araba gelirse birkaç saat beklersiniz! Eh, olacak o kadar... Senin basın birimindeki kişilerin iki ayağını bir pabuca sokmuş olmalısın ki böyle yazmışlar. Ama yanlış. Sen nasıl olsa uçak ile gidiyorsun, Makam araban yoldan geliyor. Mesela Suudi Arabistan’a da bir araba koymuşsun, onun gibi kullanırsın.

Önce şunu işaret edeyim. Yaklaşık 30 yaşına kadar herhangi bir “resmi otomobilin” “ekonomik ömrü olmaz!” Ekonomik ömür bu durumda kullanılamaz. Başka bir şeydir. Eğer düzgün bakarsanız 30 yıl veya yaklaşık 500 bin kilometre kullanılabilir. Amerikan başkanının kullandığı Cadillac Escalade 2001 modeldi. 2016'ya kadar ufak tefek değişiklikler ile kullandılar. Yenisi 2017 de yapıldı. Daha bir 10 yıl kullanılır. Bu otomobile “beast” yani “canavar” diye isim takmışlar

Bu tip makam araçlarının bir aile babasından çok daha az kilometre yaptığı bilinir. Çok kalabalık bir şehirde sürekli otomobil kullanan bir aile babası yılda en çok 15/20 bin kilometre yapar. Demek ki makam aracı da ayni kilometreyi ve süreyi bir aile babasından daha çok yapmaz. Hele hele arabanın sürekli bir şoför bakımında olduğu düşünülürse ekonomik ömrün bahane olduğu anlaşılır.

“Sıklık ile arızalanan” otomobillere, genellikle kötü tamircilerin ya da finansman ortağı tamirci seçen makam şoförlerinin sebep olduğu bilinir. Ülkede hiçbir ciddi markanın resmi servisi Diyanet İşleri Başkanı'nın makam otomobilini sık sık arızalandırmaz.

“Makam otomobili arızası” kader değildir. Kötü olan makam şoförüdür. Sıradan, basit bir taksi bir yılda 400 bin kilometre yol yapar. Boyuna arızalansa, taksi şoförü aç kalır.

Şimdi bir de dünyada bu iş nasıl oluyor ona bakalım. Dünyanın en geniş insan sayısına hitap eden din adamı, Roma şehrinin ortasında “Vatikan” ülkesinin de yöneticisi PAPA'dır.

Bizimki gibi 85 milyonluk bir ülkenin Cumhurbaşkanlığı'na bağlı idari bir birimin başındaki memur değil; dünyada 1.2 milyar Katolik’i dinen kumanda eden Papa’nın otomobil seçimi nasıl, bir de ona bakalım.

Vatikan şehri içinde küçük bir Ford Focus kullanıyor. Kendi kullanmak istediği vakit, yakın arkadaşı kardinal Renzo Zokka tarafından hediye edilmiş 1984 model bir Renault 4 kullanıyor.

(Belki de Ali Bey otomobil kullanmayı bilmiyor; olur ya dünyevi bir iş!?)

2014 de Güney Kore’ye gittiği vakit kendisine kullanmak için bir KIA SOUL hediye etmişler. Kullanmış, hediye olarak almamış.

Ancak, 17 asırdaki papalar müthiş 6 atlı kupa arabaları ile dolaşırlarmış. Bu arabalar şimdi müzede duruyor. Papa tam 40 yaşındaki bir otomobile biniyor. Yani hani şu engizisyon mahkemelerini filan kuran papalardan bugüne 500 yıl geçmiş; bugünkü Papa halktan biri...

Ne yapacaksınız kardeşim, bu Batılılar itibarın ne demek olduğunu bilmiyorlar.. Olacak o kadar…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

T.C.’nin beka sorunu - 2

Beka, TDK’ya göre kısaca “kalıcılık”  yani konmuş olan kuralların devamı, değiştirilmemesi ya da  kaldırılmaması demek. Bundan sonra, tamamen “mantık olarak” bekanın değişip değişmediğini, partilere veya kişilere atıfta bulunmadan ve hiç kritik etmeden “beka sorunun” nereden geldiğine bir analiz yapalım

T.C.’nin beka sorunu

Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti, zaten insanlarda var olan ve yukarıda sayılan bir çok filozof ve düşüncenin ışığı üstüne çağdaş Batı’nın hürriyet ve demokrasi anlayışlarını da katarak, dünyanın ilk laik, kadin eşit, demokrat devletini kurmuştur

Gündem, CHP, global kurumlar

AKP’nin iktidardan gitmesi, tuhaf anayasamızın tekrar Kopenhag kriterlerine uygun hale getirilmesi, ayrıca sivil toplum örgütlerinin tekrar tarif edilmesi ve devlet yönetiminden tamamen kurtarılması gibi olmaz ise olmaz bazı yönetim detayların uygulanmaya koyması ile ülkemiz tekrar Atatürk Türkiye’si normlarına dönmüş olacak ve AB ye katılacaktır

"
"