03 Ekim 2021

Su altında ve havada hareket eden insansız araçlar

Henüz çok net bir kullanım alanı belirtilmiş değil. Ancak, savaştan barışa, üretimden tüketime hayatımızın her alanına gireceğinden hiç şüpheniz olmasın

Birkaç hafta önceki yazılarımda, dronları konu etmiş ve değişik kullanım amaçlarını yazmıştım. Dronlar, savaşlarda kullanıldıklarında, çok acımasız birer silah haline dönüşebilirler. Ancak hava ulaşımında, hava taşımacılığında, endüstride, tarımda ve diğer sektörlerde kullanımları ile de insanlığa büyük katkılarda bulunmaktadırlar. Bu katkılar her gün artarak devam etmektedir.

Yeni nesil tüm araçlar, insansız, otonom çalışacak özelliklerde üretilmektedirler. İnsansız arabalar yer üstünde hareket ederken, UAV (Unmanned Aerial Vehicle – İnsansız Hava Araçları) ise pek çok değişik amaç için gökyüzünde geziyorlar.

Peki ya deniz yüzeyinin altında neler oluyor?

* * *

"Ah bir ataş ver" türküsünü hepimiz biliriz. Bu türkü, 4 Nisan 1953 yılında batan Dumlupınar denizaltısındaki şehitlerimiz için yakılmıştır. Önce sigara içmeyin, konuşmayın, türkü söylemeyin diye uyarılan askerlere, kurtarılma umudu tükenince, sigara içebilir, türkü söyleyebilir, sohbet edebilirsiniz diye izin verilmiştir. İşte bu, "Ah bir ataş ver" türküsü şehit askerlerimizin birbirlerinden son istekleridir.

Günümüzün denizaltılarında artık bu tür dramlar yaşanmayacağı umut ediliyor. Zira yeni nesil denizaltılar da insansız olarak çalışabilecek teknoloji ile üretiliyor. Pek çok ülke, on yıldan fazla bir süredir bu araçların geliştirilmesi ve üretilmesi için para harcıyorlar. Bu araçlar ise, AUV (Autonomous Underwater Vehicle - Otonom Sualtı Araçları) olarak adlandırılıyorlar.

ABD Deniz Kuvvetlerinin geliştirdiği Orca adlı denizaltıların 2022'de denize indirilmesi planlanıyor. Yirmi beş metre uzunluğundaki bu yeni nesil denizaltılar, şarj edildikten sonra 10,500 km yol alabiliyorlar. Denizaltılara 12 torpido yüklenebiliyor. Artık denizlerdeki savaşların en önemli araçları bu denizaltılar olacak. Bu araçların üretiminde rol alan ana firma ise, şimdiye kadar gökyüzü araçlarından tanıdığımız Boeing firmasıdır.[1]

* * *

NASA 1977 yılında uzaya Voyager 1 ve Voyager 2 araçlarını yolladı. Bu araçların amacı Jüpiter, Satürn, Neptün, Uranüs ve Plüton hakkında bilgi toplamaktı. Aynı görev şimdi gezegenimizin denizlerini araştırmak için oluşturuldu. Boeing firmasının geliştirdiği Echo Voyager adlı araç, denizaltında 6 ay kalıp, yeni nesil bataryalar ile 12,000 km yol katedebilecek.

Peki 6 ay süresince denizaltında neler yapacak?

Echo Voyager'ın ana görevlerinin başında bilimsel araştırmalar geliyor. Sualtı yaşamını inceleyerek yaşamın doğuşunun kaynağı hakkında daha detaylı bilgiye ulaşılacağı tahmin ediliyor.

Bunun yanı sıra, elbette, ticari amaçlarla da kullanılacak; sualtında bulunan madenleri ve petrol yataklarını tespit ederek bu bilgileri ilgili firmalarla paylaşacak.

* * *

Oceanways adlı bir başka firma ise, tasarladığı O1 adlı yeni sualtı aracı ile kargo taşımacılığı yapmayı hedefliyor.

Kullandığı enerji kaynakları sayesinde, bir yandan sıfır emisyonlu kargo hizmeti sağlarken, bir yandan da sahip olduğu filtreleme sistemleri sayesinde okyanuslardaki mikro plastik ve mikro fiberleri de temizleyeceği iddia ediliyor.

Firma kendini şöyle tanımlıyor:

" Kargo denizaltılarından başlayarak sağlıklı bir okyanusta rejeneratif su altı taşıma sistemlerinin yeni pazarına öncülük ediyoruz. Konteyner taşımacılığı endüstrisi ile rekabet etmiyoruz, ancak hızlı, sıfır emisyonlu teslimat ile kısa rotalara hizmet vereceğiz. Bu denizaltılar hemen hemen her yönü ile bir kargo gemisinden üstündür; sadece hava şartlarından bağımsız olmakla kalmaz, ulaşılması zor alanlara ulaşabilirler ve inşası ve işletmesi çok daha ucuzdur, aynı zamanda daha sessiz, güvenli, daha kararlı ve sıfır emisyon ile daha temizdir."[2]

* * *

Teknoloji dünyasındaki gelişmeler her geçen gün bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Havada, karada ve denizde insansız giden araçların yanı sıra, şimdi de, aynı anda hem havada hem de denizde gidebilen araçlar üzerinde çalışılıyor.

Bu araçlara verilen isim CRACUNS'dur. İngilizce açılımı, Corrosion Resistant Aerial Covert Unmanned Nautical System'dir. Türkçeye çevirecek olursak, Korozyona Dirençli, Sualtında Gizlenmiş İnsansız Hava Aracı diyebiliriz.

Söz konusu aracın prototipi Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvarında geliştirildi. CRACUNS'un diğer insansız sualtı araçlarına göre pek çok üstünlüğü mevcut. Her türlü sualtı koşullarında çalışabiliyor. En yenilikçi özelliği ise, yapısal metal parçalara veya işlenmiş yüzeylere ihtiyaç duymadan önemli bir derinlikte kalabilmesi ve fırlatılabilmesidir.

Bu özelliklerin hayata geçirilebilmesi için teknik ekibin önünde iki büyük zorluk vardı. Öncelikle, su altındayken yaşanan su basıncına dayanabilecek hafif, suya daldırılabilir, kompozit bir gövde üretmeleri gerekiyordu. Bunu katmanlı üretim yapan 3D ve 5D yazıcılar ile gerçekleştirdiler.

İkinci önemli zorluk, CRACUNS'un sadece hayatta kalmasını değil, aynı zamanda aşındırıcı tuzlu su ortamında etkili bir şekilde çalışmasını sağlamaktı. Kullanılan koruyucu maddeler ile bu zorluk da aşılmış ve ilk prototip su altında paslanmadan iki ay kalabilmiştir.

Bu yeni tür insansız sualtı ve hava araçlarının kullanım alanları neler olacak? Henüz çok net bir kullanım alanı belirtilmiş değil. Ancak, savaştan barışa, üretimden tüketime hayatımızın her alanına gireceğinden hiç şüpheniz olmasın. Aklınıza gelen kullanım alanı örneklerini benimle paylaşırsanız çok memnun olurum. Derslerimde sizlerin yarattığı bu örnekleri öğrencilerime aktarırım.


Yazarın Diğer Yazıları

Metaverse platformlarının doğuracağı yeni meslekler

Metaverse'in iş dünyasında daha fazla etkisi olacağı ve bu yeni dijital dünyada çeşitli mesleklerin doğacağı öngörülmektedir

Blockchain ve kripto para teknolojilerinin doğuracağı yeni meslekler

Blockchain teknolojisi, finans sektöründen tedarik zinciri yönetimine, dijital kimlik doğrulamadan oylama sistemlerine kadar geniş bir yelpazede sektörleri dönüştürme potansiyeline sahiptir. Bu dönüşüm, teknolojiyi anlayan ve uygulayabilen, aynı zamanda sektörel zorlukları ve fırsatları değerlendirebilen yeni mesleklerin ortaya çıkmasına yol açacaktır. İşte Blockchain teknolojileriyle ilişkili bazı yeni meslekler

Mühendislik alanındaki yeni meslekler

Geleneksel mühendislik alanlarına, dijital teknolojilerdeki gelişmelere paralel olarak yeni alt dallar eklenmektedir