13 Ağustos 2020

S.M.A.R.T | Akıllı kavramları

Akıllı kelimesi ve zekâ kelimesi birbirine çok yakın anlamlar taşımalarından dolayı pek çok dilde de birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bu iki terim arasındaki farkı kavramadan, Endüstri 4.0'ı ve geleceğin teknolojilerini anlamamız pek mümkün olmayacaktır

Günümüzde pek çok kavramın ön eki olarak kullanılan S.M.A.R.T (Akıllı) kelimesi, aslında, özel ve kamu sektörlerinde ve proje üreten tüm kurumlarda, hedefleri tanımlama kriteri olarak kullanılmaktadır.

Kurumlar yürütecekleri projelerin başarılı olmasını garanti altına alabilmek için, proje başlamadan önce, bazı özelliklerinin net şekilde belirlenmesi ve projenin belirli kurallar çerçevesinde yürütülmesinin koşullarını geliştirmişlerdir.

Bazı işletme disiplinleri bu koşulları beş başlık altında toplamış ve bu koşulların baş harflerinden türettikleri SMART terimini uygulanacak projelerin hedefleri ile örtüştürmeye çalışmışlardır.

Öncelikle, SMART kelimesinin sözlük anlamı ile işe başlayalım. İngilizceden tüm dünya dillerine geçen SMART kelimesi, akıllı, zeki, şık, kurnaz, uyanık, hoş gibi anlamlar içermektedir. Bu anlamlar içerisinden en çok kullanılanı ise 'akıllı'dır.

SMART terimini meydana getiren bu beş özellik ise şunlardır:

Konumuz, proje yönetiminde kullanılan teknikler olmadığından, terimin Bilgi Teknolojileri alanındaki kullanımına yoğunlaşalım.

Teknoloji dünyasında ise S.M.A.R.T terimi "Self-Monitoring Analysis And Reporting Technology" tanımlarının kısaltılmış şeklidir.

Kullandığımız her türlü 'Akıllı' cihazları korumak ve muhtemel hataları önlemek için kullanılan teknolojidir. SMART teknolojisi, temel olarak akıllı cihazları izler ve analiz eder, ardından sağlığını kontrol eder ve herhangi bir sorun olup olmadığını size bildirir. SMART'ın temel amacı, akıllı cihazlarınızın sorunsuz çalışmasını sağlamak ve çökmesini önlemektir.

'SMART – Akıllı' terimine, ön eki olarak kullanıldığı ürüne göre, farklı anlamlar yüklenmiştir. Örneğin; akıllı ev, akıllı TV, akıllı telefon, akıllı fabrika gibi kavramlar içinde 'akıllı' kelimesine hep farklı anlamlar yüklenmiştir. Çokça da bu terim, yapay zekâ ile karıştırılmış ya da birbirinin yerine kullanılmıştır.

Bilgi teknolojileri alanına ait bir ürün, asıl işlevine ek olarak başka işlevleri de üstlenmiş ise genel olarak bu ürüne akıllı ürün denilmektedir. Bu ek işlevler; kullanıcının güvenliğini sağlamak, konfor düzeyini artırmak, vakit ve para tasarrufu sağlamak gibi amaçlar üstlenmiştir.

Akıllı telefon olarak adlandırdığımız telefonlarımızı artık sadece haberleşme için kullanmamaktayız. Yüklediğimiz yüzlerce uygulama sayesinde neredeyse tüm günlük işlerimizi bu telefonlar vasıtasıyla halletmekteyiz.

Akıllı TV'ler ise neredeyse telefonlarımızda bulunan pek çok işlevleri yerine getirebilmektedirler. Akıllı TV'lerimiz vasıtasıyla maillerimize ulaşabilmekte, internette dolaşabilmekte, sosyal medyada yerimizi alabilmekteyiz.

Akıllı evler olarak adlandırılan, yeni teknoloji ile donatılmış evler, kullanıcılara hem güvenlik, hem pare ve zaman tasarrufu, hem de konfor sağlamaktadırlar. Bu konuyu yapay zekâ ile ilgili yazdığımız yazılarımızda anlattığımız için çok fazla detaya girmek istemiyorum.

Akıllı fabrikaların amacı ise, kullandığı bilgi teknolojileri sayesinde, üretim alanında insan emeğinin rolünü minimize ederek, akıllı makineler vasıtasıyla üretimi maksimum verime ulaştırmak ve maliyeti azaltmaktır. Akıllı fabrikalarda kullanılan üretim araçları ve makinelerin dijital cihazlarla entegre çalışır hale gelmiş olması, birbiriyle iletişim kurabilmek ve uzaktan kumanda edilebilmek gibi fonksiyonlara sahip olmaları yüzünden bu fabrikalara akıllı fabrikalar denilmektedir.

Akıllı kelimesi ve zekâ kelimesi birbirine çok yakın anlamlar taşımalarından dolayı pek çok dilde de birbirinin yerine kullanılmaktadır. Endüstri 4.0'ın bazı bileşenleri için kullanılan bu iki terim çoğu zaman kavram kargaşasına neden olmaktadır. Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz üzere, dijital ortamda çalışan cihaz ve makinelerin yapay zekâ ile çalıştığının iddia edilebilmesi için, kendilerine ulaşan verileri depolamaları, analiz etmeleri, öğrenmeleri ve insan müdahalesi olmadan karar verebilmeleri gerekir.

İnsansız çalışan her türlü elektronik / dijital cihaz ve makine için yapay zeka ile çalışıyor denemez. Pek çok insansız araç, insanların yazdığı algoritmalar ve yazılımlara göre çalışmaktadırlar. Yapacakları işler, çalışma saatleri, kendilerini tamir etme gibi pek çok işlevleri insanlar tarafından belirlenmiştir ve kendi iş tanımlarının dışına çıkamazlar. Yapay zekâ cihaz ve makinelerinde ise durum farklıdır; bu cihaz ve makinelerin, yukarıda da belirttiğim üzere, verileri analiz etme, öğrenme, karar verme ve uygulama yetenekleri vardır.

Bu iki terim arasındaki farkı kavramadan, Endüstri 4.0'ı ve geleceğin teknolojilerini anlamamız pek mümkün olmayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1920 Antwerp Olimpiyat Oyunları

1920 Olimpiyat Oyunları, 20 Nisan - 12 Eylül 1920 tarihleri arasında Belçika'nın Antwerp şehrinde yapıldı. Bu oyunlar, I. Dünya Savaşı'ndan sonra düzenlenen ilk Olimpiyat Oyunlarıydı

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1912 Stokholm Olimpiyat Oyunları

Osmanlı Devleti'ni temsilen ilk kez 1906 Atina Ara Olimpiyatları'na İzmir'den ve Selanik'ten üç futbol takımı katılmıştı. Bu organizasyon, IOC tarafından Olimpiyat Oyunları olarak kabul edilmediği için, Osmanlı Devleti'nin katıldığı ilk Olimpiyat oyunları 1912 Stokholm oyunlarıdır

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1908 Londra Olimpiyatları

Açılış töreninde, sporcular ülkelerinin bayrakları ile Kral ve Kraliçe'nin önünden geçerek bayraklarını öne doğru eğmeleri gerekiyordu. ABD sporcuları bu kurala uymayarak Kral'ın önünden bayrakları dik olarak geçtiler. Finli sporcular ise Rusya bayrağı altında yürümeyi reddederek bağımsız yürüdüler

"
"