01 Mayıs 2020

Anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanları; biz kimiz?

Demem o ki; sayısız duran kalbi çalıştıran, sayısız tükenen nefese nefes olan; gecesi-gündüzü olmayan "Anesteziyoloji ve Reanimasyon" uzmanları bugün de pandemide ön saflarda çarpışan kocaman yürekli büyük bir ailedir ve "haberciler" olarak bunu sizlerin de bilmeye hakkı var…

ABC news’den Angela Baldwin’in "Anesthesiologists hailed as special heroes in fight against coronavirus" başlıklı haberi bir anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı olarak beni hüzünlendirdi. Zira sahada yoğun bakımların ağır yükünün çoğunu sırtlanan, 3000 bin civarı anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanının sesini pek duyamıyoruz ya da sizlerden hiç kimse bizim adımızı bile anmadı ne yazık ki…

Ülkemizde yoğun bakım yatak sayısı 25-35 bin, yoğun bakım yan dal uzman sayısı yaklaşık 500-600 ise; bu kadar çok hastaya kim bakıyor olabilir, sorusu hiç kimsenin aklına gelemiyor belli ki. Ama ben alınganlık yapmayıp, kısaca kendimizi anlatmak, pandemi döneminden önce de yok sayıldığımız için "biz kimiz"i kısaca özetlemek istedim.

Bizler; tüm ameliyatlarda sizin deyiminizle narkoz veren, tüm yoğun bakım yataklarının çok büyük bir kısmında hastaların gece gündüz tedavisini üstlenen ve ağrı tedavilerini gerçekleştiren "anesteziyoloji ve reanimasyon" uzmanlarıyız.

Hastanın ameliyat olabilmesi için anestezi verir, ağrısı olanın ağrısını dindirir, yoğun bakıma gelen hastanın tedavisini üstlenir, hastanenin herhangi bir yerinde kalbi duran, nefes zorluğu çeken varsa acil olarak yardımına biz yetişiriz.

Bunun için 6 yıl tıp fakültesi okur, sonrasında da 5 yıl uzmanlık eğitimi alırız. Bu eğitimimiz sırasında hem ameliyathane, hem de yoğun bakımda gece-gündüz durmadan çalışırız. Uzman olduktan sonra aynı alanda çalışmaya; kimimiz emekli olana kimimiz ölene dek devam ederiz. 

Belki de başımızı kaşıyacak vaktimiz olmadığı için, sizler de bizi şu ana dek yok saydınız, bilemiyorum… Çünkü basını çoğu zaman işgal etmeyiz, ama bir tek "yanlış narkoz öldürdü" haberlerinde baş sayfalara çıkarız…

Kendi yoğun dünyamızda işci arılar gibi hastalar için döner dururuz, karşılığında da inanın çok şey beklemeyiz. Zaten çoğu hastamız adımızı bile bilmez, ne yazık ki..

Kapalı çalışma alanlarımız nedeniyle, çoğu zaman gün yüzü bile görmez, gençlik yıllarımızdan itibaren, çoğu zaman evden barktan uzak yaşar, bunu da normal kabul eder, şikayet etmeyiz.

Yoğun bakımların tek sahibi değiliz ama bu konuda en çok ve en uzun süre çalışan ekibiz. Son yıllarda "yoğun bakım yandal" uzmanı olarak belgelendirilmeyip, yoğun bakımda ucuz iş gücü olarak çalıştırılan "tek 3000 kişilik emek yoğun grubuz".

Demem o ki; sayısız duran kalbi çalıştıran, sayısız tükenen nefese nefes olan; gecesi-gündüzü olmayan "Anesteziyoloji ve Reanimasyon" uzmanları bugün de pandemide ön saflarda çarpışan kocaman yürekli büyük bir ailedir ve "haberciler" olarak bunu sizlerin de bilmeye hakkı var… Ekranlarda görünmesek de, şu an bir yerlerde hiç pes etmeden hayat kurtarmaya devam ediyor olacağız… Merak etmeyin...


Not: Ben bu metni yazdıktan bir kaç gün sonra; sanırım dünyada bir yerlerde "anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanları"nın vazgeçilmezliği kavramı karşılık buldu ki, TIME dergisi 12 nisan 2020 tarihinde "kahraman anestezist" kavramını nihayet kapağına taşıdı. Darısı ülkemiz medyasının başına…

Prof. Dr. Hatice Türe, Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı

Yazarın Diğer Yazıları

"Kim?"lik sorgusu dünyaya yayılırken…

Yoğun bakımlardaki hak kaybımızın telafisinde hep birlikte almamız gereken yolumuz var ve bunu tek başımıza başaramayacağımız da kesin. Bizim hikâyemizde tek eksik kalan şu an için sizsiniz! Sesimizin daha gür çıkması için tek eksik, hep fazla olan sizlersiniz…