Koskoca memleketi gün geçtikçe cehenneme çeviriyorsun.
Farkında değil misin?
Yoksa bilhassa mı yapıyorsun?
Türkiye cehenneme döndükçe...
Kutuplaşma keskinleştikçe...
Ülke düşman kamplara bölündükçe...
Senin despotluk da garanti, öyle mi?
Yüzde 50’lik oylar çantada keklik, öyle mi?
Demek, düşman cepheler sana çalışıyor.
Demek, düşmanlıktan çıkar elde ediyorsun.
Demek, siyaset meydanında düşmanlık ve husumeti körükleyerek diktatörlük kapılarının ardına kadar açılacağını sanıyorsun.
Demek, bunun için Kılıçdaroğlu’na yönelik iğrenç saldırılar umurunda değil.
Demek, bunun için sesin çıkmıyor.
Demek, bunun için Saray savcıları Kılıçdaroğlu’na saldıranları hemen serbest bırakıyor.
Demek, bunun için vız geliyor tırıs gidiyor, derinleşmekte olan cehennem çukuru...
Demek, bütün bunlar tek adamlık için...
Ama şunu iyi bil.
Çıktığın bu yol yol değil.
Sanıyor musun ki Ergenekoncular, Balyozcular ve asker içindeki Atatürkçüler artık seni sevecekler?
Ekmekte olduğun düşmanlık tohumları ülkeyi adım adım patlamaya sürüklüyor.
Sana karşı muhalefeti uyandırıyor.
Besliyor.
Bu muhalefet, böyle gidersen sokağa da dökülür, meydanlara da çıkar.
Bunun işaretleri var.
Ama sen göremiyorsun.
Mutlak iktidar körleştirir.
İktidar kibiri körleştirir.
Güç zehirlenmesi körleştirir.
Elindeki devlet gücüyle her şeyi yapabileceğini sanırsın.
Bütün despotlar böyle hayal eder.
Ama öyle değildir kazın ayağı.
Tankla topla kan döksen de, hapishaneleri doldursan da, Kürt coğrafyasının şehirlerini yerle bir etsen de hiç aklından çıkarma:
Bu memlekette hak hukuk isteyenleri, kadın-erkek eşitliği talep edenleri, demokrasi ve özgürlük diye ayağa kalkmaya başlayanları sindiremezsin, korkutamazsın.
Şunu aklından çıkarma: İlk fırsatta kuyunu kazacaklar!
Çiz altını:
Kötü yoldasın!
Bir yandan kendi ‘yargı darbe’ni derinleştiriyor, yargı bağımsızlığını, güçler ayrılığını hiçe sayıyorsun.
Paralel yapı diyerek devlet ve toplum düzenindeki hukuk dışı ‘cadı avı’nı acımasızca sürdürüyorsun.
Öte yandan, Ergenekon’la kolkola giriyorsun.
Bir zamanlar ‘askeri vesayet’in en önemli aletlerinden biri olan EMASYA yetkilerini bir bir askere iade ediyorsun.
Ve yine uzak olmayan bir geçmişte, asker içinde sana karşı tezgahlanmış darbe oyunlarına, cunta girişimlerine karşı elde kalem demokrasi mücadelesi vermiş meslektaşlarıma, Ahmet Altan’a, Yasemin Çongar’a, Mehmet Baransu’ya 75 yıla varan hapis cezalarıyla davalar açtırabiliyorsun ‘Saray yargısı’nda...
Dokunulmazlıkları kaldırıyorsun, HDP milletvekillerine hapishane kapılarını 1990’lardan daha beter açmaya hazırlanıyorsun, Kürtleri biraz daha düşmanlaştırıyorsun.
Şimdi sana bir soru:
Ergenekoncular, Balyozcular ve asker içindeki Atatürkçüler, sanıyor musun ki, artık seni sevecekler?..
Hayır, sakın kendini aldatayım deme.
Senden nefret etmeye devam edecekler.
Şunu hiç aklından çıkarma:
İlk fırsatta kuyunu kazacaklar!
Bunun kurmay hesaplarını kuytuluklarda sinsice yaptıkları konusunda herhangi bir kuşkum yok.
Bildiğimden mi?
Hayır, tecrübelerimden...
Uzun lafın kısası:
Türkiye’yi cehenneme çevirdin!
Bunun bedelini biz değil, sen ödeyeceksin!
Çünkü memleketi biz değil, sen idare ediyorsun.