Bu memlekette, kendini gazete manşetlerindeki frikikli kadın fotoğraflarını sansürlemeye adamış bir Tayyip Erdoğan’ınız varsa…
Bu memlekette, müstehcen bulduğu frikikli kadın fotoğraflarını gazete manşetlerinden indirmek için ikide bir Alo Fatih hatlarını kullanan bir Tayyip Erdoğan’ınız varsa…
Bu memlekette, bir gazetenin manşetinde çıkan bir kadın fotoğrafıyla ilgili olarak, Alo Fatih hattındaki muhatabıyla az frikik-çok frikik tartışması yapabilen bir Tayyip Erdoğan’ınız varsa…
Bu memlekette, Dolmabahçe’deki ofisinden dışarı bakarak vapurdan inen kadınların etek boyuna, giyim kuşamına dönük eleştirilerde bulunan bir Tayyip Erdoğan’ınız varsa…
Bu memlekette, laikliği bir ilke olarak anayasasına yazmış bir ülkede dindar nesil yetiştirmeyi bir devlet görevi olarak ilan edebilmiş bir Tayyip Erdoğan’ınız varsa…
Bu memlekette, dindar-dinsiz ayrımını apaçık yapabilen bir Tayyip Erdoğan’ınız varsa…
Bu memlekette, müstehcen bulduğu frikikli kadın fotoğraflarını manşetlerden indirmek için Alo Fatih hatlarını kullanan bir Tayyip Erdoğan’ınız varsa… 10 yaşındaki kız çocukları ‘mahalle baskısı’yla başbaşa kalır.
Bu memlekette, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin laikliğe aykırı bulduğu zorunlu din derslerini savunabilen bir Ahmet Davutoğlu’nuz varsa…
Bu memlekette, AİHM’nin Türkiye’yi mahkum ettiği zorunlu din derslerini “Ateistler de dini öğrenmeli!” diyerek savunabilen bir Ahmet Davutoğlu’nuz varsa…
Bu memlekette, AİHM’nin "Türkiye’de Aleviler yok sayılıyor" diyerek, laiklik ilkesi açısından karşı çıktığı zorunlu din dersleri konusunda ipe un serebilen bir Ahmet Davutoğlu’nuz varsa…
Bu memlekette, 12 Eylül askeri yönetiminin anayasaya soktuğu zorunlu din derslerini içine sindirebilen bir Ahmet Davutoğlu’nuz varsa…
Bu memlekette, Sünni-Hanefi anlayışını okullarda uygulamalı dayatan mecburi din dersine eyvallah çeken bir Ahmet Davutoğlu’nuz varsa…
Bu memlekette, özgürlükleri ahlak anlayışına göre tarif edeceklerini açıklayan, “Özgürlükleri yeni ahlak formasyonuyla buluşturacağız” diyen bir Ahmet Davutoğlu’nuz varsa…
Bu memlekette, başbakanların artık mahkemelerde yargılanmayacağını, başbakanların sadece Allah’a ve millete hesap vereceğini söyleyebilecek kadar anayasayı unutan, hukuk formasyonundan böylesine yoksun bir Ahmet Davuoğlu’nuz varsa…
Ve bu ikiliden biri Cumhurbaşkanı’ysa…
Diğeri de Başbakan’sa…
O zaman hiç şaşırmayın, bu memlekette ilkokul beşinci sınıftan, yani ortaöğretimden itibaren başörtüsü de serbest bırakılır.
10, 11 yaşındaki kız çocukları ‘mahalle baskısı’yla da başbaşa kalır.
İmam hatip okullarında geçerli olan uygulama tüm ortaöğretime de yayılır.
Kız-erkek ayrımı yalnız okullarda değil, kamuya açık her yere doğru devlet eliyle yaygınlaştırılır.
Yazık!
21’inci yüzyıl Türkiye’si, etek boylarına kadar karışmaya ve 10 yaşındaki kızları örtmeye dönük bir iktidar anlayışını kaldıramaz.
Erdoğan iktidarı çok netameli bir yolda.
Dindar nesil diyerek…
Dindar-dinsiz ayrımı yaparak…
Kadın-erkek ayrımı yaparak…
Sünnicilik yaparak…
Alevileri yok sayarak…
Mezhepçilik yaparak…
Çok tehlikeli bir rayda ilerliyor Erdoğan iktidarı.
Dikkat!
Ölçüler gitgide şaşıyor.
21'inci yüzyıl Türkiye’si, gazete manşetlerinde frikikli-frikiksiz kadın fotolarını sansürlemeye, etek boylarına kadar karışmaya ve 10, 11 yaşındaki kızları örtmeye dönük bir iktidar anlayışını kaldırmaz, kaldıramaz.
Kutuplaşmanın böylesi bir nokta gelir, koca memleketi çatırdatır.