Evet soruyorum:
Kuduran kim?..
Murat Belge...
Oya Baydar...
Aydın Engin...
Ferhat Kentel...
Gençay Gürsoy...
İsmail Beşikçi...
Ragıp Zarakolu...
Muzaffer Erdoğdu...
Temel İskit...
Doğan Özgüden
Yücel Sayman...
Zeynep Tanbay...
Necmiye Alpay...
Nesrin Nas...
Fikret Başkaya...
Abdullah Demirbaş...
Ahmet Abakay...
Alev Er...
Gün Zileli...
Bülent Keneş...
Ferhat Tunç...
Şanar Yurdatapan...
Hasan Cemal...
Neden kudurmuşuz?.. Türkiye’nin Suriye’de savaşa girmesine hayır dediğimiz için... Bu nedenle Erdoğan bizleri kudurmuş ilan ediyor
Kuduranlar sadece bu isimler değil. 200’ün üzerinde yazar, sanatçı, insan hakları aktivisti, akademisyen, gazeteci kudurmuş...
Kim söylüyor?..
Erdoğan, Cumhurbaşkanı.
Neden kudurmuşuz?..
Savaşa karşı çıktığımız için...
Türkiye’nin Suriye’de savaşa girmesine hayır dediğimiz için...
Barışı savunduğumuz için...
Bu nedenle Erdoğan bizleri kudurmuş ilan ediyor.
Aydın diye geçinenler yine bir bildiri yayınlayarak bu terör örgütünün yanında yer aldılar. Bunlar aydın maydın filan falan uzaktan yakından alakası yok.
Bir kitabı olan, herhangi bir yerden profesörlük unvanı alan aydındır diye bir şey yok. Yetiştirdiğiniz öğrencilerin ellerine silahları sizler verdiniz, üniversiteleri kan gölüne çevirdiniz.
Yine aynı şeyleri yapamayınca çıldırıyorlar, kuduruyorlar.
Siz benim yanımda olsanız ne yazar, olmasanız ne yazar.
Bu sözler Erdoğan’ın.
Aydın geçinenlermiş...
Kendilerine aydın maydın diyenlermiş...
Bir kitabı olan, bir yerden profesörlük unvanı alan aydın diye bir şey yokmuş...
Üniversiteleri kan gölüne çevirenlermiş...
İşte bunlar kuduranlarmış...
Öyle diyor Erdoğan.
Neden kudurmuşuz?..
Aşağıdaki Suriye’de Savaşa Hayır bildirine hep birlikte imza attığımız için...
Mevcut iktidar; düşünülebilecek ne kadar bölgesel ve evrensel aktör varsa, yani Esad’ı, PYD’yi, Rusya’yı, ABD’yi, İran’ı, AB’yi… düşman ilan etmiş bulunuyor.
Bir yandan “angajman kuralları”nı ileri sürerek uçağını düşürdüğü Rusya’yı NATO’ya şikâyet ediyor, diğer yandan Şanghay’a girmek istiyor ve Türkiye’yi Suudi Arabistan ile Katar’ın müttefiki ilan ediyor.
Suudi uçaklarını İncirlik’e indirdi. 150.000 kişilik bir Suudi-Katar kara gücünün Türkiye sınırlarından girip Suriye Cumhuriyeti’ni işgal etmesi konuşuluyor.
Rusya vurur diye uçak kaldıramadığı için, Suriyeli Kürtleri (aynen Türkiyeli Kürtler gibi) “Fırtına Topu” ateşine tutmakla övünüyor.
Kimselerin böyle bir ortamda Türkiye’yi savaşa girmeye zorladığı yok.
İktidar, doksan yıllık TC tarihinde ilk defa bizzat böyle bir kapan kurdu ve içine gönüllü atlamaya çalışıyor.
1 Mart 2003 Tezkeresi’nde deneyip yapamadığı şeyi, Türkiye’yi bir kirli savaşa sokup perişan etme imkânını R. T. Erdoğan’a tanımayacağız!
Yöneticilerin oğulları bir biçimde askerlik yapmazken, halk çocuklarının bir de Suriye ölüm tarlalarına siyasi ihtiraslar uğruna sürülmesine razı olmayacağız.
Aksi halde bunun hesabını Türkiye eninde sonunda soracaktır!
Asıl kuduranlar, darbe dönemlerinin Evren’leri gibi, hatta onlardan daha beter aydın düşmanlığı yapanlardır
İmzalara gelince...
Abdullah Akengin, Abdullah Demirbaş, Abud Can, Adil Okay, Adnan Caymaz, Adnan Levent, Ahmet Abakay, Ahmet Aykaç, Ahmet Doğan, Ahmet Hulusi Kırım, Ahmet Kuzik, Alev Er, Ali Fikri Işık, Ali Fuat Karaöz, Ali Güven, Altan Açıkdilli, Arif Ali Cangı, Arif Dirlik, Arife Ayten, Asım Özcan, Aslan Özcan, Atilla Dirim, Attila Tuygan, Aydın Engin, Ayşe Karacebe, Ayşegül Devecioğlu, Ayten Bakır, Babür Pınar Bağer, Oğuz Oktay, Baskın Oran, Bektaş Elçin, Belgin Mete Işık, Berat Günçıkan, Betül Karakaş, Burhan Kaya, Bülent Keneş, Bülent Tekin, Cemil Demircan, Cemil Gündoğan, Cüneyt Ozansoy, Dalyan Ertaş, Deniz Aslan, Derya Yetişgen, Diyadin Fırat, Doğan Özgüden, Edip Balık, Emine Mcgill, Elif Yıldırım, Emrah Cilasun, Ercan İpekçi, Ercan Kanar, Erdal Doğan, Erdal Yıldırım, Erdoğan Doğan, Erhan Demir, Erkan Metin, Erol Bakır, Erol Özkoray, Esra Çiftçi, Fatime Akalın, Fatma Dikmen, Fatma Gümüş, Fatma Tamer, Fatoş Akdemir, Fehim Kılıçaslan, Ferhat Kentel, Ferhat Tunç, Feyhan Karslı, Feyhan Oran, Feza Tunç, Fikret Başkaya, Fusun Çeliker, Garbis Hatemo, Gençay Gürsoy, Gökhan Kaya, Gül Gökbulut, Gün Zileli, Güngör Şenkal, Gürhan Ertür, Habib Taşkın, Hacı Olukman, Haldun Açıksözlü, Halil Poyrazlı, Halil Savda, Halim Bulutoğlu, Hanifi Kılıç, Hanna Beth- Sawoce, Hasan Burgucuoğlu, Hasan Cemal, Hasan Kaya, Hasan Oğuz, Hasi Eguel, Haydar Çiçek, Haydar Karataş, Hayri Zafer Korkmaz, Hicri İzgören, Hüseyin Alataş, Hüseyin Karakuş, Hüsnü Öndül, İbrahim Alp, İbrahim Seven, İbrahim Yurtseven, İlhan Türkmen, İlyas Canan, İnci Tuğsavul, İshak Kocabıyık, İsmail Beşikçi, İsmail Cem Özkan, İsmail Özşahin, Kadir Akın, Kadir Cangızbay, Kamil Aksoylu, Kayuş Çalıkman, Kazım Koç, Kemal Ateş, Kerime Pala, Kuvvet Lordoğlu, Mahmut Konuk, Mehmet Ali Alpaslan, Mehmet Demirok, Mehmet Ergün Işıldar, Mehmet Hanifi Şaştım, Mehmet Özer, Mehmet Toz, Mehmet Tursun, Memik Horuz, Mesut Gerez, Mesut Tufan, Mevlüt Ülgen, Micha Papas, Murad Akıncılar, Murad Mıhçı, Murat Belge, Murat Dinçer, Murat Kuseyri, Mustafa Cabbar Özbay, Mustafa Elveren, Mustafa Sütlaş, Mustafa Taycur, Mustafa Yetişgen, Muzaffer Erdoğdu, Müslüm Aydın, N. Muhammet Mağat, Nadya Uygun, Nafi Bozkuş, Necati Abay, Necmiye Alpay, Nesrin Nas, Nevin Gözcan, Nur Sürer, Oğuz Taş, Oktay Etiman, Onur Hamzaoğlu, Orhan Alkaya, Osman Nihat Çağıl, Osman Özarslan, Oya Baydar, Ömer Faruk Eminağaoğlu, Özcan Soysal, Özlem Dalkıran, Pınar Aydınlar, Pınar Ömeroğlu, Ragıp Zarakolu, Ramazan Gezgin, Reşat Taştan, Rıdvan Bilek, Rojda Oğuz, Sait Çetinoğlu, Samim Akgönül, Seda Polat, Semra Somersan, Sennur Baybuğa, Serdar M. Değirmencioğlu, Shabo Boyacı, Sibel Özbudun, Sidar Demir, Suzan Samancı, Şaban İba, Şanar Yurdatapan, Şengün Kılıç, Tamer Çilingir, Taner Bayrak, Tarık Günersel, Temel Demirer, Temel İskit, Tülay Karacaörenli, Ubeydullah Er, Ümit Kaya, Viktorya Çiprut, Yalçın Ergündoğan, Yasin Yetişgen,Yener Orkunoğlu, Ulviye Asal, Yusuf Ceylan, Yusuf Yaman, Yücel Sayman, Yücel Tunca, Zeynep Tanbay, Zeynep Tozduman, Ziya Bayram, Zuhal Erel, Zübeyde Bilget, Zübeyde Kılıç.
Kuduranlar sözcüğünü Tayyip Erdoğan’a aynen iade ediyorum
Kuduran kim?
Biz miyiz?..
Ben miyim?..
Hayır!
Asıl kuduranlar, Türkiye’yi yangın yerine çevirenlerdir.
Kan gölünü büyütenlerdir.
Asıl kuduranlar, bu ülkeyi savaşa sürüklemek isteyenlerdir.
Barış sözcüğünden korkanlardır asıl kuduranlar.
Demokrasi sözcüğünden nefret edenlerdir.
Asıl kuduranlar, darbe dönemlerinin Evren’leri gibi, hatta onlardan daha beter aydın düşmanlığı yapanlardır.
Uzun lafın kısası:
Faşizm işte böyle bişeydir!
Kuduranlar sözcüğünü Tayyip Erdoğan’a aynen iade ediyorum.
İyi pazarlar!