17 Aralık 2020

Gazeteci milleti ve idam sehpası...

İran'da rejim karşıtı bir gazeteci, Ruhollah Zam idam edildi, duydunuz mu?..

İran'da bir gazeteci...
Adı, Ruhollah Zam.
Reformcu bir din adamının oğlu.
Rejim muhalifiydi.
Tahran'daki Mollaları eleştiriyordu.
1,5 milyon takipçisi olan bir haber kanalı
ve internet sitesi vardı.
Rejim karşıtı eylemleri haberleştiriyordu.
İran'da enflasyon ve gıda fiyatları
2017 ve 2018'de patlamıştı.
Gazetecinin haberleri, protestoların
kitleselleşmesine yol açtı İran'da.
Siyasi mülteciydi.
Bir ara tutuklandığı İran'dan kaçmıştı.
2011'den beri karısı ve
iki çocuğuyla Fransa'da yaşıyordu.
Gazeteciliğini Paris'ten yapıyordu.
Ekim ayında ortadan kayboldu.
Irak'a gittiği söylendi.
İran gizli servislerinin bir operasyonuyla
Tahran'a kaçırıldığı anlaşıldı.
Yargılandı.
"Casusluk"la, "darbecilik"le suçlandı.
Ölüm cezasına çarptırıldı.
12 Aralık'ta idam edildi gazeteci...


Haberi okuyunca içim acıdı.
Gazetecinin idamı!
Fena oldum.
Haber yaptığı için, eleştirdiği için
idam sehpasına gönderilmesine
isyan ettim.
Elimden başka ne gelebilirdi ki.
Kendi memleketimi, hapisteki
meslektaşlarımı düşündüm.
Onlar da "casusluk"la, "darbecilik"le,
"vatan hainliği"yle suçlanmışlar
ve ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası
talep edilmişti haklarında.
Onlardan da casus, darbeci, vatan haini
çıkarabilmişti savcılar, yargıçlar...
İdam cezası olsa, onlara da
darağacı yolu açılabilecek,
"gazeteci milleti"nden
darağacında sallandırılanlara
tanık olacaktık Türkiye'de...
Bu arada şöyle bir düşündüm.
Erdoğan'la Bahçeli'nin
arasıra hâlâ "idam cezası"nı
dillendirmeleri ürkütücü değilse nedir,
söyler misiniz?..


Ruhollah Zam'ın idamını lanetlerken,
Cemal Kaşıkçı aklıma düştü.
O da İslamcı bir rejimi eleştirmişti.
Suudi Krallığı'na karşı çıkmıştı.
Değişim istemişti memleketinde.
Suudi Arabistan'a eleştirel bakmıştı.
Din eğitiminin değiştirilmesi için yazmıştı.
Radikal İslam'la, bundan kaynaklanan
terörle yüzleşmenin şart olduğunu
savunmuştu. Bu yüzden sonu acı oldu.
Cemal Kaşıkçı 2 Ekim 2018 günü
İstanbul'daki Suudi Arabistan
Başkonsolosluğu'na girdi,
bir daha çıkmadı.
Öldürüldü, cesedi yok edildi.
Ülkesinde demokrasiyi, hukuku,
özgürlüğü savunduğu için,
ülkesindeki devlet ve
toplum düzenini eleştirdiği için,
Suudi devletine olan itirazını
yüksek sesle dile getirdiği ve
yazdığı için yok edildi Cemal Kaşıkçı...
Lanet olsun!
Hiç unutmayın.
Türkiye'de de birçok gazeteci 
yok edildi, derin devlet marifetiyle 
faili meçhul cinayetlere kurban gitti.
Faili meçhuller bugün ortalıkta yok ama
zindanlarımız gazeteci milletiyle dolu...
Faili meçhuller bugün ortalıkta yok
ama ajan, casus, terörist,
terör yardakçısı 
ilan edilen gazeteciler
sürgün diyarlarında, mahkeme kapılarında,
cezaevlerinde süründürülüyor.
"Gazeteci milleti"nin çilesi bitmiyor.
Ne yazık ki öyle.

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"