06 Nisan 2015

Futbolda devrim lazım, ama ‘devrimciler’ nerde?..

Günü kurtarmak değil, geleceği inşa etmek için devrimci adımlar -ya da devrim- şart futbolda

Fenerbahçe otobüsüne Trabzon’da silahlı saldırı...
Korkunç, dehşet verici.
Elbette lanetleyeceğiz.
Elbette kınayacağız.
Dua da edeceğiz ucuz atlatıldığı için...
Ama aynı zamanda başımızı iki elimizin arasına alıp uzun uzun düşünmek zorundayız.
Bunun tam zamanıdır.
Soğukkanlı tahliller yapmadan, radikal kararlar almadan düzlüğe çıkamayız.
Günü kurtarmak değil, geleceği inşa etmek için devrimci adımlar -ya da devrim- şart futbolda.
Çünkü, futbol bu memlekette her geçen gün kötüye gidiyor.
Hem de öyle böyle değil, çok kötüye.
Ehil ellerde değil futbolumuz.
Federasyonlar da öyle, kulüpler de.
Çok kötü yönetiliyor hepsi.
Yeni de değil, yıllardır öyle.













Türkiye’de futbol dökülüyor

Fenerbahçe otobüsüne Trabzon’da silahlı saldırı... Korkunç, dehşet verici. Elbette lanetleyeceğiz. Elbette kınayacağız.

Hangi pencereden baksak, bu ülkede futbol dökülüyor.
Neden?
En başlara yazabilirsiniz:
Ankara’nın, siyasetin eli futboldan hiç eksik olmadı, bugün de öyle.
Eksik olmadığı için de, futbolu oturması gereken yörüngeden uzaklaştırıyor, rayından iyice çıkarıyor. 
Yine üst sıralara yazabilirsiniz:
Futbol yönetimi, hem federasyonlar hem kulüpler düzeyinde ‘profesyonelleşme’den, Avrupa futbolundaki güzel örneklerden uzak durmaya inatla devam ediyor.
Böyle olunca da sonuçlar malum.
Her şey gözler önünde, apaçık.







Mafya, kara para, şike…

Yeşil sahalarımızda oynanan futbolun kalitesi düştükçe düşüyor.
Futbolumuz keyif vermiyor.
Altyapılar yeterli olmaktan çok uzak.
İyi futbolcu yetişmiyor.
Takımlarımızın FİFA ve UEFA sıralamalarındaki baş aşağı inişi durmuyor. 
Tribünlere gelince...
Gitgide tenhalaşıyor.
Artık derbiler bile statları dolduramıyor.
Öte yandan tribünlerin kalitesi de düşüyor.
Küfür ve şiddet ne yazık ki gün geçtikçe tribünlerin ayrılmaz parçaları haline geliyor.
Futboldaki inişin başka olumsuz sonuçları da var.
Herhalde inkar edilemez.
Gün geldi futbola mafya da girdi.
Kara para da girdi.
Şike de girdi.
Türkiye’de futbol bunlardan yakasını bir türlü tam olarak kurtulabilmiş değil.
Kısacası vaziyet vahim!















O eski heyecan kayboluyor

Gün geldi futbola mafya da girdi. Kara para da girdi. Şike de girdi. Türkiye’de futbol bunlardan yakasını bir türlü tam olarak kurtulabilmiş değil. Kısacası vaziyet vahim!

Güzel oyun bu memlekette her geçen gün güzel olmaktan çıkıyor.
Çirkinleşiyor.
Bir zamanlar iyi ki futbol var derdim.
Yalnız Galatasaray’ın değil, milli takımın maçlarını da kaçırmazdım.
Millileri yurtdışına da gidip izlerdim.
Bugün aynı havada değilim.  
O eski heyecan kayboluyor.
Ne yazık ki öyle.
Ve de can sıkıcı.
Çünkü, futbol keyfimi sadece televizyon başında İngiliz ve İspanyol liglerindeki güzelim maçları seyrederek yaşamak istemiyorum.
Evet öyle.
Futbol benim için öteden beri hayatımın önemli bir parçası.
Elbette Cimbom’u seviyorum.
Bu yıl, ‘dördüncü yıldız’ı takmasını istiyorum.
Ama babadan kalma bu damardan Galatasaraylılığım, beni bugün futbolun içinde yuvarlanmakta olduğu derin çukuru düşünmekten alıkoymuyor.













Siyasetin eli futboldan uzak kalmalı

Sözü uzatmak yersiz.
Tekrarlıyorum.
Futbolumuzun halleri çok kötü!
Futbolu bilenlerin, sevenlerin futbola el koymaları şart.
Futbol yönetimi ‘ehil eller’e geçmeden, ne futbolun çıtası yükselir, ne tribünler dolar.
Futbol yönetiminin hem federasyon, hem kulüp düzeyinde yeniden yapılandırılması, profesyonelleştirilmesi gerekiyor.
Bunu yaparken de Ankara’nın, daha doğru deyişle ‘siyasetin eli’nin futboldan uzaklaştırılması bir başka önkoşul.
Kısacası futbol da devrim lazım.
Devrimciler nerede?..







Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"