02 Eylül 2021

Erdoğan'ın 2023'te Atatürk'ten, Cumhuriyet'ten intikam almasına izin vermeyeceğiz!

İzin vermeyeceğiz, çünkü Cumhuriyet'i demokrasi ile taçlandıracağız, bir demokrasi ittifakıyla Erdoğan'a hadi güle güle diyeceğiz

T24'ün haberini okuyorum:

Adli Yıl, Diyanet İşleri Başkanı'nın
yaptığı duayla açıldı.
Yargıtay Başkanı da
üstünde cübbesiyle duaya katıldı.

Fotoğrafa bakıyorum,
Yargıtay Başkanı, Cumhurbaşkanı,
Diyanet İşleri Başkanı yan yana...

Sözcü'nün haber başlıkların okuyorum:

Atatürk'ü anmayan Diyanet
protokolde hızla yükseliyor.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde
Diyanet, 28 sıra yükseldi,
Genelkurmay'ın önüne geçti.

İçim fena oluyor.
Murat Belge'nin
T24'deki yazısını okuyorum.
Sevgili Murat'ın satırları iyi geliyor

Maç kazanan bir voleybol takımının
zaferini kutlamak için
“İzmir’in dağlarında” diye
marş söyleyeceği aklınıza gelir miydi?
Ama söylüyorlar.
Haksız da değiller hiç,
çünkü oynadıkları sporda
varmış oldukları noktanın
son analizde Mustafa Kemal’in bu toplumu
bu yöne yöneltmesinin sonucunda
gerçekleştiğini biliyorlar.

Devam ediyor Murat Belge:

Ben “Atatürkçü” değilim- Marksist’im. 
Böyle bir kavgada,
doğal olarak “Atatürkçü”
dediğimiz kesime daha yakınım,
çünkü benim Türkiye’nin “Batılılaşma”
kararıyla bir kavgam yok.
Tayyip Erdoğan ve onun sözcüsü
olduğu kesim Batı’dan nefret ediyor.
Onların Atatürk’le kavgası
bu kararı vermesi ve toplumu
Batı’ya açmasına dayanıyor.

Evet, Erdoğan Batı'dan nefret ediyor,
nefret ettiği için de Atatürk'ü sevmiyor.
Sevmediği için de 1923'ten intikam
almak istiyor. Bunun için de 2023'e,
"Cumhuriyet'in 100. yılı"na hazırlanıyor,
en büyük benim demek için...
Murat Belge haklı.

Erdoğan, Atatürk’ü sevmiyor.
Laik cumhuriyeti sevmiyor.
Kadın-erkek eşitliğini sevmiyor.
Hukukun üstünlüğünü sevmiyor.
Demokrasiyi sevmiyor.
Ya da demokrasiyi 
Batı’dan gelen küfür düzeni sayıyor.
Peki, ne istiyor Erdoğan?
1923’ü tersine çeviren...
İslami çizgileri tümüyle ağır basan...
Seçim sandığından çıkan...
Ama demokrasiyle ilgisiz bir rejimin tepesine,
seçim sandığından çıkıp 
başkan baba olarak kurulmak istiyor Erdoğan. 

Geçen yıl 11 Temmuz günü,
Ayasofya için cami kararını uygulamaya sokan
Erdoğan için bu köşede şu satırları yazmıştım:

Atatürk'ü sevmeyen...
Laikliğe karşı olan...
Kadın-erkek eşitliği deyince
tüyleri diken diken olan...
Batı'ya sırtı dönük olan...
Yüzü Doğu'ya dönük olan...
Demokrasi deyince irkilen...
Demokrasiyi Batı'dan gelen küfür düzeni sayan...
Hukukun üstünlüğü deyince fena olan...
Yargı bağımsızlığı deyince fena olan...
Bağımsız ve tarafsız yargı deyince fena olan...
Demokrasiyi demokrasi yapan
"güçler ayrılığı"na sırt çevirmiş olan...
İslami çizgili bir rejimden yana olan...
Demokrasiyi demokrasi yapan güçler ayrılığını değil,
bütün güçleri, bütün iktidar dizginlerini "tek adam"da
toplamak için kaç yıldır sistemli bir biçimde çalışan...
"Bağımsız ve özgür medya"dan zerre kadar hoşlanmayan...
Özgürlük sözcüğünü duymak istemeyen...
Sadece kendi sesini duymak isteyen...
Farklı sesler duymak istemeyen...
Eleştirel sesleri bastırmaktan yana olan...
Hatta muhalif sesleri boğmak isteyen...
1923'ten intikam almak isteyen...
Laik Cumhuriyet'i tersine çevirmek isteyen...
Cumhuriyet'in laik olanına da karşı olan...
Cumhuriyet'in demokratik olanına da karşı olan...
Türkiye'de adım adım İslami Cumhuriyet kurmak isteyen....
Uzun lafın kısası:
Türkiye'de Saray düzeni kurmak isteyen
Tayyip Erdoğan'ın Atatürk döneminin en doğru,
en isabetli ve en medeni adımlarından birini iptal etmesi,
yani Ayasofya'yı cami yapması hiç şaşırtıcı değildir,
ondan beklenen bir davranıştır ve de eşyanın tabiatına uygundur.
Orhan Pamuk'un haklı deyişiyle

Ayasofya’yı yeniden camiye çevirmek,
dünyanın geri kalanına artık seküler
değiliz demektir. 

Ama yazın bir kenara:

Erdoğan'ın 2023'de Atatürk'ten,
Cumhuriyet'ten intikam almasına
izin vermeyeceğiz,
Cumhuriyet'i demokrasi ile
taçlandıracağız,
bir demokrasi itifakıyla
seçim sandığında
Erdoğan'a hadi güle güle
diyeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları

Eyy Erdoğan, öylesine adaletsiz, hak ve hukuksuz bir dünya yaratıyorsun ki!

Eyy Erdoğan, yaratmakta olduğun bu dünyanın altında kalacaksın, seçim sandığında kaybolup gideceksin, az kaldı!

Hey sen, bana baksana: Yoksa aklında yine savaş mı var?..

Hey sen, bana baksana: Yoksa çöküşünü durdurmak için yine savaş mı yapacaksın?..

CHP'nin önemi

CHP içinde hala kavgayı, didişmeyi tercih edenlerin dikkatine...

"
"