08 Aralık 2020

Erdoğan'ı kapının önüne koymak için İLK ADIM...

Demokrasi ittifakı için muhalefete bastırmalıyız, muhalefet liderlerini kuşatmalıyız

Demokrasi diyorsak...
Hukukun üstünlüğü diyorsak...
Özgürlük diyorsak...
İnsan hakları diyorsak...
Eşitlik diyorsak...
Dayanışma diyorsak...
Önce Erdoğan gitmelidir.
Önce Erdoğan ve avanesi,
bu memleketin başından
halkın oylarıyla gitmelidir.
Çünkü bir numaralı sorun Erdoğan'dır.
Bir numaralı sorun çözülmedikçe,
Türkiye'nin önü açılmaz.
İstikrar kapısı aralanmaz.
Siyasette, ekonomide istikrar diyorsak,
Türkiye'nin önce Erdoğan'dan
kurtulması şarttır.
İstikrarın yolu, Erdoğan'ı oylarımızla
kapının önüne koymaktan,
ona hadi güle güle
demekten geçmektedir.
Türkiye'nin her alanda kutuplaşma
ve cepheleşmeden sıyrılması,         
yani normalleşmesi için önce
"Saray iktidarı"ndan
kurtulması gerekiyor.
İstikrar ancak böyle çalar kapımızı.
Menfaat odakları
ancak böyle dağıtılmaya
başlanır. Çıkar çeteleri
ancak böyle etkisiz kılınır.
Yoksa bu güzel ülkenin
bir dipsiz kuyudaki,
bir cehennem çukurundaki
zavallı savruluşları bitmez.
Memleketi yiyip bitirmekte olan
"Kısır döngü"den çıkamayız.
Erdoğan'a  hayır diyorsak...
Saray'a hayır diyorsak...
Demokrasi, hukuk, özgürlük istiyorsak...
O zaman önümüzdeki en acil görev
"demokrasi için ittifak"tır.
Seçim öncesi bir
"demokrasi koalisyonu"nu kurmaktır. 
İLK ADIM işte budur.

Desen: Selçuk Demirel

Demokrasi ittifakı için
muhalefeti zorlamalıyız.
Muhalefet partilerine baskı uygulamalıyız.
Demokrasiden yana vatandaşlar olarak,
sivil toplum olarak
muhalefet liderlerini kuşatmalıyız,
onlara baskı yapmalıyız.
En öncelikli, en acil görevimiz budur,
bu olmalıdır.
Evet, İLK ADIM bir demokrasi ittifakı'dır.
Bunun için de öncelik,
fazla uzun olmayan,
fazla lafa boğulmamış
kapsayıcı bir demokratik sözleşme
yazmak ve üstünde uzlaşmaktır.
Hangi milliyetten, hangi kökten,     
hangi görüşten, hangi din ve inançtan,
hangi renkten olursak olalım,
hepimizin onaylayacağı
bir demokratik sözleşme ile yola
çıkmaktır, en acil görev budur.
Hiç lafın şehvetine kapılmadan...
Üzümün çöpü, armudun sapı demeden...
Laf üretmeden...
Fazla lafa boğulmadan...
Bilgiçlik taslamadan...
Ükelalık yapmadan...
Bir İLK ADIM'la yola koyulmalıyız
Evet öyle.
Demokrasi ittifakı...
Demokrasi sözleşmesi...
Bu ikisi için vatandaşlar ve sivil toplum
olarak bir an önce muhalefeti
baskı altına almalıyız.
Muhalefet partilerini sıkıştırmalıyız.
Muhalefet liderlerini kuşatmalıyız,
demokrasi, hukuk ve özgürlük için...
Öncelikli demokrasi görevi budur,
eğer Saray'a hayır diyorsak...
Menfaat odaklarına hayır diyorsak...
Çıkar çetelerine hayır diyorsak...
Başka çaremiz yok.
Haydi bakalım, laf öğütmek yerine
bu İLK ADIM'ı atalım.
Ve seçim sandığından çıkarak
bir tek adam rejimine,
bir otoriter rejime son veren
ilk ülke, örnek ülke olalım,
yeni otoriterleşme dalgalarıyla
boğuşmakta olan dünyamızda...
Yapabiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları

Taksim Meydanı 1 Mayıs'lara açılmadıkça, cezaevleri boşalmadıkça...

Bu ülkede demokrasiden, hukuk ve adaletten, özgürlükten söz edilemez

Ermeni kardeşlerimin 24 Nisan soykırım acısını, Hrant Dink'in "23,5 Nisan" yazısıyla paylaşıyorum

"Kim nasıl anlayabilir bunu bilemiyorum ama hem Ermeni olmak, hem Türkiyeli; hem 23 Nisan'ı yaşamak bütün coşkusuyla ve ertesi günün bir parçası olmak bütün hüznüyle..."

Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?

İsrail, İran ve Filistin'de iktidarlar değişmedikçe, Batı'nın İsrail'e kayıtsız şartsız desteği son bulmadıkça, Hamas şiddet ve terörden vazgeçmedikçe Ortadoğu'da barış kapısı açılmaz!