27 Haziran 2024

Çekya'yı ite kaka da olsa yine devirdik, son 16'ya kendimizi attık

Elbette sevinelim. Ama şunu da not edelim: 10 kişilik Çekya karşısında iyi oynamadık, nokta! Bu futbolla, ikinci turda Leipzig'de oynayacağımız Avusturya maçı için maalesef umutlu olamıyorum.

Milliler Hamburg'da, biz futbol kaçıkları evlerimizde ve Hamburg'da sevince boğulduk. Dürüst olalım iyi değildik, ancak toptan ümit kesilmez.
Turnuva ağacının daha kolay tarafındayız, sonu Berlin olsun!

Hamburg'da öldük öldük, dirildik,
90+4 dakika boyunca!
Ama turu da geçtik sonunda.
Çekleri, ite kaka da olsa,
tıpkı Euro 2008'deki
gibi yine devirdik.
İkinci tura, son 16'ya kaldık.
Elbette sevinelim.
Ama şunu da not edelim:
10 kişilik Çekya karşısında
iyi oynamadık, nokta!
Bu futbolla, ikinci turda
Leipzig'de oynayacağımız
Avusturya maçı için
maalesef umutlu olamıyorum.
Hiç akıldan çıkarmayın,
Avusturya çok diri
ve iyi bir takım...
Hazırlık maçında da
bizi fena yenmişlerdi.
Takım olarak kendimizi
hızla toparlamamız şart.
Avusturya'yı da geçebilir,
Euro 2008'deki gibi
ilk 4'e kalabiliriz.
Sonra da, hadi bakalım,

Berlin'e Berlin'e,
finale finale

sloganlarıyla yola devam edebiliriz.Uzak ihtimal değil.
Milli takıma, gençlerimize güveniyoruz!

Türk futbol kaçıkları, maçın heyecanını Hamburg'da Alman bir polis memuruyla paylaşıyor.

Hamburg bugün kırmızı beyaz!
Sokaklarda on binlerce kişilik bir koro,
ellerinde ay yıldızlı bayraklar,
stada yürüyorlar.
Ağızlarda bir şarkı:

Bir oluruz yolunda,
haydi bastır, gönüller çoşsun!

Evet, Türkiye tur için çıkınca maça, 
heyecan da bir başka oluyor.
Gün boyu ekranda gözümün önünden
akan giden Hamburg videolarını gördükçe
heyecanım yükseliyor.
Defalarca yürüdüğüm sokaklar
bizim şarkılarımızla inliyor. 

Hamburg sokakları bugün İstanbul sokakları gibiydi, gün boyu bizim şarkılarımız yankılandı

Soracaksınız,

HC, bu yaştan sonra
'milliyetçi' mi oldun başımıza?

Hep diyorum, ben bir 'futbol milliyetçisiyim',
iyi ki futbol var diyen bir 'futbol fanatiğiyim'
Akrep de yelkovan da, 
geçmeyen günün sonunda 10'u vuruyor.
Milliler tur için sahada,
haydi bastır Türkiye!
Montella hoca, bu sefer
orta sahayı sert tutmuş.
Sakatlıktan dönen İsmail ve yanında
bir başka libero Salih.
Portekiz felaketinden beri
çok konuşulan Arda da sahada.
Maça tutuk başladık.
Çekler akıyor kalemize....
Alan savunmamızda yine arıza var.
Turnuvanın en genç iki takımının karşı karşıya
geldiği karşılaşmada
Çekler rahat paslaşıyor.
Baskıyı kırmak lazım
hele ki Gürcistan'ın gol haberinden sonra 
bu maçta gol yememek çok kıymetli hale geldi.
Hazırlık paslarımız fena değil,
Arda hareketlendi, uzaktan bir şut ama isabet yok.
Dakika 19,  hakemin düdüğü ve ikinci sarı kart,
Barak atıldı!
Çekler 10 kişi kaldı, turun kokusu
daha da yoğun geliyor burnumuza.
Kırmızıyla birlikte baskımız arttı,
topu tutuyoruz fakat pozisyon konusunda hâlâ kısırız.
Çekler bize de kırmızıyı gördürmeye niyetli.
Hakem de tez canlı, sonunda bizi yakmaz umarım.
Çeklerin yedek kulübesine bile kart çıktı, 
tansiyon yüksek. Maç karakolda bitmez umarım!
Biz kısır futbola çare bulamazken,
44'te çok kötü kontra yiyoruz.
Aslan Mert! Çok güzel kapadı açıyı.
İlk yarı onlar 3 kere buldu kalemizi,
ceza sahamızda yüksek toplar da yüreğimizi ağzımıza getirdi.
Bizim henüz şutumuz yok. 
Forvetsizlik kendini hissettirmeye devam ediyor.
Kötü sezon geçirse de,
Cenk Tosun'u çağırıyor maç gibi hissediyorum.

***

İkinci yarının başında sarı kartlı Salih çıktı,
Kaan Ayhan oyunda.
Baskın başladık.
Barış Alper kanatta uçuyor. 
Aynen böyle,
rakip 10 kişi, boğmalıyız.
Dakika 51,
Barış Alper rakibinin bacağının arasından geçip
müthiş bindirdi. 
İçeri top! 
Kenan'ın önünde kaldı bitiremedi.
İsmail önünde kalan topta, ceza sahasının 
sol kısmındaki Hakan'ı güzel gördü. 
GOOOOL!
Kaptan Hakan öyle bir çaktı ki,
çerçeveyi bulan ilk şutumuz gol oldu!

Hakan, İsmail'in pasında öyle bir vurdu ki... Kaptanlar en zor anlarda yükü sırtlar, kilidi açtı!

Turun kapısı zaten aralıktı,
sağ çaprazdan gelen bir şutla paramparça ettik kapıyı!
Şimdi artık sakin kalma zamanı.
Barış Alper, kanada geçtiğinden beri 
otoban etti sağ tarafı.
Müthiş getirip çevirdiği topta
Arda dokunamadı. Olmadı.
66'da Çekler maalesef attı.
Mert'in iki eliyle topu tuttuğu sırada müdahale var.
Düşen topta ilk şutu Samet çıkardı,
ikincisi kalede.

Mert'in elinden sökülen topa hakem düdük çalmadı. İlk şutu Samet müthiş çıkardı. İkinci şutta ise topu. ağlarımızda bulduk. 

Faul bekliyoruz ama hakem oralı değil.
VAR da vermedi.
Üstüne Hakan itirazdan sarı gördü.
Son 16'da yok.
Gürcistan da Portekiz'i 2-0 yeniyor.
Futbol mucizesi yaşanacak zamandı!
Karnımıza ağrılar giriyor yine.
Maç hız kazandı. 
Çekler fizik kalite olarak bizden üstünler
fakat 10 kişi oynamanın yorguluğunu
yavaş yavaş göstermelerini umuyoruz. Daha rahat çıkıyoruz. 
Dakika 75. Hatanın telafisi olmayan dakikalar geldi.
Cenk Tosun ve Kerem Aktürkoğlu oyunda.
Montella hocadan isabetli karar.
Arda ve Kerem çıkıyor. 
Bu rahat çıkma hali uzun sürmedi.
Sanki biz 10 kişiyiz.
Çekler daha inatçı, daha istekli.
Yüreiğimiz ağzımızda. Bastırıyorlar.
Hakemin de dengesi yok.
On kişilik Çekya'yı yenememek
bizim için kötü sınav olur.
Rahat rahat izlemeliydik şu maçı.
Dakika 86'da sonunda iyi geldik,
Okay denedi ama olmadı.
Çok önde basmaya başladılar.
Aralardan bir gol bulalım artık.
En az 6 dakika gösterdi yan hakem.
Bana sorsanız ikinci yarı bir saattir oynanıyor.
Nasıl geçecek?
Sonu Leipzig olsun.
Tribünler de hareketlendi.
Türkiye diye inliyor stat.
Yanlışlıkla bir tane yesek eve dönüyoruz.
Artık mide ağrıya dayanmazken,
90+4 
CENKKKKKKKKKK.

Cenk... Maç onu çağırdı, o da uzatma dakikalarında fişi çekti.
Derin bir nefes aldık. Gruptan 2. çıktık.

Sol çaprazdan girdi.
Tam bir golcü vuruşuyla
çivi gibi çaktı!
Çekti fişi.
Oh dedik, diken üstündeydik.
Son düdük de geldi.

2-1 kazanıyoruz,
bileti alıyoruz

Çekleri yine grubun son maçında geçtik.
Tıpkı 2008'deki gibi.
Son düdükle saha da karıştı.
Çekler, turnuvaya veda ettiği için çok üzgün.
10 kişiyle iyi de mücadele ettiler. 
Futbol bu, birileri çıkacak
birileri veda edecek.
Sürprizi de Gürcüler yapmış oldu.

* * *

Bu turnuvada her gol çok değerli. Oyuncular da bunu biliyor, İsmail bu karede sevinçten uçuyor. Hakan'ın kildi açması da, Cenk'in golü de altın değerindeydi. 2 Temmuz'da Leipzig'de Avusturya ile oynayacağız

Artık son 16 turundayız.
Fransa korkusuyla yaptık bütün hesaplarımızı,
ama futbolun matematiği yok işte;
rakibimiz Avusturya oldu.
Çekya'yı yensek de içimdeki sevinç buruk.
10 kişi kalan takıma karşı bu kadar zorlanmamalıydık.
İsmi Fransa gibi korku salmasa da,
taş gibi takım Avusturya.
Beş gün dersine çok iyi çalışması lazım Montella'nın.
Hazırlık maçında bizi fena yenmişlerdi,
ancak Fransa'nın büyük maç tecrübesine sahip değiller.
Ragnick'in A planını erken bozarsak çeyrek finali yakalarız.
Avusturya'yı yendikten sonra yol açık.
Turnuva ağacının olabilecek en iyi kolundayız.
Toparlamak lazım,
bu galibiyetlerin daha kolay gelmesi lazım.
Futbol, umut işidir.
Top sahada tıngır mıngır yuvarlanırken 
her şey olur. 
Önce Viyana'yı Leipzig'de aşalım.
Yavaş yavaş

'Berlin'e Berlin'e,
finale finale' 

demeye başlayalım.


Dipnot: Bu yazıyı meslektaşım Metin Kaan Kurtuluş'un katkılarıyla hazırladım.

Hasan Cemal kimdir?

Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara'da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986'da Sedat Simavi Ödülü'nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 

1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 

28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. 

Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013'ten beri T24'te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. 

Bir dönem Bilgi Üniversitesi'nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal'in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: 

Tank Sesiyle Uyanmak (1986)

Demokrasi Korkusu (1986)

Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) 

Özal Hikâyesi (1989)

Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999)

Kürtler (2003)

Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005)

Türkiye'nin Asker Sorunu (2010)

Barışa Emanet Olun (2011)

1915: Ermeni Soykırımı (2012)

Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014)

Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014)

- Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018)

- Hasan Cemal'in "Zamane Diktatörleri" adını taşıyan basılmamış bir kitabı daha var

 

 



 

Yazarın Diğer Yazıları

Terör ve şiddete lanet olsun!

TUSAŞ'a dönük terör eylemini lanetliyorum, silah ve şiddet çıkmaz yoldur!

Açık mektup!

Özgür Özel'e, Ekrem İmamoğlu'na, Kemal Kılıçdaroğlu'na, Mansur Yavaş'a, bütün CHP'ye açık mektup ya da bir çağrı yazısı...

"
"