07 Mart 2015

Adaletsizlik, üstelik 24 yıllık!

24 yıldır hapiste olan Serhat Tuğan'ın vicdanı korkusuna yenik düşenler eşliğindeki hikâyesi...

Serhat Tuğan.
Haziran 1972 doğumlu. 
1988 yılı Kasım ayı.
Sürgünde Filistin Devleti’nin ilan edildiği günün gecesi.
Hakkâri'de üç arkadaşıyla birlikte bir bildiri dağıttı.
Filistinlilerin artık haklarına kavuştuğunu, Kürtlerin de mağduru oldukları zalim rejimin son bulması için ayağa kalkması gerektiğine dair bir bildiri... 
Daha 15 yaşını doldurmamıştı.
Çok ağır işkence gördü.
10 ay Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu kaldı.
Beraat etti.
Serbest bırakıldıktan sonra ciddi biçimde yakalanma, tekrar aynı işkencelere maruz kalma, polisin eline geçme korkusuyla yaşadı.
Hakkari'de polis tarafından sürekli taciz edildi. Üstündeki yöreye özgü elbiseleri, şalvarı, ‘tırgal’ı sokak ortasında, herkesin gözleri önünde yırtıldı, alabildiği en ucuz ayakkabı olan Mekap ayakkabısı ayağından çıkarılıp alındı.
Diyarbakır Cezaevi'nden salıverildikten sonra balkon kapısının önünde, kapıyı açık tutarak uyudu.
Polis bir daha kendisini almaya gelirse, yine o işkencelerden geçmektense, balkondan atlayıp ölmek için…

Serhat Tuğal ailesiyle birlikte

Dağa gitti, yakalandı, 24 yıldır hapiste

Serhat Tuğan, bildiri dağıtmaktan gözaltına alındığında 15 yaşını doldurmamıştı. İşkence gördü, isyan etti, dağa çıktı, yakalandı

Çocukluğundan beri evleri ayda en az iki kez rutin olarak aranıyor, bütün mahremiyetleri postallarla çiğneniyordu. 
Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nde ve oraya gitmeden Hakkari Emniyeti’nde yaşadıklarıyla tekrar karşılaşma korkusuna daha fazla dayanamadı. 
Bizzat mağduru olduğu, insanlık onuru ile bağdaşmayan işkence ve kötü muamele ve zulme isyan etti sonunda…
Bir yıl geçmeden dağa gitti.
İki yıla varmadan yakalandı Serhat Tuğan.
24 yıldır hapiste…
Serhat, askeri hâkimli Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından yargılanıp cezalandırıldı.
Anayasa'nın 143. maddesi ile kurulan ve üyeleri içinde askeri hâkim üye bulunan DGM'ler artık mevcut değil.
Askeri yargıçlı bu DGM’ler, tarafsız ve bağımsız yargılama yapamayacakları gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından birçok kez mahkûm edildi ve anayasa değişikliğiyle 30 Haziran 2004'te de tümden kaldırıldı.
DGM'ler artık mevcut değil ama o mahkemelerin hukukî, adil ve tarafsız olmayan kararlarıyla cezalandırdığı Serhat Tuğan  gibi yüzlerce insan halen cezaevlerinde mahkûm.
Bu genç insanlar, polisin işkence ve baskı altında aldığı ifadeler, hukuka aykırı yüzleştirme tutanakları ve düzmece tanık beyanlarına dayanılarak, alelacele ve ceza yargılaması hukukunun temel kuralları hiçe sayılarak asker üyeli DGM'lerin kararlarıyla yıllardır cezaevlerinde yatıyor.

Başkasının cezasını yatıyor!

DGM ve Yargıtay kararlarıyla mahkûm edilen Tuğan, kendisi ile aynı kod adı taşıyan Tahir Oğras adlı bir kişinin cezasını yatıyor!

Semiha ve Abdulhafız Tuğan, oğullarının aklanmasını ve serbest bırakılmasını istiyor.
Çünkü Serhat, 24 yıldır kendisi ile aynı kod adı (Şervan) taşıyan ve Uludereli, tutanaklarda belirgin fiziki özellikleri, ismi ve nereli olduğu açıkça yazılı "dudaği yarık, Tahir Oğras adlı" bir kişinin cezasını yatıyor. 
Yeniden yargılanması ve dosyanın açılması için Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'ne yapılan başvuru, yarım sayfayı bile doldurmayacak bir gerekçeyle reddedildi.
Şimdi bütün yollar kapandı.
Türk hukuk sisteminde, DGM ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin hayatını kararttığı yüzlerce kişiden biri Serhat.
 Diyarbakır İkinci Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin örgüt üyesi diye 12 yıl 9 ay mahkûmiyet verdiği Serhat Tuğan, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin "suçun mahiyeti 125. madde kapsamındadır" demesiyle idam cezasına, ancak suç tarihinde yaşı küçük olduğu için müebbet hapse mahkûm edildi.
 DGM savcısının bile isyan edip, müebbet hüküm için temyiz ettiği dosya, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne gitti ve verilen ceza ne yazık ki orada onandı.
Serhat'ın dosyası Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na kadar gitti, ama "Haklısınız, beraat etmesi gerek ama biz bunu kurulda diyemeyiz, onunla aynı duruma geliriz" diyen, vicdanı korkusuna yenilen yüce Yargıtay hâkimlerince cezası yerinde bulundu.

'Serhat'ımızın hikâyesi
size ulaşmaya çalışıyor'

24 yıldır hapiste olan Tuğan'ın annesiyle babasının çağrısına kulak verin: Serhat'ımızın hikâyesi sizlere ulaşmaya çalışıyor

Serhat Tuğan’ın annesiyle babasının şu çağrısına kulak verin:

Bizler yaşadığımız ve bize yaşatılan her şeye rağmen bu ülkenin vicdan sahibi insanlarına güveniyoruz.
Her şeye rağmen insanların kalplerindeki iyiliğe inanıyoruz. Sizleri, Serhat ve onun gibilerin bugüne kadar duyulmayan seslerine, adalet arayışlarına ve çaresiz haykırışlarına kulak vermeye ve yardım etmeye çağırıyoruz.
Serhat'ımızın hikâyesi  twitter.com/serhattugan1
adresinden sizlere ulaşmaya çalışıyor.
Hiçbir kapı kalmadı 24 yılda çalmadığımız.
Şimdi Diyarbakır D-Tipi Cezaevi'nde 24. yılını dolduran Serhat ve onun gibi yüzlerce mağdurun adaletten umudunu kestiklerini biliyoruz.
Ama biz anne babaları ve sevenleri her şeye rağmen hakkın, adaletin yerini bulmasını beklediğimiz yerini bulmasını beklediğimizi duyun istiyoruz. 
Bir mucize için yola çıktık, ama hayat bu.
24 yıl sonra da olsa, adalet için umudumuz var.
Hepimiz için ve birbirimizin yüzüne utanmadan bakabilmemiz, suskunluğumuzun ağır yükünden kurtulabilmemiz için her şey mümkün...
Geç de olsa.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"