19 Eylül 2020

Öz ile sözün bir olmasının izini sürerken: "Cinsiyetçi ikiyüzlülük"

Prof. Dr. Ayşegül Yaraman, cinsiyetçi ikiyüzlülükten bahsederken "bir suçlama değil, bir tespittir ve herkes gibi her zaman veya hayatımın bazı aşamalarında benim de içinde bulunduğum bir durumdur," diyerek kitabın tonunu ortaya koyuyor

"Her insan ikiyüzlüdür, ben de insanım."
M. Eroğlu, Kıyıdan Uzakta, İstanbul, 2018 

Prof. Dr. Ayşegül Yaraman’ın son kitabı Cinsiyetçi İkiyüzlülük Bağlam Yayınları aracılığı ile okuyucu ile buluştu.

 - Seçkin kadınlar şiddet görmez mi ya da az mı şiddet görür?

- Geleneksel başlık parası kavramı evlilikle beraber sunulan tek taş yüzüğe karşılık gelmekte midir?

- Çift soyadlı kadınların gönüllülükle "soyadı alyansı"nı takması simgesel şiddetin bir örneği midir?

- "Bunu erkek yapar, şunu kadın yapar" söylemi cinsiyetçi midir?

- Cinsiyetçi ikiyüzlülük ekonomik ve eğitimsel avantajlarla artar mı?

- Çocuk sahibi olunca iş hayatından çekilmek meşru mudur?

Bu soruların cevaplarını örneklerle açıklayan araştırma "özel olanın politik" oluşunu merkeze alıyor. Öz ile sözün bir olmasının izi sürülüyor.

Bunu yaparken de yer yer kalkınmış kadınlar arasında da yaşanan "kol kırılır yen içinde kalır" diyebileceğimiz durumlara bakılıyor.

Kitabın amacı, "cinsiyetçi ikiyüzlülüğü anlamak ve arınmaya çalışarak bilinç yükseltmek" olarak ifade edilmiş.

Prof. Dr. Ayşegül Yaraman, cinsiyetçi ikiyüzlülükten bahsederken "bir suçlama değil, bir tespittir ve herkes gibi her zaman veya hayatımın bazı aşamalarında benim de içinde bulunduğum bir durumdur," diyerek kitabın tonunu ortaya koyuyor.

"Erkek gibi kadın"ın övgü, "kadın gibi erkek" deyişinin ise sövgü sayıldığı günlük yaşamdaki detaylar, tarihsel bir perspektif çerçevesinde sunuluyor.

Simone de Beauvoir’dan Margaret Mead’e, C.P. Estés’ten J. P. Sartre’a çeşitli alıntılara yer veriliyor.

Ayşegül Yaraman

"Cinsel yönelim" kavramının simgesel şiddet örneği olarak tanımlaması dikkat çekici. Bu konuyu Prof. Dr. Ayşegül Yaraman şu sözlerle ifade ediyor: 

"Cinsel yönelim yerine cinsel tercih bilinçle kullandığım bir kavramdır, cinsel tercih kavramının gerektiğinde fantezi olarak da tanımlanabilecek olandan biyolojik olana kadar geniş bir alan içerdiğini düşünüyorum. Cinsel yönelim bana egemen heteroseksist söyleme karşı somut bir mazeret bulma ve kabulü bu mazeret üzerinden sağlama izlenimini vermektedir. Bense cinsel tercihin, egemen sistemlere hiçbir "makul" açıklamaya mecbur olmadığını düşünüyorum." (34) 

Bunlara ek olarak, yapay zekâ ile kadına atfedilen cinsiyetçi kalıpların sürdürülmesine değinilmiş. Örneğin bize hizmet eden yapay zekâlardan Apple’ın Siri’si, Amazon’un Alexa’sı ve Microsoft’un Cortana’sı var. Diğer yandan emredici seslerde erkek sesine başvurulmasının altı çiziliyor.

Ayrıca egemen "erkekler" kadar, mağdur "kadınların" da cinsiyetçi ikiyüzlülüğü üretebileceği vurgulanıyor.

Ödül ve ceza üzerinden işleyen yardımsever cinsiyetçilik ve düşmanca cinsiyetçilikten bahsediliyor. Misal, geleneksel cinsiyet rollerini uygulayanlar ödüllendirilirken bunları aşmak isteyenler cezalandırılıyor.

Kitaptan edindiğimiz verilerden bazıları şöyle:

- Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 yılı raporunda 153 ülke arasında cinsiyet eşitliği açısından Türkiye 130. sırada yer alıyor.

- Dünyanın en zengin ilk 20 kişisinin sadece 2 tanesi kadın.

- Kadınların erkeklerle eşit ücret alması için beklenilmesi gereken süre ise 257 yıl.

Prof. Dr. Ayşegül Yaraman bu yeni araştırmasında dünyanın hiçbir ülkesinin şiddetten muaf olmadığını paylaşıyor. Bazı feminist, demokrat entellektüellerin üstten ve ayırımcı üslubunu örneklerle ortaya koyuyor.

Ve şöyle diyor:

"Cinsiyete bağlı şiddetin sınıfı ve diploma derecesi yoktur."


http://www.aysegulyaraman.com/

https://www.pandora.com.tr/kitap/cinsiyetci-ikiyuzluluk/751129

Yazarın Diğer Yazıları

Akademik sinema dünyasından dört önemli konferans

Bu konferansların, oluşumların ve dergilerin köklü bir geçmişe sahip olduğunu düşünüyorum ve dünya genelindeki çalışmalara bakmak için iyi bir başlangıç noktası ve referans kaynağı olabileceğine inanıyorum

İran’ın cesur kadınları: Jin, Jiyan, Azadi!

Çoğu İranlı temel özgürlükler ve demokrasi uğruna canını feda etti

Mad Pride ya da ‘Delilerin’ Onur Yürüyüşü

Mad Pride’ın amacı stigma ile mücadele etmek, ‘delilerin’ haklarını savunmak, çeşitli politikalara etki etmek, beraberce güçlenmek, bazen biraz eğlenmek ve misal ‘psikopat’, ‘manyak’, ‘şizo’, ‘deli misin nesin’ demeden önce bir kez daha düşünmeyi hatırlatmak

"
"