19 Mart 2019

İngiltere’de sokak röportajları - 2

Daha detaylı bilgiye ulaşmak istiyorsanız ‘Evet/hayır’ diye cevap verebilecekleri sorulardan kaçının

İngiltere’de barınacak yeri olmayanlar verilerinde Brighton* 2017’den 2018’e iyileşme gösterenler listesinde birinci sırada. Buna rağmen Brighton’da hatırı sayılır oranda evsizle karşılaşıyorum. İkinci sokak röportajımı yaptığım kişi bir evsizdi. Kendisine uzattığım defteri aldı ve ‘işiniz nedir’ başlıklı soruma N/A yani ‘mevcut değil’ notunu düştü. 32 yaşında, erkek, Batı Londra’dan. Görüştüğüm ilk kişi de erkek ve 32 yaşındaydı. Acaba kendi yaşıma yakın erkeklerle daha mı kolay iletişim kuruyorum? Ya da işçiler ve evsizlere yönelmem daha mı kolay? Bu durum kendini tekrar ederse temsiliyeti adil bölüştürebilmek için dikkatli olmam gerek.

Ben kendisini ‘evsiz’ olarak kelimelendirirken o, bu bilgiyi yazmamış, sadece N/A yazmıştı iş bölümü için. Hikâyeyi olduğu gibi nasıl verirsiniz? Bu kişiye kendi kendini tanımladığı hâli ile mi yer verirsiniz? Kendiniz bir sıfat mı yapıştırırsınız? Yurt dışından gelen öğrencilerin kalacak yer bulma konusunda sıkıntı yaşayıp yaşamadıklarına dair izlenimlerini sorduğumda şöyle dedi:

“Bence oldukça kolay; çünkü bizler yurt dışından gelenlerin buradaki vakitlerini en rahat şekilde geçirmelerini planlayan insanlarız. Bunun için elimizden geleni yaparız.”

Evsizlerin kendi tercihi ile bu yola girdiğini iddia edenler var, ben de sormak istedim:

  • - Nasıl oldu da buradasınız?
  • - Sevgilimden ayrıldım, altı aydır sokaklardayım.
  • - Size yardım eden var mı?
  • - Evet, devletle planlama hâlindeyiz. Durumumuzu takip ediyorlar.

Önünde para torbası vardı. Görüşmeye başlamadan önce oraya çekinerek de olsa bozuk para bırakmam gereksiz miydi? Kendi küçük dünyamın rüşveti miydi bu hatta? Ben sana bozuk para vereyim, sen de benim sorularımı cevaplar mısın anlamına mı geliyordu?

Yorgun gözlerle ‘tamam’ demişti görüşmemize. Üşüyor muydu? İstediğimi aldım ve haydi bana şimdi eyvallah mıydı? O, yerde oturduğu için ben de onun yanına çömelmiştim. Fotoğrafını çekmem üç, beş saniye sürmüştür. Kalacak yer bulmakla ilgili sorumu bir evsize soracağımı düşünmemiştim. Yolda karşıma çıkıvermişti. Bunu planlamak daha mı iyi olurdu? Planlayarak gittiğim yer okulun yurduydu. Çünkü bir önceki yazımda paylaştığım sokakta uyumak zorunda kalan öğrenci, üniversitenin kendisine yardım etmediğini söylüyordu. İtiraf etmeliyim ki beni okula yönlendiren kişi tecrübeli bir gazeteciydi. Bunu tek başıma akıl edemedim. İş birliği ve usta-çırak ilişkisi işte bu yüzden güzel. Daima öğrenme sürecinde olduğunu kabul etmek de öyle.

Çalışanlara ya da evsizlere yaklaşma eğilimim -yine- beni reddetme ihtimallerini en aza indirmekle ilgiliydi. Hatta güç dengesine bakıldığında, çalışanlara soru yöneltirken ben aynı zamanda bir müşteriydim. Potansiyel müşterilerini kaybetmemek için verdikleri cevaplar çarpık ve gerçeği yansıtmıyor olabilir miydi? Gerçeği tutup çekip çıkarmak ne kadar da cevvallik gerektiriyordu. Hatta böyle bir şey mümkün müydü? Biz okuyucular, önümüze konan röportajların hangi şartlarda yapıldığını hayal ediyor muyuz? O metin, yazıya dökülmeden önce acaba hangi yollardan, kimlerin süzgecinden geçti?

Sokak röportajı yaparken öğrendiklerimin bir bölümünü paylaşmak istiyorum.

  • - Soruları önceden hazırlayın. Araştırmanızı iyi yapın.
  • - Daha detaylı bilgiye ulaşmak istiyorsanız ‘Evet/hayır’ diye cevap verebilecekleri sorulardan kaçının. “Şu konuda ne düşünüyorsunuz? Bu konuda nasıl hissediyorsunuz?” gibi sorularla başlanabilir.
  • - Yaklaşırken ilk kendinizi tanıtın ve hemen ardından vakitlerini aldığınız için teşekkür edin.
  • - Görüşmeye iki kişi giderseniz sağlam bir giriş yapabilirsiniz ve birbirinize moral verebilirsiniz. 
  • - Belki de reddedilmek doğaldır diye bakınca tek kişi de iş çözülüyordur.
  • - Bir yabancıya yaklaşmak zorlu gelirse kendinizi yol soruyor gibi düşünebilirsiniz.
  • - Dinlemek yine en önemli şey. Dinleyip bir sonraki adımı planlamak… Bu sırada mümkünse varsayım yapmamak.
  • - İçeriği hangi koşullarda ve nasıl kullanacağınıza dair açıklama yapın. İzin alın: Çalışmada yer aldıklarını kabul ettiklerine dair form imzalamalarını sağlayın.
  • - Herkese aynı soruyu sorun.
  • - Herkes: Sınıf, yaş, (toplumsal) cinsiyet, etnik köken vb. grupların çeşitliliğine yer verin.

Sokak röportajı Latince’de ‘vox populi’** olarak isimlendiriliyor. ‘Voice of the people’ da açıklaması. Kamuoyunun görüşü, sesi, düşünceleri anlamına geliyor. Farklı sesleri duymaya ihtiyacımız var. Gazeteciler yoğun tempoda çalışırken ve -planlama iyi yapılmazsa- kendilerinden baskı altında kısıtlı zamanda çok iş beklendiğinden her zaman fikir çeşitliliği yaratacak yelpazeye ulaşamayabiliyorlar. Yakın çevreye soru sormak yerine sokağa çıkmak ve mikrofonu değişik bölgelerden başka başka kişilere uzatmak gerek. Üçüncü görüşmem bu anlattığım günden bir gün sonraydı. Ve işte o gün bir kuralı ihlal ettim.


Not: Bir sonraki yazımda diğer üç kişi ile olan sokak röportajı yolculuğumu ve neler öğrendiğimi paylaşmayı hedefliyorum. Serinin ilk yazısı ise şurada:

https://t24.com.tr/yazarlar/hande-cayir/ingiltere-de-sokak-roportajlari-1,21964

*https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/781567/Rough_Sleeping_Statistics_2018_release.pdf

** https://www.bbc.co.uk/academy/en/articles/art20141029111247531

Yazarın Diğer Yazıları

İran’ın cesur kadınları: Jin, Jiyan, Azadi!

Çoğu İranlı temel özgürlükler ve demokrasi uğruna canını feda etti

Mad Pride ya da ‘Delilerin’ Onur Yürüyüşü

Mad Pride’ın amacı stigma ile mücadele etmek, ‘delilerin’ haklarını savunmak, çeşitli politikalara etki etmek, beraberce güçlenmek, bazen biraz eğlenmek ve misal ‘psikopat’, ‘manyak’, ‘şizo’, ‘deli misin nesin’ demeden önce bir kez daha düşünmeyi hatırlatmak

LGBTİQA+ hakları insan haklarıdır!

Kendimiz dışındaki insanların var oluşlarını öldürmeye yeltenmekle övün(e)memeliyiz, bundan olsa olsa utanç duyulur.