Yıl 2008... Filmmor Eskişehir’de. Altıncısı düzenlenen festival benimle (bizimle / uzaktaki yakınlarla / kimin aklı-kalbi açıksa onlarla) konuşmaya / dertleşmeye / gözümün yaşını silmeye gelmiş.
Kadınların var olma hikâyeleri çıkıyor çekmeceden. Direnişleri...
Deneyimleri görünür oluyor.
Çalışkan Rosie’yi izliyorum. İsyan-ı Nisvan püskürerek ağlayabileceğim bir film değil oysa ki ama öyle bir etkisi oluyor her nasılsa...
Birkaç kadın kameraları taşıyor. Sahneyi kapatıyor. Sonra bir yerlere gidecekler. Peşlerine takılıyorum.
Casper oldum sanıyorum ama beni görüyorlar.
Pek konuşmuyorum, öylece duruyorum yanlarında ama beni görüyorlar.
Takip ediyorum bu kadınları, yaklaşsam bana da geçer mi tılsımı, diyorum...
İzin veriyorlar.
Yokum sanıyorum ama varmışım, gösteriyorlar.
Yıllar sonra, yine buluşuyoruz. Birlikte film yapmak için...
Yaşamlarımıza şahit oluyoruz. Tütün, yemek paylaşır oluyoruz ve bazı geceleri...
Sabahladığımız günler oluyor çekimler için. Ben sonra hiç uyumadan işe gidiyorum...
Kameralar (çok kat) yukarı taşınıyor. Birlikte iyi eğleniliyor, efkâr da yer yer basıyor.
Bir gün Melek Özman bir söz yazıyor; ona dava açılacakmış, “dikili ağacım yok ki” demiş, okuyorum... Neyi alacaklarsa gelsinler alsınlar, gibilerinden...
“Senin dikili ağacın biziz” yazmayı becerebiliyorum; gözümden minicik yaş geliyor.
Sonra kol kola Kimse Beni Sevmiyor / Keiner Liebt Mich (1994) Doris Dörrie’nin filmini izlemeye gidişimiz var.
Asıl okul bak burası diye fısıldıyor bana Filmmor’la her karşılaşmam...
Arada bir de -iyi ki- femme fatale oluyorlar. Çoğu zaman da yolcular... Artık ne kadar yetişebilirlerse... Uzak / yakın topraklara... Kadınların ellerini tutmak ve ötesi için...
Melek Özman “Dünyanın her yerinde kadınlara karşı küresel bir saldırı söz konusu. Ancak kadınların küresel direnişi de var ve biz bu direnişe dikkat çekmek istedik. Hâlâ kadına yönelik şiddeti üçüncü sayfalardan, dizilerden görüyoruz ama buralarda kadının direnişini göremiyoruz. İşte bu festivalde kadınların direnişini göreceğiz” demiş.
13. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali 13 Mart Cuma günü saat 19.00’da Galatasaray Meydanı’ndan Pera Müzesi’ne yapılacak Festival Yürüyüşü ile başlayacak!
“Festivalden elde edeceğimiz geliri Şengal ve Kobane kamplarındaki kadınlara ve çocuklara aktaracağımız için sade bir açılış yapacağız” diyor Ülkü Songül.
Açılışta “Arkadaşımı Merak Ediyorum” var. Bağımsız Kadın İnsiyatifi’nin ilk filmi...
Gezi Direnişi’nden sonra İzmir’de tutuklanan kadın direnişçilerle dayanışma amacıyla yürüttükleri kampanyayı anlatıyor.
25 ülkeden 61 film... 1975’ten bu güne, filmlerde güçlü kadın karakterler yaratan Margarethe von Trotta ile buluşma 17 Mart Salı günü İstanbul Modern’de...
Altın Bamya Akademisi’nden Hülya Uğur Tanrıöver “100 yılı tararken ne kadar yorulduğumuzu, eğlendiğimizi, aynı zamanda ne kadar öfkelendiğimizi tahmin edemezsiniz” demiş...
Altın Bamya Türkiye Sineması’ndaki cinsiyetçi kalıplarla mücadele etmeye iyi ki devam ediyor.
Erkek karakter adayları Tecavüzcü Coşkun, Tarkan ve Recep İvedik; kadın karakter adayları ise Kezban, Afrodit ve Mum Kokulu Kadınlar’daki tüm kadın karakterler...
Festival programı şurada: http://www.filmmor.org/tr/
Filmmor Twitter burada: https://twitter.com/Filmmor_
Gümbür gümbür ta derinlerden sen ne güzel geliyorsun Filmmor!
Evet, işte! Ya bu durumu kabulleneceğiz ya da birlikte direneceğiz*
On üçüncü yaşın kutlu olsun!
Nice senelere canikom...
_________________________________________________________
* https://www.youtube.com/watch?v=fq2x7KscLJA