Sabancı Üniversitesi’nde Ayşe Gül Altınay’ın verdiği ‘toplumsal cinsiyet’ dersine her gidişimde çok şaşırdım.
Toplumsal cinsiyet inşasının taa pembe bebek ve mavi topla başladığını, bu durumun sermayenin işine nasıl yaradığını ilk orada fark ettim. Yaşım 20’ydi; fakat bu dersi almasaydım yaşım 40 olsa bile ‘höm höm höm’ diye ileri geri konuşuyor olabilirdim.
Televizyonun kitle iletişim aracı olarak etkisini, o janjanlı-civcivli çikolatayı TV’de görüp ısrarla istediğimi hatırlayınca bir kez daha anladım. Bir de mesela silahlı ağır abiler ‘rol model’ alındığında...
Nasıl desem? Yani, kalkanımız bir an düştüğünde bizi yoğurup mıncık mıncık yaptılar.
Doğadan Çay cinsiyetçi bir reklam paylaştı geçen hafta.
Filmmor iyi ki Twitter’a yazdı:
Doğadan Çay’ın ‘kadınlar ne ister’ reklamına özür de yetmez. Umarız kadınlar bu çayı içmez! #BoykotDoğadan
Sonra boykot başladı:
Selin U. @selinnece
Doğadan reklamının metin yazarları cinsiyetçi ve kadın düşmanı! #BoykotDoğadan Alma aldırma!
Eda Güneş @EdagunesGunes
Gerçekten bir bitmediniz!
Dilara Caner @yersiz
Ne reklam be! Aydınlandım! Sözünüzü dinleyeceğim. Kendime bir iyilik yapacağım ve Doğadan içmeyeceğim.
Zeyno Pekünlü’nün sesiyle tepki arttı.
Melis Ulug imza kampanyası başlattı.
Ve Doğadan Çay videoyu yayından kaldırdı:
Yeni ürünümüzü duyurmak amacıyla hazırladığımız kampanya videomuz için sosyal medyada yapılan yorumlar bizi derinden üzdü. Bahsedilen amaçla yola çıkmadığımızı içtenlikle belirtmek isteriz. Bu nedenle siz değerli tüketicilerimiz nezdinde oluşan hassasiyeti anladığımızı ve kampanya videomuzu yayından kaldırdığımızı bildiririz.
Saygılarımızla,
Doğadan
‘Popüler kültür’ deyip geçelim mi yani şimdi?
Doğadan Çay reklamı “Kızlar neden vermez/Kızlar nasıl verir" videosundan esinlenerek çekilmiş ya da -iyi niyetle yaklaşayım- ekibin bilinçaltında varmış.
Doğadan Çay reklam metni, bırakıyorum, kendi konuşsun:
Kadınlar ne ister? Kaçmayan çorap, filmlerdeki gibi bir aşk, topuğu kırılmayan topuklu ayakkabı ister. Daima 34 beden olsun ister. Kilo yapmayan pasta ister. Keşke diyete başlasaydım der. Başlamaz, selülit moda olsun ister. 30 yaşından sonra yaşını kimse bilmesin ister ama doğum gününü de herkes kutlasın ister. Ayakkabı ister. Çanta da ister. Çok ister. Mükemmel erkek ister. Şiir okunsun ister. Bir de çanta alırsa kalpten sever. Tabii almasa da sever. Hep aramanı ister ama aradığında neden arıyorsun der. Günaydın mesajı atsan dalga geçer ama geceleri uyudun mu diye mesaj atar. Keşke spora başlasam der. Spor kıyafetleri ister. Spor kıyafetlerine uygun ayakkabı ister. Boş park yeri ister. Yetmez kendine park eden araba ister. Söylediklerinin yapılmasını ister ama söylemeden yapılsın ister. Sağlıklı, bakımlı, alımlı, güzel olmak ister. Yetmez, güzel de yaşamak ister. Çikolata ister. Çiçek ister. Sonra yine ayakkabı ister. Çin yemeği ister. Bazen de istemez. İtalyan mutfağı olsun ister. Kebap ister. Karnıyarık ister. O da kesmese hepsinden ufak ufak ortaya ister. Yeşil çay ister. Keşke içebilsem der. Yumuşak içimi de olsun ister. Oh be neyse burada rahat bir nefes alabiliriz. E çünkü yapılmışı var. İşte yeni doğadan yumuşak içimli yeşil çay.
Zeyno Pekünlü’nün tepkisi:
Kadınlar ne ister? Kılına, tüyüne, giyimine, örtüsüne karışılmasın ister. Filmlerde cinsiyet klişeleri olmasın ister. Kendi bedenini severken başkaları bedeni hakkında özgüvenini kırmasın ister. Mutfaktan çıkmak, sokaklarda özgürleşmek ister. Rakıyı ağzının tadıyla içmek, eve rahat dönmek ister. 30’unda da, 40’ında da, 50’sinde de doya doya sevişmek ister. Yaşıyla cinselliğinin ters orantılı görülmemesini ister. Çantasından prezervatif çıktı diye tecavüzcüsü serbest kalmasın ister. Öz savunmanın müebbet hapisle cezalandırılmamasını ister. Telefonla, Facebook arkadaşlık teklifleriyle, sokakta, işyerinde taciz edilmemek ister. Spor yaparken kimse orasına burasına bakmasın ister. Yanından geçen arabadan laf atılmasın ister. Yalnız yaşayabilmek ister. Komşusu ‘o kimin arabası’ diye sormasın ister. Nasıl olmak istiyorsa öyle olmak ister. İsterse saçını boyamak, isterse boyamamak ister. 8 Mart’ta telefonuna çikolata, çiçek, ağda, epilasyon, mutfak robotu reklamları gelmesin ister. Çin’deki, İtalya’daki, Adana’daki kadınlar için de kendisine istediği özgürlükleri ister. Kendisi için birtakım markaların ‘kadınlığı’ tanımlamasını istemez. Doğadan’ın bu reklam için özür dilemesini ister.
Tarihten cinsiyetçi reklam örnekleri topladım...
- Onu ait olduğu yerde tutun...
- Kocanız taze kahve testi yapmadığınızı bir öğrenirse size bunu yapar.
- Bir karı ne kadar azimle çalışırsa o kadar şirin görünür
- Karınızı işle öldürmeyin; bırakın bunu elektrik akımı yapsın!
- Sizce bu adamlardan hangisi tecavüzde en iyi?
- Diğer kadınların eli bulaşık leğeni gibi değil. (Peki ya karısınınki?)
- Bir kadını öldürmek her zaman kanuna aykırı mıdır?
- Yani, bir kadının bunu açabileceğini mi söylüyorsunuz?
- Evin etrafında bir kızın olması iyidir.
* * *
Doğadan Çay’ın yaptığı reklam, bu örneklerden farklı değil.
Bu arada, reklamı çeken Plasenta Conversation Agency de (yönetmen Kaan Kaner) özür diledi.
Hem dünya nüfusunun yarısına sahip olup, hem de tarih boyunca ekonomik, psikolojik, fiziksel şiddete; alay edilip küçük düşürülmeye, ancak ve ancak seks objesi olarak değerli bulunmaya maruz bırakılmış dezavantajlı başka bir grup daha biliyor musunuz?
Kadınlar rahatsızlıklarını sosyal medya üzerinden örgütlenerek paylaştı, reklam kaldırıldı, özür dilendi, ortalık duruldu, ancak ‘özür iletişimi’nin altında yer alan yorumlar gösteriyor ki bu işleri üretenlerin, hele ki genel geçer bilgilerle ‘kadın’ tanımı yapmaya soyunanların elini taşın altına koyması gerekiyor.
Dileğim tüm bu çalışanların ‘toplumsal cinsiyet’ okumaları yapması ve reklam metni yazarken işinin ehli bir sosyologdan ya da ‘kültürel çalışmalar’ programından ve bir feministten danışmanlık alması...
Doğadan, Coca Cola’nın markalarından biriymiş.
Mademki istediniz; eğer gender* üzerine okuyup kadınlara seslenmeyi başarabilirseniz ‘satışlarınız artar!’
* http://history.rutgers.edu/dmdocuments/Women%20and%20Gender%20Comprehensive%20Reading%20List.pdf
https://www.youtube.com/watch?v=HaB2b1w52yE
Mesela böyle çekin: https://www.youtube.com/watch?v=yUA2H_6RhjE
Ya da şöyle: https://www.youtube.com/watch?v=UomZa1exkkU
Not: Reklamdaki “agucuk bugucuk, geyşavari, mızmız tavır” ve reklamı seslendiren şahsın alaycılığı komik değildi. Yani biz hiç gülmedik.