04 Temmuz 2024

Yıl sonuna kadar ateşkes mümkün mü?

Savaşan tarafların liderlerinin ateşkesi gerçekten isteyip istemediğini ve ABD’nin buna izin verip vermeyeceğini bilmiyoruz

Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ilk bakışta paradoksal gibi görünen bazı yeni faktörler gündemde.
Son haftalarda Moskova’dan (tekrar) ve sonunda (ilk kez) Kiev’den barış, ya da en azından ateşkes görüşmeleri yolunda bazı açıklamalar geldi.
Diğer taraftan çatışmalar son aylarda ilk iki yıla kıyasla çok daha kanlı geçiyor. Yani ölü ve yaralı sayısı eskisinden çok daha fazla.
Elbette savaşta kimse kendi kayıplarını net olarak açıklamıyor. Ve herkes karşı tarafın kayıplarını abartan propaganda yöntemlerine başvuruyor.

Savaş daha kanlı geçiyor

Batılı kaynakların ileri sürdüğü çeşitli verilere bakacak olursak, 28 ayı aşkın süredir devam eden savaşta tarafların kaybı muhtemelen 500 bin kişiyi geçmiş durumda (“kayıp” derken ölenler ve savaşa devam edemeyecek derecede ciddi yara alanlar kast ediliyor.)
İngiltere İstihbarat Servisi'ne (MI6) göre, savaşın başından bu yana sadece Rusya’nın toplam ölü ve yaralı sayısı 500 bini aştı.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise ilk 27 ayda Rus cephesinde toplam ölü ve yaralı sayısının 350 bin civarında olduğunu savunuyor.
Son aylarda ölü ve yaralı sayısı hızla artıyor. Örneğin, birkaç gün önce New York Times, geçen Mayıs ayı boyunca her gün ortalama bin Rus askerinin öldüğünü ve yaralandığını yazdı. MI6’in verisine göre ise Rusların ortalama günlük “kayıp” sayısı 1200 civarında.
Şimdiye kadarki ölü ve yaralı sayısında en büyük artış son Mayıs ayında saptandı. Bunun başta gelen nedeni Rusya’nın sonuca ulaşmayan Harkov (Harkiv) saldırılarıydı. Başarılı oldukları Avdiyivka ve Bahmut’ta ölenlerin sayısını ise bilen bile yok.
Haziran sonlarında, bağımsız Rus yayını Vajniye İstorii, Şubat 2022'den bu yana “savaşta 71 binden fazla Rus erkeğinin öldüğünü” yazdı. Rusya Devlet İstatistik Servisi verilerinden araştırılarak derlenen bu raporda ayrıca, yalnızca 2023'te Ukrayna'da en az 45 bin Rus askerinin öldüğü bildirildi.
Yukarıdaki tüm (tahmini) sayılara Ukraynalıları da eklersek felâketin boyutları iyice artıyor.

Ateşkes girişiminin amacı ne?

Savaşın bitirilmesi amacıyla bugüne kadar birçok uluslararası öneri ve girişim oldu. Çin’den Afrika ülkelerine kadar. Ama hiçbiri sonuç vermedi.
Kremlin birkaç kez barış görüşmeleri için şartlarını ortaya koyma tarzında da olsa konuyu gündeme getirdi. En son geçen 14 Haziran’da (İsviçre’deki Uluslararası Ukrayna Barış Konferansı’ndan bir gün önce) Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya'nın büyük bölümünü işgal ettiği dört Ukrayna bölgesinin tamamının Moskova’ya ait olduğunun kabul edilmesini ve ayrıca NATO'ya üye olunmayacağı garantisinin verilmesini ateşkesin şartları olarak saydı.
Bu ve benzeri ateşkes ve görüşme önerilerini genellikle şiddetle reddeden Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, birkaç gün önce uluslararası siyaset çevrelerini şaşırtan bir açıklama yaptı ve bu yıl sonuna kadar ateşkes görüşmelerinin mümkün olduğunu ifade etti.
Philadelphia Inquirer’a verdiği demeçte, Türkiye’nin de aktif katılımcısı olduğu “tahıl anlaşması modeli” üzerinden, yani Ruslarla aynı masaya oturmadan da olsa aracılar yardımıyla düzenlenecek bir görüşme sürecine razı olabileceğini vurguladı.
Ve her ne kadar “toprak verilmesinin kötü bir fikir olduğunu” söylese de her zamanki gibi 1991 sınırlarına dönülmesini ve uluslararası hukuka göre Rusya’nın işgal ettiği yerlerden çıkmasını önkoşul olarak dile getirmedi.
Aynı Zelenski, AB dönem başkanı olarak dün Kiev’i ziyaret eden Macaristan Başbakanı Victor Orban’ın “önce ateşkes yapılsın” çağrısına olumlu cevap vermedi. Bunda Macar liderin sık sık AB ve NATO içinde “Putin’in gizli ortağı” gibi davranmasının etkisi de olabilir tabii.

Önce ateşkes, sonra kalıcı çözüm

Bunun, yaklaşan ABD seçimlerinde Donald Trump’ın kazanma ihtimalinin artmasına bağlı (özelikle de Joe Biden’in çok puan kaybettiği münazaranın ardından) bir manevra olduğunu öngörmek mümkün.
Trump savaşın kendi emriyle hemen bitirilmesi gerektiğini, bitirmeyeni “ekonomik olarak şiddetle cezalandıracağını” ima ediyor.
Zaten ABD içi sorunlardan dolayı birkaç ay ihtiyaç duyduğu silah yardımı alamadığı için savaşta gerileyen Kiev, bir daha bu durumu yaşamamak için belli ki şimdiden zaman kazanmaya çalışıyor.
Bununla birlikte kısa sürede ve önkoşulsuz ateşkes fikri, Rusya’da Kremlin’e muhalif olan liberal lider Grigoriy Yavlinski ve Ukrayna’da Zelenski’nin eski danışmanı (şimdi muhtemelen lider adaylığına oynayan) Aleksey Arestoviç gibi çeşitli çevreler tarafından destekleniyor.
Ana amaç elbette soruna hukuk ve adalet çerçevesinde çözüm bulunması ve savaşlara karşı çıkılmasıdır. Ancak savaşın her bir gününün yüzlerce, hatta binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına, akraba ve yakınlarının yaşadığı felâketlere yol açtığını düşününce, belki de ateşkes girişimini daha güçlü olarak gündeme getirmenin anlamı büyüktür.
Ancak siyasiler dünyasında insani trajedilerin ne kadar önemli olduğu, en kibar deyişle, kuşkulu bir konu.
Ayrıca savaşan tarafların liderlerinin böyle bir çözümü gerçekten isteyip istemediğini ve ABD’nin ateşkese izin verip vermeyeceğini bilmiyoruz.

Hakan Aksay kimdir?

Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.

Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.

Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.

2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Gazeteciliğin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Rusya-Ukrayna danışmanı olarak çalışıyor. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ne kadar çok kötü insan var bu ülkede ve bu dünyada

Bana biraz geldiler. Onun için ben gidiyorum. Bir süreliğine...

“Esenboğa Operasyonu”: Biden başarı, Putin zafer kazandı

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında tutuklama kararı çıkardığı Putin, bu takas ile birdenbire “Batı’nın muhatabı” oluverdi

Dışardaki Rus muhalifler: Yurt dışından bağırsan memleket duyar mı?

Rusya'da gerçekten muhalif olanlar ya “içeride” ya da “dışarıda”. Peki, yurt dışındakiler nasıl siyasi mücadele verebilir?

"
"