Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan
Her gün aynı sabaha uyanıyoruz sanki.
Hayat, kendi kuyruğunu kovalayan köpek gibi daracık bir çemberde dönüp duruyor.
Acımasızlık, vicdansızlık ve kibir tartışılmaz bir egemenlik kurmuş durumda.
Geride kalanlar bu egemenliğin gölgesini bile tehdit edemeden kendine bulduğu küçük rollerle yetiniyor.
Korku, çapsızlık ve küçük çıkarlar peşinde koşmak, çoğunluğun hayatının özeti.
Gırtlağına kadar bataklığa batmış insanların her şeyi doğal karşılaması, tepki göstermemesi, hatta yaşanan acayipliklere artık hiç şaşırmaması, bugünümüzü düne ve önceki günlere dönüştürüyor.
Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day) adlı filmi izlemiş miydiniz? Bir televizyon kanalında hava durumu sunucusu olan Phil Connors, görevi gereği bir kasabadaki şenlikleri izlemeye gitmiş, tatsız tuzsuz bir gün yaşamıştır. Ertesi sabah ve daha sonraki sabahlar uyandığında aynı günün hiç değişmeden tekrarlandığını fark eder.
Bizdeki de öyle.
Başımızdan geçen seçimler, ortalığa gelecek öngörüleri saçan anketler, sokak röportajları, durmadan tekrarlanan haberler sanki hiçbir şeyi değiştirmiyor ve kendimizi tekerlek içinde koşarken tek adım bile ilerleyemeyen bir hamster gibi hissetmeye devam ediyoruz.
Bu, bizim sıkıntılı ve karanlık hayatımız.
* * *
Bir de renkli ve iddialı bir düzlemi var hayatın.
Biz battık batmasına ama aramızdan bir “tarihi şahsiyet” çıkararak aleme meydan okumayı başardık.
İşte bugünlerde gözlerimiz yaşararak izledik: Cumhurbaşkanı Erdoğan BM’de dünyaya ders veriyor, ezilenlerden yana tavır koyarak gezegenimizin hakimlerine eleştiriler ve direniş mesajları iletiyor.
“Dünya lideri” olma amacı iyi güzel de, “senin kendi ülkende durum ne?” diye sorarlar.
Türkiye, Haziran 2024 itibarıyla yüzde 71,6’lık yıllık enflasyon oranıyla dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 3. ülke.
Doğal felaketler konusunda 193 ülkenin mercek altına alındığı endekste, Türkiye, “çok yüksek riskli” ülkeler kategorisinde en kritik 35. sırada yer alıyor.
Mobil hız konusunda 147 ülke arasında 68'inci, sabit internet hızında ise 181 ülke arasında 111'inci sırada yer alıyoruz.
Türkiye, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün açıkladığı Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 180 ülke arasında 115. basamağa düşmüş durumda.
2024 Dünya Mutluluk Raporu’nda, 143 ülke arasında Türkiye 98. sırada.
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün hazırladığı 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise, 180 ülke içerisinde 158'inci.
Şimdi soruyu tersten soralım: “Dünya liderine yakışan bir ülke mi bu?”
“Bizde hiç utanma yok mu?”
Hakan Aksay kimdir?
Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.
Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.
Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.
2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Gazeteciliğin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Rusya-Ukrayna danışmanı olarak çalışıyor. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.
|