18 Mayıs 2012

Putin’in dış politikası - I

7 Mayısta düzenlenen törenle göreve başlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ilk kararlarından biri şaşırtıcı oldu...

 

Yeni bir dönemin işaretleri mi?

 
7 Mayısta düzenlenen törenle göreve başlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ilk kararlarından biri şaşırtıcı oldu. Rusya lideri, 18-19 Mayıstaki G-8 toplantısına katılmayacağını, zirveye kendisi yerine Başbakan Dmitriy Medvedev’in gideceğini bildirdi.
 
\
 
Böylece, dünya ekonomisinin en güçlü devletlerinin liderleri tarafından 1975’ten beri düzenlenen ve Rusya’nın 1997’de dâhil edildiği resmî olmayan zirveler sürecinde, Moskova ilk kez en üst düzeyde katılımı reddetmiş oldu.
 
Oysa önceden Chikago’da düzenlenmesi öngörülen G-8 toplantısı, Putin’e nezaketsizlik olmasın diye Camp David’e alınmıştı. Bu zirvenin hemen ardından Chikago’da NATO liderleri toplanacak; elbette Rusya’sız. 
 
Putin’in zirveye gitmeme gerekçesi “hükümet kurma çalışmalarıyla meşgul olması” olarak açıklandı. Ancak Rusya’da ve Batı’da gerçek nedenin “G-8’e tepki”, liderlerden ve medyadan gelebilecek “seçim kampanyası sırasında ve sonrasında Rus muhaliflere baskı uygulandığına ilişkin” olası eleştiri ve soruların yarattığı isteksizlik (en son ABD, 9 Mayısta Rusya’daki demokrasiye ilişkin kaygılarını ifade etmişti) ve “Moskova’nın dış politika önceliklerini sergileme amacı” olduğu yolunda tahminler dile getirildi. Putin’in kesin sonuç alamayacağı ve gölgede kalacağı bu tür uluslararası zirvelere bundan böyle Medvedev’i göndereceği de yazıldı.
 
Kimilerine göre ise Putin, ABD’de başkanlık seçimlerine hazırlanan ve Rusya’yı “bir numaralı jeopolitik karşıt” ilan eden cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney karşısında zor duruma düşmek istemeyen Başkan Barack Obama ile şu sıralarda ciddi bir aşama kaydedilemeyeceği kanısında. Özellikle de Kremlin açısından Beyaz Saray ile ilişkilerde temel sorun olarak görülen “Doğu Avrupa’ya Füze Kalkanı yerleştirilmesi” projesiyle ilgili olarak.
 
\
 
***
 
Rusya Devlet Başkanı’nın 31 Mayısta gerçekleştireceği ilk dış ziyaret, Batı ile kavgalı olan Belarus’a düzenlenecek. 6-7 Haziranda Pekin’de Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesine katılacak olan Putin, onun öncesinde veya sonrasında Kazakistan’a ve Özbekistan’a uğramayı planlıyor. 
 
Moskova kulislerine bakılırsa, Putin’in ziyaret listesinde çok uzak olmayan bir tarihte “Avrupa’daki dostları” Almanya, İtalya ve bu arada son günlerde birkaç telefon görüşmesi yaptığı çiçeği burnunda Başkan François Hollande’nin Fransası da yazılı olabilir. Hatta bugünkü bir Rus gazetesinin iddiasına göre, Rusya Devlet Başkanı Belarus’tan hemen sonra Almanya ve Fransa’ya gidebilir.
 
Putin ile Obama’nın yeni dönemdeki ilk görüşmesi 18-19 Haziranda Meksika’da düzenlenecek G-20 zirvesinde gerçekleşecek. Ki, bu zirvenin, Rusya liderinin “çok kutuplu dünya amacına daha uygun bir düzlem olduğu” yorumları yapılıyor. (Bu arada Putin’in G-8 toplantısına katılamayacağı açıklamasından sonra, Washington’dan Obama’nın da 2-9 Eylülde Rusya’nın Vladivostok kentinde düzenlenecek Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği zirvesine gidemeyeceği duyuruldu.)
 
* * *
 
Yukarıda yazdıklarımız Moskova’nın dış politikasının nasıl olabileceğiyle ilgili bazı ilk işaretler. Ama gelecek öngörüsü için elimizde bunlardan fazlası var. 4 Mart başkanlık seçimleri öncesinde Putin’in yaptığı konuşmaların bazı bölümleri ve “siyasi program” olarak algılanan makalelerinden birinin ana konusu dış politika üzerineydi. Burada en çok dikkati çeken şey, Rusya liderinin uluslararası alanda bundan böyle daha aktif olunacağı mesajını ısrarla vermesi ve “Avrasya Birliği” amacını öne çıkarmasıydı.
 
\
 
7 Mayısta resmen göreve başlayan Putin, üçüncü başkanlık döneminin ilk günü içinde 11 kararname yayımladı. Bunlardan biri, “Rusya Federasyonu’nun dış politika çizgisinin hayata geçirilmesi yolunda önlemler” başlığını taşıyordu.
 
Bu belgede neler vurgulanıyor, hangi amaçlar belirtiliyordu? Bunu ayrıca inceleyeceğiz. 
 
Bunun dışında ele alınması gereken başka sorular da var: Putin’in geçmişte uyguladığı uluslararası politika nasıldı? Medvedev döneminde neler değişti? Bundan sonra Rusya’nın dış politikası, eskisine göre daha aktif ve saldırgan mı olacak? Rusya lideri, ABD ve Batı ile gerilimi tırmandırmaktan mı yana? Uzun süredir “bahar havası” yaşayan Türk-Rus ilişkileri zor bir döneme mi giriyor? Putin’in Avrasya Birliği hedefinde Ankara’ya yer var mı?
 
Konuya, haftaya yazacağımız yazılarla devam edeceğiz.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Cihatçılar Halep’e saldırdı, Rus basını Erdoğan’a ateş püskürdü

Rus Tsargrad sitesinin başlığı: Erdoğan Putin’i kandırdı: Kremlin suskun, Türkiye Cumhurbaşkanı yine ihanet yolunu seçti

Savaşın yayılma eğilimi Türkiye için bir tehdittir

Toprak ve insan hayatı: Ben ikincisini daha çok önemserim, siyasiler ise genellikle toprağı seçer

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

"
"