23 Mart 2012

Muhalif olmak kolay değil

İktidar olmak, iktidarın avantajlarını kullanırken yaratıcı ve sorumlu davranmak, iktidarın sahip olduğu ahlakî yükümlülükleri yerine getirmek kolay değil

İktidar olmak, iktidarın avantajlarını kullanırken yaratıcı ve sorumlu davranmak, iktidarın sahip olduğu ahlakî yükümlülükleri yerine getirmek kolay değil.

Aynı şeyi muhalefetle ilgili söyleyemez miyiz? Bence söyleyebiliriz.

Neden bazen muhaliflik bir “meslek” haline geliyor? Liderlik neden insanı (az ya da çok) para ve statü-konum sahibi yapan “profesyonel bir tercih”e dönüşüyor? Neden bazen “muhalif liderlik” mesleğini seçen insanlar, iktidara gelmekten veya iktidarın herhangi bir bölümünde geçici de olsa sorumluluk üstlenmekten çekinir hale geliyorlar?

Örneğin, Rusya’da - henüz kendilerini tam olarak kanıtlayamamış birkaç yeni ismin dışında – neredeyse bütün muhalif liderler en az 10 yıldır “piyasada”. Onları değiştirmek (kelimenin bütün anlamlarıyla) çok zor.

\

“İktidarın değişmesi” akılcı ve demokratik bir amaç olabilir; özellikle de aynı siyasi gücün yönetim süresinin uzaması durumunda. Peki, muhalif liderlerin de değişmesi gerekmiyor mu? ABD seçimlerinde başarısız olan aday bir daha kolay kolay liderliğe oynayamıyor. Ama Rusya’da liderlerin (yalnızca iktidarın değil, muhalefetin yöneticilerinin de) değişme mekanizması pek etkili değil.

 

*      *      *

 

Son aylarda Rusya ile ilgili yazılarımda muhalefetin mitinglerinden ve iktidarın rahatının kaçtığından defalarca söz ettim. Şimdi, mart ayının sonlarında durum nedir? İki büyük seçimin ardından iktidarın ve muhalefetin geldiği aşama nasıl özetlenebilir?

Kimilerine Rusya’da çok yakında devrim veya karşıdevrim, ya da “Arap baharı benzeri bir şeyler” olabileceğini düşündüren gelişmeler yaşandı. 4 Aralık Duma seçimlerinde iktidar partisi Birleşik Rusya’nın ciddi oy kaybına uğramasının ardından birkaç kentte on binlerce insan sokağa çıktı. “Dürüst seçimler için” sloganıyla Aralık 2011 ve Şubat 2012’de muhalefet görülmemiş gövde gösterileri düzenledi.

\

Ama 4 Mart başkanlık seçimlerini Putin’in açık ara kazanmasından sonra ortalık epeyce sakinleşmişe benziyor. Gerçi yarın yeni bir muhalif mitingi var. Ama bu, geçen zamanda yaşananlara ilişkin bazı sonuçlar çıkarmamıza engel değil.

Son zamanlardaki anketler, halk arasında muhalif mitinglere karşı ilginin düştüğünü ortaya koyuyor. Muhalefetin de saygı duyduğu Levada Center Araştırma Merkezi’nin verilerine göre, toplumun yüzde 60’ı son haftalarda iktidarı destekleme amacıyla düzenlenen kitlesel mitinglerden haberdar; muhalif gösterilerden haberdar olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 30.

Ankete katılanların yüzde 60’ından fazlası Putin’i desteklediğini belirtiyor, ki bu da seçimlerde hile yapılmış olsa bile, bunun sonucu değiştirecek oranda olmadığını gösteriyor. Yüzde 38 protesto hareketinin yakında sönümleneceğini, yüzde 39 da eylemlerin sürse bile pek etkili olmayacağını düşünüyor. Tersi görüşte olanların oranı sadece yüzde 9.

Kendini az ya da çok muhalif görenlerde, geçmiş eylemlerin “sonuçsuz kaldığı” kanısından hareketle belirgin bir düş kırıklığı hissediliyor. Muhalif liderler ise şimdi toplantı üzerine toplantı yaparak yeni program arayışı içinde olduklarını duyuruyorlar. Peki, eski program ve amaçlar ne oldu? Geçmiş hedeflere ulaşıldı mı? Ana hedef olarak “dürüst seçimlerin yapılması” belirlenmişti. Şimdi bunun, varılması kolay bir hedef olmadığı anlaşıldı.

Şimdi bazı muhalif liderler “pek yakında milyonlar sokağa çıkacak” diyor. Bir Rus gazetecinin deyişiyle, “İstersen milyarlar de. Ama onları nereden bulacağın belli değil ki”

Belli olmayan bir başka şey de, muhalefetin ülkedeki mevcut ekonomik ve sosyal sorunlarla, en başta da genelde hemen herkesin yakındığı “yolsuzluklar” ile nasıl bir mücadele önerdiği.

 

*      *      *

 

Birçok muhalifin de kabul ettiği bazı gerçekler var. Bunlardan belki de en önemlisi şu:

Rusya’daki tek güçlü lider Putin. Halk sadece onu desteklemek veya onu protesto etmek için sokağa çıkıyor. Başka kayda değer siyasi lider veya örgüt yok.

\

Ayrıca iktidarın aralık seçimleri sonrası gerekli dersleri çıkararak akıllı ve çalışkan davrandığı da ortada. Muhalefetin yeni yıl tatilinde gevşediği şartlarda, Kremlin’in ve hükümet binasının ışıkları sabahlara kadar yanıyordu. Sonuçta yeni taktikler işe yaradı.

İktidar, medyayı daha etkili kullandı. Muhalefete karşı Putin’i destekleyen mitingler başarılı oldu. Yıllar sonra Putin’in ülkeyi dağılmaktan kurtardığı” tezi tekrar ve etkili biçimde işlendi. Ülkedeki ekonomik istikrar da, son dönemlerdeki kısmi iyileşmeler ve zamlar da iyi kullanıldı. Muhalif liderlere karşı “yıpratıcı propaganda” ölçülü ve başarılı organize edildi. Bu arada devletin imkânlarını da unutmayalım. TV’lerde başkan adayları arasında en çok Putin boy gösterdi (kimilerine göre haber ve yorum programlarında yüzde 70 oranında).

 

*      *      *

 

Bu arada muzaffer durumdaki Putin’in değil, yakında koltuğundan ayrılacak olan Medvedev’in ağzından bazı ödünler verildi. Yeni çıkarılacak yasalarla siyasi parti kurulması, seçimlere katılmanın, aday olma ve göstermenin kolaylaştırılması bekleniyor. Yakında yerel yöneticiler de atama yerine seçimlerle başa gelecek.

Bu “demokratikleşme girişiminin öncüsü” gibi görünen Başkan Medvedev, kısa süre önce muhalif liderlerle ilginç bir toplantı gerçekleştirdi. Onlara karşı oldukça sıcak davrandı. Bu arada Medvedev “1996 devlet başkanlığı seçimlerinin sonuçlarına güvenilemeyeceğini” söyleyerek aslında büyük bir skandal yaratmış oldu. Çünkü bir başkanlık seçiminin tanınmaması, daha sonraki seçimleri de iskambil kâğıtları misali yere serebilirdi. Ama “burası Rusya” olduğundan skandal büyümedi.

Kimileri konuyu “genç Başkan’ın orijinal davranışlarından biri” olarak gördü, kimisi onun bir gün muhalefetin başına geçme planlarından dem vurdu. Kanımca Medvedev, geçen eylül ayında koltuğunu Putin’e vermeyi reddetse ve bağımsız başkan adayı olsa etkili bir muhalif desteğini arkasına alabilirdi; şimdi treni kaçmış görünüyor.

Dahası Putin tarafından başbakanlığa getirileceği açıklanan Medvedev ne kadar kalıcı olur, başbakanlığı ne kadar sürer, bu da kuşkulu.

Tıpkı muhalif başkan adayı şapkasını artık fena halde eskiten komünist Zyuganov’un ve “milliyetçi showmen” Jirinovski’nin fazla gelecek perspektifinin kalmaması gibi.

Rusya’da şu an sakinleşen siyasi ortam, herhalde ancak yeni sosyal- ekonomik sorunlar ve olası finans kriz durumunda insanları sokağa çıkarabilir. Ama sokağa çıkan insanların başında kimin olacağı konusu da önemli. Ve bu sorunun cevabı henüz yok. Çünkü Rusya’da güvenilir muhalif lider yok.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Cihatçılar Halep’e saldırdı, Rus basını Erdoğan’a ateş püskürdü

Rus Tsargrad sitesinin başlığı: Erdoğan Putin’i kandırdı: Kremlin suskun, Türkiye Cumhurbaşkanı yine ihanet yolunu seçti

Savaşın yayılma eğilimi Türkiye için bir tehdittir

Toprak ve insan hayatı: Ben ikincisini daha çok önemserim, siyasiler ise genellikle toprağı seçer

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

"
"