Dikkat, Tayyip Erdoğan Küba'ya da el attı!
Ada batabilir...
Batmasa bile bu adımın çok ciddi sonuçları olacak gibi.
Fidel Castro'nun günleri sayılı!..
88 yaşındaki lider, bugüne kadar 638 suikast girişimine, her türlü siyasi krize ve sağlık sorununa rağmen ayakta kalmasını bildi.
Ancak Erdoğan gibi bir "dünya lideri"nin karşısında fazla şansı yok.
Fidel ve Raul Castro, ya Erdoğan'ın dediğini yapacaklar...
Ya daaa...
Yakışmaz mı Küba'ya bir cami?
Erdoğan ne mi diyor?
Küba'ya cami yapacağız, diyor.
Hoppalaaa!.. Nerden çıktı şimdi bu?
Şimdi çıkmadı; yüzyıllardır içimizdeki arzuydu, Küba'da dağın tepesine bir cami dikmek!
Bu yüce isteği içimizde gizlemeyeceğiz artık.
Türkiye'nin ulaştığı devasa güç ve tarihte ilk defa başında bulunan "dünya çapındaki lideri" sayesinde daha fazla beklemeye gerek yok!
Küba'ya cami yapmanın zamanı geldi.
Ve önceki gün, Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dinî Liderler Zirvesi'nde konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Latin Amerika ülkelerine 2015'de daha fazla ağırlık vereceğiz."
"Kristof Kolomb, anılarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir caminin varlığından bahseder."
"Ben şimdi Kübalı kardeşimle konuşurum. (?) O dağın tepesine bir cami bugün de yakışır."
Tarih yazıyoruz, yalnız bugünü değil, dünü de...
Erdoğan, "Amerika'yı Kolomb’dan önce Müslümanların keşfettiğini" vurguladığı tarihî konuşmasında, Kolomb'un Küba Adası'nda bir dağın tepesinde gördüğü camiden söz etti.
Hem de oldukça kendinden emin bir tarzda.
Şahsen ben, Sayın Cumhurbaşkanımız'ın okuduğu binlerce kitaptan birinin de Kolomb'un anıları olduğunu düşündüm.
Ancak bazı kötü niyetli bilim insanları, Kolomb’un gördüğünün, bir cami değil, "dağların zirvesinde zarif bir camiye benzer küçük bir kayalık tepe" olduğunu söylüyorlar. Güya kendisi anılarında öyle yazmış.
Sonuç olarak, ne yazarsa yazsın, Küba'da dün de bugün de Müslümanların bulunduğu ortada.
O zaman neden oraya bir cami yapılmasın?
Çok da "sembolik" olur; on yıllardır ABD ile yerel komünistler arasındaki bitmeyen kavga ortamında "yoksul ve dinî rehbersiz" kalmış bir adada ezan sesinin yükselişini şöyle bir canlandırın gözünüzde-kulağınızda!..
Cami açılışını Erdoğan yapıyor...
O'nunla birlikte kurdeleyi kesen namlı lider Fidel Castro, ölümünün eşiğinde şehadet getiriyor.
Düşünün bunları ya! Büyük düşünün artık!
'Yandaş medya' mesajı aldı, yeri saptadı
Sosyal medya iki gündür bu konularda üretilen mizahi yaklaşımlarla çalkalanıyor.
Ancak iktidar yandaşı medya, liderin sözlerini fazlasıyla ciddiye alıp yüksek görev bilinciyle hızlı adımlar atmaya başladı bile.
Dün Sabah ve Akşam gazetelerinin internet sitelerinde "Küba camii buraya yapılacak" başlığı dikkat çekiliyordu.
Bu (sanki Küba'dan değil de, Konya'dan bahsedilen) son derece iddialı başlığın altında bir veya birkaç fotoğraf kullanılıyordu. Herhangi bir açıklama olmadan. Bakın ve caminin yerini siz anlayın, dercesine...
Yeni Şafak ve Yeni Akit, biraz daha ölçülü olmaya çalışarak "(İşte) Erdoğan'ın 'cami yapılmalı' dediği yer" başlığına ve aynı fotoğraflara yer verdiler.
Takvim de Sabah'tan aldığı bu "haber"i aynı şekilde ("İşte Erdoğan'ın cami yapılmalı dediği yer") anons etti.
Bu "haberler"de, Erdoğan'ın sözlerine yönelik bazı uluslararası tepkilerle birlikte "paralel medya" ve "CHP medyası"nın ağızlarının payı da veriliyordu.
Ancak ne bu "fotoğraflarla anında saptanıveren" yerle ilgili güvenilir bir bilgi, ne de "Küba resmî makamlarının cami inşaatına verdikleri izin" yazıyordu.
Dünyanın alay konusu haline gelirken...
Erdoğan'ın Kolomb'un Amerika'yı keşfetmekte geç kalmasıyla ve Küba'ya cami yapılmasıyla ilgili sözleri, dünyada büyük ilgi uyandırdı. (Hani, anlatımın T24'e uyacağını düşünsem, "şok şok şok" derdim, o derece!)
Şaşkın bir sessizliğin ardından İspanya'dan Küba'ya kadar "çatlak sesler" çıkmaya başladı.
Dalga geçenler de yavaş yavaş ortaya çıkıyordu bu arada.
Erdoğan'ı bir dizi polikasından ve açıklamasından bilen uluslararası medyada, son dönemde eleştirilerin yanı sıra ironik yaklaşımların ve karikatürlerin de yer aldığını biliyoruz.
Çok yakında "Küba Camii" ve "Amerika kıtasına Müslüman çıkarması" konusunda hissedilir bir gürültü çıkabilir ve bu gürültünün içinde epeyce de kahkaha olabilir.
Benim merak ettiğim şu: Durmadan pekiştirilen iktidar, iyice açığa çıkan cehalet ve psikolojik sorunlar eşliğinde dünyaya alay konusu olduğumuz şu günlerde, AKP yandaşı aydınların "iç dünyası"nda acaba neler oluyor?
Aralarında öğretim görevlileri, birçok dil bilen, dünyayı gezip görmüş bilim ve kültür insanları ve gazeteciler var.
Onlara sormak isterim:
Siz hâlâ çarkınız dönsün diye renk vermemek için bu tür konuları geçiştirmeye mi çalışacaksınız?
Yoksa Erdoğan ne derse desin, düğmesine basılmış robotlar gibi onu savunmaya devam mı edeceksiniz?
Bırakın ülke içindeki tehlikeli gelişmeleri, dünyada iyice tek başımıza kaldık, dahası alay konusu oluyoruz.
Daha nereye kadar bilgiden, mantıktan ve ahlaktan vazgeçerek durumu idare edeceksiniz?
@AksayHakan