25 Kasım 2015

Düşürülen uçak, Erdoğan-Davutoğlu yönetiminin en ciddi dış politika hatası oldu

Türkiye ile Rusya arasında izleri kolay kolay çıkmayacak bir güven yarası oluştu

Moskova'dayım.

Şaşkınım. Üzgünüm. Kızgınım.

Bir çuval incirin berbat edildiği gün bugün (dün).

Rusya'daki "Türkiye algısı"nın bir anda hızla karardığı gün.

Türkiye'nin en fazla soru uyandıran, en fazla eleştirilen, en fazla kızgınlık yaratan ülke olduğu gün.

Bugün (dün) Türkiye bir Rus uçağını düşürdü.

Ruslar, bazı konularda anlaşamasalar da, epeydir birçok alanda yakın partner, iyi komşu, hatta dost olarak gördükleri Türklerin, kendilerine karşı silah kullanmasıyla sarsıldılar.

*   *   *

 

"Turtsiya"... Yani Rusça "Türkiye"...

Rusya'da yaşadığım 26 yıl boyunca hiçbir zaman "Turtsiya" kelimesinin bir gün içinde bu kadar sık telaffuz edildiğini ve yazıldığını duymadım, görmedim.

Dün bu yaşandı.

Ve Türkiye ile Rusya arasında izleri kolay kolay çıkmayacak bir güven yarası oluştu.

 

*   *   *

 

Ruslar diplomasiyi iyi bilir, sabırla ve kararlılıkla uygular. Doğru ya da yanlış, haklı ya da haksız, o ayrı konu; ama tavırları planlı ve istikrarlıdır.

Rusya büyük devlettir. Sovyetler'den sonra kolu kanadı kırılmış, kaybettiği gücün etkisiyle komplekse kapılmıştır; ama yine de toparlanıp "büyük devlet" olduğunu kendisine ve - en önemlisi - dünyaya gösterme hevesiyle yanar tutuşur.

Ancak katlanmasını, içine atmasını, gereğinde susmasını ve "gününün gelmesini" beklemeyi bilir.

10 Ekim 2012'de Türkiye yönetimi, Moskova'dan Şam'a giden uçağı zorla Ankara'ya indirdiğinde Rusya kızdı. Ama renk vermedi.

18 Temmuz 2014'te Başbakan Erdoğan, Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmalar sırasında düşürülen Malezya uçağını "Rusların indirdiğini" herhangi bir kanıt göstermeden söylediğinde Rusya daha fazla kızdı. Ama yine sabretmesini becerdi.

 

*   *   *

 

Dün durum farklıydı.

Rusya lideri Putin, uçaklarının düşürülmesinin Türkiye ile ilişkileri "ciddi olarak etkileyeceğini" söylerken yüz hatları, mimikleri, vücut dili bambaşkaydı.

Türkiye ziyaretini iptal ettiğini ve Rus turistlerin de oraya gitmemelerini tavsiye ettiğini dile getiren Dışişleri Bakanı Lavrov'la ilgili olarak da aynı şeyleri tekrarlayabilirim.

Rus milletvekillerinden askerî yetkililere, gazetecilerden "sokaktaki insan"a kadar birçok tepki daha ortaya kondu dün.

"Türkiye ile yapılan tüm anlaşmalar askıya alınsın" gibi son derece yanlış ve aşırı heyecanlı öneriden tutun da "Türk gıda ürünlerini protesto edelim" çağrısına kadar.

 

*   *   *

 

"Rusya şimdi ne yapar? Gazımızı kesip bizim donmamızı mı ister?"

Hayır, Moskova'nın böyle bir yola gireceğini düşünmüyorum.

Rusya anlaşma yükümlülüklerini yerine getirir; çünkü getirmezse kendisi zarar görür.

Ama Kremlin'in vereceği cevaplar, atacağı adımlar olacaktır.

Bunlar arasında "Ankara'nın IŞİD'e verdiği desteği" çeşitli örneklerle gösteren ve bu arada IŞİD petrolünün Türkiye aracılığıyla alınıp dağıtıldığıyla ilgili açıklamalar, hatta kanıtlar gelebilir.

Böylelikle Türkiye'nin "Anti-IŞİD koalisyon"dan yalıtlanması yolunda çaba sarfedilebilir.

Moskova'nın Kürtlerle ilişkileri daha fazla güçlenebilir, PYD ile - biraz da Türkiye'nin tepkisiyle - yavaşlatılan işbirliği ve Moskova'da ofis açılması konusunda durum değişebilir.

Türk Akımı ve doğalgaz fiyatları konusundan, Ermeni sorununa kadar pek çok sıkıntı "Rusya'nın katkısı ile" büyüyebilir.

 

*   *   *

Türkiye Rusya'nın 7. büyük ticari partneridir.

Rusya ise Türkiye açısından 2. basamaktadır.

Enerjide yollarımızın çoğu Moskova'ya çıkar.

Ticaret, turizm, inşaat... Bu liste uzar da uzar...

"Ama ANGAJMAN... " diyorlar...

Bu kuralsız ülkede ANGAJMAN KURALLARI'nın uygulanmasını neredeyse kutsal bir görev olarak sunuyorlar.

Uluslararası ilişkilerde, Moskova ile işbirliği konusunda, gelir gider hesaplarını hiç umursamadan anında düğmeye basıp Rusya'nın uçağını düşürüyorlar.

"Gücümüzü test ettiler" ya... "Böyle yaparız biz adamı!"

Peki ya başkalarının gücü?..

Yarın çıkacak ve daha bugünden görünen sorunlar?..

Onu daha sonra mı düşünelim?..

 

*   *   *

 

Dün zor bir gün geçirdim Moskova'da. Sayısız mesaj, ileti, telefon konuşması, sorular, canlı yayınlar...

Upuzun süren gün nihayet bitti.

Ama rahat bir uykuya dalmak kolay değil.

Bir günde yıllarca geriye gittik.

Rusya ile çok ciddi sıkıntılar yaşayacağız.

Erdoğan-Davutoğlu yönetimi, dünkü adımıyla belki de en önemli dış politika hatasını yaptı.

Yazarın Diğer Yazıları

Cihatçılar Halep’e saldırdı, Rus basını Erdoğan’a ateş püskürdü

Rus Tsargrad sitesinin başlığı: Erdoğan Putin’i kandırdı: Kremlin suskun, Türkiye Cumhurbaşkanı yine ihanet yolunu seçti

Savaşın yayılma eğilimi Türkiye için bir tehdittir

Toprak ve insan hayatı: Ben ikincisini daha çok önemserim, siyasiler ise genellikle toprağı seçer

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

"
"