30 Mart 2023
Türkiye, 14 Mayıs'ta sadece parlamentoyu, sadece cumhurbaşkanının kim olacağını seçmeyecek. Aynı zamanda bir sistem tercihinde bulunacak.
İktidardaki AKP ve MHP, ilk kez resmi olarak Cumhur İttifakı'na Büyük Birlik Partisi ve Yeniden Refah Partisi'ni de dahil etti. AKP, bununla yetinmedi, HÜDA Par'la da vekil pazarlığı yaparak anlaştı. HÜDA Par'dan en az üç ismin yeni dönemde parlamentoda olması bekleniyor.
Cumhuriyet tarihindeki en radikal muhafazakâr blok…
Yüksek Seçim Kurulu'na sunulan ittifak protokolü dışında partilerin uzlaştığı başlıklar ve birbirlerini ileride zorlayacakları alanlar da var.
Ancak esas olarak kadınları zorlu ve tehlikeli bir süreç bekliyor.
İstanbul Sözleşmesi'ni kaldıran AKP-MHP-BBP ittifakının yaptıkları ve düşünceleri biliniyor. Şimdi bunun yanına iki parti daha eklendi. Şiddeti önlemeye yönelik yasanın kaldırılmasını isteyen Yeniden Refah Partisi (YRP) ve imam nikahının yasallaşmasını, zinanın suç olmasını arzulayan HÜDA Par'ın parti programlarına baktığınızda Türkiye'yi ve özellikle kadınları bekleyen olası gelişmeleri de görüyorsunuz. "Kadının fıtratı" adı altında sıralanan ihtimalleri…
Yeniden Refah Partisi'nden başlayalım. Parti programındaki şu başlıklar önemli:
Bu noktada küçük bir anımsatmada bulunmakta fayda var. Ülkeye "gerçek bilimleri" öğretme vaadinde bulunan Genel Başkan Fatih Erbakan'ın, pandemi döneminde gerçekleştirdiği basın toplantısı, aslında ipucu niteliği de taşıyor. Erbakan, bu basın toplantısında, "Aşı olmadım. Olmayı da düşünmüyorum. mRNA demek insanın hücre çekirdeğine girmek demektir. O insanların yarı insan yarı maymun çocuklar doğurmasına sebep olabilirsiniz. 3 kulaklı 5 gözlü yaratıklar doğmasına yol açabilir" demişti.
HÜDA Par'ın programına geçmeden önce kısa süre öncesine kadar açık olan partiye ait internet sitesinin "yenileme" nedeniyle kapalı olduğunu belirtelim. Daha önce partinin kurucular listesini, yönetimdeki isimleri siteden görmek mümkündü. Listelerde Hizbullah davalarından hüküm giymiş olan kurucuların isimleri de vardı. Ancak AKP ile varılan anlaşmadan kısa süre sonra internet sitesi bakıma alındı.
HÜDA Par'ın programı çok tartışıldı ancak yine de bazı başlıkları kayda geçirelim:
AKP-MHP'nin "özenle" hazırladığı yeni seçim sistemi tüm partiler için tehlikeler barındırıyor.
Koalisyonları bitirme vaadiyle hazırlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, ittifak adı altında koalisyonları neredeyse zorunlu hale getirmesi bunlardan biriydi.
Bir ikincisi, 14 Mayıs seçimi için hazırlandı. İttifaka katılan partilerin aldığı toplam oyun milletvekili hesabında geçerli olmayacağı, vekillik için her partinin ayrı ayrı aldığı oyların esas sayılacağı düzenleme seçimde uygulanacak.
Hesap çok açıktı. İktidar, kendisine karşı birleşen muhalefetin genel seçimde blok hareket etmesini istemiyordu.
Bu konu Millet İttifakı içinde halen tartışılıyor. İYİ Parti ve DEVA Partisi'nin "bütünüyle ayrı liste" üzerindeki ısrarı sürüyor. CHP ise iş birliğine daha açık. Listelerinde Millet İttifakı'nı oluşturan partilere yer vermesi ihtimali bulunuyor. 6 Nisan'a kadar bu karar verilecek.
Bir diğer tartışma HDP ile TİP arasında devam ediyor. TİP'in en az 41 ilde kendi listesiyle seçime girme kararı değişmiş değil.
Diğer yandan HDP, 81 ilin tamamında aday çıkartacak. Bir partinin diğeri lehine çekilmesi gibi bir tablo ortada yok. Yapılan bağımsız simülasyonlar, bunun her iki partinin 6-7 vekillik kaybetmesine neden olabileceği yönünde.
"HDP'nin güçlü olduğu kentlerde aday çıkartılmaz" söyleminin doğru olmadığını belirtmek gerekir. Aksi de söz konusu değil. HDP, aday çıkartma kararlılığında.
D'Hondt sistemini biraz olsun bilenler, ortak liste ile hareket edilmemesinin nelere yol açabileceğini ısrarla söylüyor.
Muhalefetle ilgili "ortak liste hazırlanmaması" odaklı olumsuz senaryoları tersine çevirebilecek açıklamayı önceki gün MHP lideri Devlet Bahçeli yaptı. Aslında Cumhur ittifakı protokolünde de partilerin ayrı listeyle seçime gireceği yazıyordu ancak Bahçeli, 81 ilin tamamında MHP'nin kendi listesi ile seçime gireceğini söyledi.
BBP ve Yeniden Refah Partisi de ayrı liste hazırlıyor ancak her iki partiden birkaç ismin AKP listelerinde yer alma ihtimalleri sürüyor. Farklı listeler, bu partilerde de vekil kaybına neden olabilecek.
Bütün partilerin aklı, Hazine yardımında aynı zamanda. Hazine yardımı için gerekli yüzde 3 oy, ulaşılması çok da zor olmayan bir hedef gibi orada duruyor. Ancak sosyal medyadan esen rüzgârın yelkenleri ne kadar doldurabileceğini sandıkta göreceğiz.
Hatalı tercihlerin ağır sonuçlara yol açabileceği bir seçim yaklaşıyor.
Gökçer Tahincioğlu kimdir? Gökçer Tahincioğlu, 1997'den 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı. Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü. Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler?: Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş'la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi. İlk romanı Mühür, 2018'de yayımlandı. 2020'de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. 2018'den bu yana T24 Ankara Temsilcisi olarak çalışıyor. |
Bilgi notunda, CİMER şikayeti üzerine 2020’de dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak tarafından İşletme Fakültesi Dekanlığı’na yazı gönderildiği, gelen yanıtta, dekanlığın yatay geçişte sorun görmediği yanıtını verdiği belirtiliyor
Otele, Turizm Bakanlığı kaynaklarından 1,4 milyon euroyu bulan krediler bile verildi. Neden denetlenmediğini merak edenler, son olarak 2016’da otelde yapılan büyük tadilattan sonra da denetimin neden kâğıt üzerinde kaldığına kafa yoranlar akrabalık ilişkilerini araştırırlarsa ilginç sonuçlara ulaşabilirler
Mahkeme, Dilan Cudi Saruhan'ın Yargıtay’ın bozduğu cezadan 8 ay daha fazla cezaevinde yatırılmasına rağmen tahliye kararıyla birlikte “yurt dışına çıkış yasağı” kararı verdi. Anayasa Mahkemesi başvurusu bugüne kadar karara bağlanmayan Saruhan’ın eserleri, başvuru gündeme alınmazsa Fransa’da sergilenecek ancak 18 Mart’ta başlayacak sergide kendisi orada olamayacak
© Tüm hakları saklıdır.