10 Şubat 2019

Netflix’te polisiye diziler

Netflix'te “Akıllı İndirme” seçeneği Android cihazların ardından iOS cihazlara da geldi

Bu bölümde Netflix üzerindeki polisiye dizilere yer verelim. Ama önce Netflix’ten bugün yayınlanan bir haber var. O da “Akıllı İndirme” olarak tanımladıkları yeni bir hizmet. Android cihazlar için bir süre önce yürürlüğe sokulmuştu. Şimdi iOS cihazlara geldi. Bununla seyredeceğiniz film ya da dizi bölümünü önceden cihaza indiriyorsunuz ve diyelim ki, vapurda, metroda giderken o bölümü seyredebiliyorsunuz. Yeni bölüm indirirken de, eski bölüm siliniyor.

Bu arada not edelim; Netflix üzerinde filmler sürekli durmayabiliyor. 2 yıllığına kiralanmış olabiliyor. Eğer ileriye bir film planlayacaksanız, aklınızda olsun.

Bu haftanın polisiye dizileri öncesinde —dizi seyretmek istemeyenler için— 3 film önerisi verelim;

Lion - Aslan

Kitaba dönüşmüş, gerçek bir hikâyeden hareketle yapılan film, 5 yaşında iken kaybolan ve evinden 1600 km ileriye kadar giden Hintli bir çocuğun yıllar sonra Google Earth üzerinden kaybolduğu noktayı bulmasını anlatıyor.

2016 yapımı filmin başrollerinde günümüzün en gözde Hintli oyuncusu olan Dev Patel var. Evlatlık alınan Saroo Brierley’in filmdeki anne-babasını Avustralya asıllı oyuncular Nicole Kidman ve David Wenham, biyolojik anneyi ise güzel bir Hintli artist olan Priyanka Bose oynuyor. Hepsi, filmin sonunda verilen gerçek hikâye kahramanlarına benzetilmiş.  Mesela Nicole Kidman, alıştığımız sarışınlığının dışına çıkıp filmdeki anne gibi kızıl ve kısa saçlı bir kadın olmuş (Nicole Kidman’ın doğal rengi aslında kızıl.)

Küçük Saroo'yu oynayan kocaman boncuk gözlü Sunny Power'ın çok iyi oynadığını söylemek lazım. Bu arada filmin sonunda Saroo’nun kendi adını yanlış telaffuz ettiğini, asıl adının Sheru olduğunu öğreniyoruz.  Filmin adı da buradan geliyor çünkü Sheru Aslan’ın Hintçesi.

Bu film, çok zeki bir çocuğun 5 yaşındayken çevrede gördüğü doğayı ve yapıları daha sonra hatırlaması ve Google Earth üzerinden yakalayabilmesi hakkında diyebiliriz ama arka planda, dünyanın en önemli sorunlarından birisini izliyoruz. Kaybolan çocukların başına neler gelebileceğini —pek de üstüne basmadan ama ima ederek— gösteriyorlar. Seyredilmesi gereken bir film bence.

Ama en az bu konu kadar önemli bir felsefeyi de; evlatlık alan anne ile Saroo’nun konuşması sırasında öğreniyor ve düşünüyoruz; Saroo, anneye "çocuk doğuramadığın ve bu nedenle başına 2 Hintli veletle derde sokmak zorunda kaldığın için üzgünüm" diyor. Alkolik bir babanın kızı olarak sıkıntılı bir çocukluk yaşamış olan kadın ise şöyle cevap veriyor; “Ben çocuk doğurabiliyorum ama istemedim. Dünyaya yeni bir insan getirme yerine, doğmuş olan 2 sıkıntılı çocuğu kurtarmayı seçtim. “Çok düşünülesi bir fikir… Hele filmdeki kaybolmuş çocukların neler yaşayabildiğini gördükten sonra…

Film Oscar'da 6 ödüle adaydı ama kazanamadı. Buna karşılık 2 Bafta ödülü aldı.

Baraka (The Shack)

Diğer bir kaybolan çocuk filmi; Baraka. Ama bu sefer mutlu bir son yok. Baba Mack Phillips rolünde Sam Worthington (en iyi Avatar ile biliyoruz ama daha önce anlattığım Unabomber ya da Terminatör gibi pek çok filmde oynayan popüler bir aktör.) Karısı rolünde Avustralyalı Radha Mitchell var. Onu da Gazap Ateşi, Suretler, Salgın gibi pek çok filmden hatırlıyoruz.

Bu film özünde, çocuğunu kaybeden anne babaya, onların kayıp sonrası duyduğu hislere ve en nihayetinde de, hayatlarına devam etmeleri gerektiğine dair bir film ama bunu Hristiyanlık dininin figürleri kapsamında veriyor. Matrix'deki kahinin gülümsemesini ve konuşma tarzını hatırlatan oyunuyla zenci oyuncu Octavio Spencer  filmde ağırlığı olan bir rolde.

Çin Seddi (The Great Wall)

Üçüncü film, fantastik filmlerden hoşlananlar için. Çin Seddi’nde canavarlara karşı yapılan bir savaş anlatılıyor. Bu filmde cinsel tacizci yönetmen Harvey Bernstein’ı anında savunan iki aktörden birisi olan Matt Damon başrolde (diğeri Ben Affleck idi.) Willem Dafoe diğer bir rolde. Çinli başrol ise estetik hareketleri ile bayan Tian Jing’e ait.

Hikâye, ülkede Barut’un izini arayan Avrupalı gezginlerin tesadüfen büyük duvarı bulmaları ve orada saldırı yapan canavarlara karşı Çinlilere yardım etmelerini (tabi ki kazanmalarını) anlatıyor. Saldırı yapan canavarların ne olduğunu çok fazla göremiyoruz. Gizemli yaratıklar, acayip yırtıcılar, sayıları çok fazla ve yenilmeleri de çok zor. Çin Seddi de güya bu canavarlardan korunmak için yapılmış (yoksa bir ima mı var?)

Netflix’te polisiye diziler

Gelecek hafta yolsuzluğa bulanmış polislere dair dizileri anlatacağım. Aslında orada çok daha beğendiklerim ve heyecanlı olanlar var. Ama bu bölümde klasik polis dizilerinden bahsedelim; yani işlerinde acayip başarılı ama ev hayatları bir o derece başarısız olan polislerin maceralarını anlatan diziler.

Türk polisiye dizisi - Behzat Ç.

2010 yapımı Türk polis dizisi Behzat Ç.’yi bilmeyen var mıdır, bilmem ama belki izlemeyen vardır diye anlatalım. Bir dönem büyük heyecan yaratmıştı. Çünkü Gezi Parkına destek vermiş, sonrasında da insanların söyleyemediği şeyleri söyler hali ile, içindeki rollerin gerçeğe yakın —günlük sorunları olan kişiler— oluşuyla, “soap opera” türü polis dizilerinden farklı oluşu ile gibi pek çok nedenden sevilmişti. Behzat Ç'nin yaratıcısı Emrah Serbes, yaptığı ölümlü kaza ile malum geçen yazın en çok konuşulan konuları arasındaydı. 

Başrolde Erdal Beşikçioğlu, beğenilen savcı rolünde Canan Ergüder oynuyordu. Ege Aydan, Fatih Artam, İnanç Konukçu, Seda Bakan, Berkan Sal diğer rollerde. Sanırım, Behzat Ç ve arkadaşlarının, yolsuzluğa karışmayan ve aldırmayan tiplemeleri ile bugünlerde ihtiyacımız olan polis tiplemesi olduğu için dizi çok tuttu. Herkes devamını istiyor. Hatta, Netflix bunun devamını çektirsin diyenler de var.

Netflix’de 96 bölümü yer alıyor. Bu dizide Cansu Dere'den, Hazal Kaya'ya, Mor ve Ötesi Harun Tekinay'dan,  Nejat İşler'e kadar pek çok sanatçı yer almış.

Ben izlediğim dizileri yazıyorum ama bu diziyi yeni seyretmeye başladım.  Hakkında yayınlandığı dönemden gelen bilgim var. TV’dan da 1-2 bölümünü görmüştüm. Bu bölümde çeşitli polisiyelere yer verdiğim için ismini anmak istedim. Bundan sonra tamamını izliyor olacağım.

Fransız polisiye: La Mante

“Tüyler ürpertici ve birbirinin kopyası cinayetler işleyen, bulunamamış katil” konusu sinemacıların çok sevdiği konular arasında. Bu sefer bir Fransız polisiyesinde karşılaşıyoruz. The MindHunter isimli dizide, bu tür cinayetleri, başka seri katillerle konuşarak çözümlemeye çalışan FBI polislerini görmüştük. Bu filmde Fransız polisi aynı yola başvuruyor. Çünkü yeni katil, hapisteki bir seri katilin taklidini yapıyor. Ona yol-yordam sormalarının nedeni de zaten bu.

Ama Fransız dizisinde 2 enteresanlık var; birisi hapisteki eski seri katilin kadın olması, diğeri de  hapisteki seri katil ancak yıllardır görmediği oğlu —ki o da zaman içinde bir komiser olmuş— ile konuşmayı kabul ediyor.  Seri katili bir kadın yani eski model ve artist Carole Bouqet oynuyor. Kendisi sinema sanatçılığında bir kariyer tanımı olarak kullanılan “James Bond” kızlarından. 1981’de çekilen For Your Eyes Only’de Roger Moore ile başrol oynamış.

Oğlu rolündeki komiser ise Fred Testot. Aktör, komedyen ve film yapımcısı olarak tanımlanıyor. Onun karısı Lucie’yi Manon Azem oynuyor. Diğer bir kilit kişi, Lucie’nin iş arkadaşı olan Virginie (Frederique Bel).

Fransız filmlerine özgü biraz uzun süren ve durgun sahneler  var. Sonu ise üst üste sürprizler taşıyor. Temelde "çocuk tacizi"nin işlendiği, 6 bölümlük ve 2017 tarihli bir dizi. Sezon 1 yazıyor ama 2018’de sezon 2’si gelmediğine göre, bitmiş. Zaten sürükleyici mi diye sorarsanız, tüm sürprizlere rağmen, durağan sahneler nedeniyle "eh" diyebilirim. Ama bir avazda 6'sı birden seyredilir dizilerden değil.

İngiliz polisiye: Marcella

Klasik, mesleğinde olağanüstü başarılı ama aile hayatını beceremeyen bir başka polis hikâyesi daha. Bir yandan mesleğini nasıl yerine getirdiğini, diğer yandan ailesi ile sıkıntılarını ve sonucunda da kendi psikolojik sorunları ile ilgilendiğini görüyoruz.

2017’de başlamış, 2018’de 2. sezonunu eklemişler ama son bölümün bıraktığı izlenim 3. sezonu gelecek gibi duruyor.

Başrolde çocukluğundan bu yana oynadığı çok sayıda film olan İngiliz Anna Friel var. Yan rollerde Jamie Bamber, Ray Panthaki, Nicholas Pinnock oynuyor. Marcella dizisinde de bol miktarda sürpriz yapmaya çalışmışlar ama yine "aman seyredeyim, bir sonraki bölümde ne oluyor acaba?" diyeceğiniz bir dizi değil. Kafa dağıtmak için iyi..

Jack Taylor 

Hani Amerikalıların meşhur (ve de antika) özel detektifi Mike Hammer vardır ya. Ona benzer bir polis hikayesi. Hayatından bıkmış, üstü başı dağınık (paltosu hariç), tabi ki özel hayatı berbat bir polis dizisi seyretmek isterseniz, Jack Taylor öyle bir şey. Güya “cool”(Roger Moore tarzı kayıtsız mı diyelim) ama son derece sıkıcı (bütün o kendini kaybetmişliklerin içinden çıkıp nasıl suçluyu anlayıveriyor). İrlandalı polisi canlandıran Iain Glen isimli İskoç aktör aynı zamanda Game of Thrones'taki Jorah.

Size sunduğum filmlerin hepsi seyrettiklerim. Jack Taylor’u ise ancak 2 bölüm seyrettim ve sonra sıkıldım. Bunu da not edeyim.

Guilt (Suç)

Bu kadar sıkıcı diziden sonra bir tane daha iyi olan polisiye dizi verelim. Bu Demet Evgar mı? diyeceğiniz bir dizi. Hayır değil; Daisy Head isimli bir artist. Yanında Billy Zane ukala ve bir parça da yolsuzluklara aldırmayan avukatı oynuyor, Emily Tremaine diğer bir rolde.

Çılgın bir gecenin içinde işlenen bir cinayetin çevresinde dönüyor. Baş suçlu Amerikalı zengin bir kız olarak görülüyor. Ablası ise ABD'de savcı (gerçi mesleği İngiltere'de işe yaramıyor). Bir de karanlık babaları var. Yakışıklı komiser filan derken, 10 bölümlük dizi sürükleyici ve sonu çok sürprizli.

Haftaya daha sürükleyici polisiye dizileri aktaracağım..

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur