11 Aralık 2014

İnternet abone sayısını yüzde 50 fazla göstermek, sıralamadaki yerimizi düzeltir mi?

İki gün önce yayınlanan BTK 3.çeyrek raporuna bakarsanız son 3 ayda internet abone sayımız 8 milyon birden artmış

İnternet'in ülkemize gelişinin 21. yılını, geçtiğimiz nisan ayında kutladık ama aynen masallardaki gibi "az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, bir de arkamıza dönüp baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz"; "İnternet Hızı" konusunda, eylülde yayınlanan Akamai raporuna göre 5,5 Mbps ile dünya 53.'sü[1], kasımda yayınlanan ITU ICT İndeksinde 68ci sırada, ekimde yayınlanan genişbant sahipliği sıralamasında 69. sırada[2] ve mobil genişbant sıralamasında 60. sıradayız[3]. 

Ama iki gün önce yayınlanan BTK 3. çeyrek raporuna bakarsanız[4], son üç ayda internet abone sayımız 8 milyon birden artmış. "Vay canına".. Acaba ne olmuş da, birden herkes bu çeyrekte abone olmaya koşmuş? Yeni bir müthiş yatırım dalgası mı yaşamışız ve sonrasında operatörler bu yatırımlarının karşılığını almak için 8 milyon kişiyi birden cezbedecek müthiş kampanyalar mı yapmışlar? 

Cevap; bildiğimiz kadarıyla hayır; 



Bakan Elvan'ın bilişim sektörüne ilgisi



Bahsettiğimiz BTK raporunun hemen arkasından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan da, bilişim sektöründeki büyümenin yılın üçüncü çeyreğinde de devam ettiğini belirterek, genişbant internet abone sayısının son 10 ayda yaklaşık 8 milyonluk artışla 39,8 milyona ulaştığını, mobil internet kullananların sayısının da yüzde 9,3 artış gösterdiğini bildirmiş[5]. 

Zaten Elvan'ın, bakanlığa geldiğinden bu yana sektöre ilişkin olarak, Twitter ve İnternet Kanunu açıklamaları dışında yaptığı tek şey; her çeyrekteki "abone sayımız ne kadar da artmış" modundaki açıklamaları. Daha önceki çeyreklerde açıkladığı rakamlara da şaşırmıştık ama bu çeyrekteki "8 milyon"luk artışı "art of the state" yani "sanatının zirvesinde" olarak değerlendiriyoruz. Zira bu rakamların dayanağını bir türlü göremiyoruz. 

Çünkü OECD, ITU, Akamai gibi dünya çapındaki bilimum liste-sıralama-analiz açıklayan kurumların eylül - ekim - kasım aylarında arka arkaya açıkladıkları raporlarda internet hızımız ya da kullanımımız gibi konularda aldığımız sıralamalar, Trinidad&Tobago gibi ismini bile zor hatırladığımız ülkelerin arkasından 60cılıklarda bir yerlerde. 

Hükümetimiz, dünya sıralamamızı düzeltmeye mi karar vermiş acaba? 

Biz bu 8 milyonluk artışa bakınca, rakamları değiştirmeye, fiktif ve ancak operatörlerin bilebildiği, bu nedenle de, "yok öyle değil" denilmesi zor abone sayıları ile sıralamayı etkilemeye çalışıldığını düşünüyoruz. Şimdi burayı tıklayarak ulaşabileceğiniz BTK raporundan bazı rakamlara bakalım

 

2013
3.Çeyrek

2014
2.Çeyrek

2014
3.Çeyrek

Çeyrek Bazlı
Değişim %

Yıllık Bazlı
Değişim %

xDSL

6.662.999

6.655.076

6.721.902

1,0%

0,9%

Mobil Bilgisayardan İnternet

1.742.995

1.379.300

1.277.070

-7,4%

-26,7%

Mobil Cepten İnternet

21.099.677

27.066.363

29.826.976

10,2%

41,4%

Kablo İnternet

483.046

496.038

514.965

3,8%

6,6%

Fiber

967.309

1.330.922

1.393.614

4,7%

44,1%

Diğer

120.159

105.103

103.165

-1,8%

-14,1%

TOPLAM

31.076.185

37.032.802

39.837.692

7,6%

28,2%

 

 

Bu tablodan, 8 milyon olarak belirtilen rekor artışın tamamının "cep telefonundan internet" kaleminden geldiğini görüyoruz. Peki ama bu rakam anlamlı mı? Ya da doğru mu? 



Beceriksizlik, uydurma rakamlarla mı örtülmeye çalışılıyor? 



İnternet bugün hayatımızın her yerinde ama maalesef ne hız, ne de hıza orantılı fiyat anlamında olması gereken ya da 10cu ekonomiye ulaşmayı hedefleyen Türkiye'ye yakışan düzeyde değil. Hatta 16cı ekonomiye yakışan düzeyde bile değil. Olsaydı Trinidad&Tobago'nun arkasından 69cu sırada yer almazdık. 

Anlaşılan bu 69culuğu düzeltmek için devlet kollarını sıvamış ama asıl yapması gereken yönde yani internetin önünü açma, tekeli kaldırma yönünde değil, tam tersine beceriksizliğin üstünü abartılı rakamlarla kapatacak yönünde. 

Ama kapatılabilir mi? Biz devekuşu muyuz? Yani kafamızı kuma gömüp, diğerlerinin bizi görmeyeceğini mi sanıyoruz? Burası artık "connected world". Siz buradan bir şey yaptığınızda, öbür taraftan ne yaptığınız ayan beyan görünüyor. 

Mesela, ortada bu 8 milyonluk yani 31 milyon abonenin üzerine gelen % 25'lik artışı karşılayacak düzeyde bir yatırım gözükmüyor. Gerçi 3.çeyrekte GSM işletmecilerinin 780 milyon TL yatırım yaptıkları görülüyor. Bu yatırım miktarı, 2013'de, ya da 2012'de yapılandan daha farklı ve 8 milyon artışı açıklayabilir düzeyde değil. 

Ya da BTK raporunun 44cü sayfasında yer alan Şekil 3-8'e bakarsanız, 35 ülke içinde SONDAN 3cü olduğumuz bir yana, mobil - sabit abone karşılaştırmasında, başka hiç bir ülkede görülmeyen bir tuhaflığı göreceksiniz. Bu tablo bile tek başına size, "8 milyon artmış olabilir mi?" sorusunun cevabını gösterecektir. 

Bir de --Serhat Ayan'a gösterdiği için teşekkürler--, BTK raporunun 42ci sayfasında yer alan şekil 3.6'daki mobil telefon kullanım dağılımına bakınız. Buna göre, mobil 3G abonelerinin % 27,26'sı 0-5 MB kullanıyor olarak raporlanıyor. Bunu rakama dökersek, 27 milyon cepten abonenin 7,5 milyonu aslında cepten internet kullanmıyor. Nerdeyse bu çeyrek için raporlanan 8 milyona yakın bir rakam bu.

Anlayacağınız bu 8 milyon artışı neresinden tutsanız elinizde kalıyor. 



Operatörler abone sayısını
yüksek göstermeyi sever 



Cep telefonu operatörlerinin, abonelerini şişkin gösterme operasyonları her dönem vardır. 2000'li yılların başında, bazı cep telefonu operatörleri, diğer operatörleri "ön ödemeli kart abonelerinin, 8-9 aydır ödeme yapmasalar da abone gibi gösterildikleri" şeklinde eleştiriyorlardı. Bunun anlamı "benim çok abonem var" mesajı vermekti. Sonradan BTK buna sınırlama getirdi. Belli bir süre boyunca kontör satın almayan abonelik düşmüş olarak alınmaya başlandı. 

Ama şimdilerde 3G aboneliği söz konusu. Nasılsa bir sürü cep telefonu abonesi var. Bunları 3G abonesi ilan etsek, kim bilir? Ben diyeyim 15 milyon, siz deyin 20, BTK desin 30 milyon. Nasılsa kimse bilemez gerçek sayıyı. 

Daha önceki çeyreklerde yapılan abone sayısı açıklamaları da anlamlı değildi ama anlaşılan kimsenin sesinin çıkmadığı görülünce, birden 8 milyon birden arttırarak vitesi büyütmüşler. 



BTK internet konusundaki başarısızlığını örtmek için mobil genişbant abone sayısını kullanıyor 



Burada bir de başka bir noktayı açıklayalım; Dünyada geniş bant abone sayıları "sabit genişbant" yani ADSL - Fiber ya da Kablo abonelikleri ile ölçülür.

 

Hepimizin bildiği gibi, mobil abonelik ancak yardımcıdır. Yani cep telefonunuzdan internet kullanımını, yolda trafiğe bakmak ya da Twitter'dan mesaj atmak için kullanırsınız. 

BTK bir kaç senedir bir uyanıklık yapıyor. 3G abonelerini sanki internet kullanıcısıymış gibi sunuyor. Oysa 3G aboneleri, sabit aboneliğe yardımcı aboneliktir. Mesela benim 1 tane evde fiber bağlantım var. Yanısıra telefonumda 3G var. İnternetimi sabit hattımdan kullanıyorum tabi ki.

 

BTK siyasete derdini anlatamadığı ve yönlendirici olmak yerine, yönlendirilen olduğu için telekomünikasyon sektöründe bir tıkanma var. Bu tıkanmanın önü; mesela fiber interneti engellemeyi kaldırmakla aşılabilir. Hatta kablo internet rahatlatmakla da aşılabilir.

 

Ama BTK bunu yapamıyor, bunun yerine başarısızlığın üstünü örtmeye yönelik olarak, mobil internet abone sayılarının ilavesiyle, sanki ülkenin toplam internet abone sayısı olarak anons ediyor. Böylece aradan sıyrılmaya çalışıyor. 

Ama kendilerinden başkasını kandıramıyorlar; birlikte yukarıdaki tabloya yeniden bakalım;

  • 6,7 milyon ADSL abonesi
  • 0,5 milyon kablo abonesi
  • 1,4 milyon fiber abonesi var.

Bunların toplamı 8,6 milyon eder. Bir internet bağlantısını da 4 kişi kullanıyor ise, bu ülkedeki internet abone sayısı 24-25 milyondur. Daha fazlası yoktur. 

 

Hatta daha eksiği vardır; Örneğin bizim ailede 4 kişi var. Ama biz 3 ayrı evde oturuyoruz. Bir oğlumun evinde Fiber, diğerinde ADSL ve eşimle oturduğum evde de fiber var. Ama ayrıca 4ümüzün de 3Gsi var. Dolayısıyla biz 3 sabit bağlantıya sahip 4 kişiyiz. Ama BTK raporunda bizi 7 abone olarak görüyor. Burdan bakarsanız da, BTK'nın ve Bakan Elvan'ın verdiği 39 milyon yerine 18-19 milyon abone olması daha mantıklıdır.

 

Ama bu da sıralamada bizi, bırakın 69culuğu,  125ciliğe filan atacak olan rakamdır.


Ya Sonra? 

Bu işin "Ya Sonra"sı da var. Yani ülkemiz geri kaldığında, hep bu dönem yapılan hatalar ve bu dönem yapılan kandırmacalar hatırlanacak. Acaba bunu düşünen var mı? Kısa dönemi kurtarmak yeterli mi? Ya sonrası? 

Sonrasında, ülkenin internet teknolojilerinde geri kalmasında verdikleri ya da vermedikleri kararlar ile etken olanlar, acaba bu durumun sorumluluğunu ruhlarında duyacaklar mı? 

Halbuki bunları yapmak yerine, ülkemizdeki tekel durumları kaldırmak daha akıl karı değil mi? Ne gerek var oyunlara? Kablo internet neden serbest değil, Fiber neden serbest değil. Hepimizin yüksek sesle sorması gereken sualler bunlar. 



[1] Akamai - State of Internet Report, 2014 Q2 

[2] ITU Raporuna Göre, Küresel Online Nüfus 3 Milyara Ulaştı, Türkiye ICT Indeksinde Yine 68ci Sırada 

[3] Türkiye İnternet'te Sınıfta Kalmaya Devam Ediyor; Genişbant İnternet Sahipliğinde 69cu, Mobil İnternet Sahipliğinde 60cı Sırada [4] BTK - Üç Aylık Pazar Verileri Raporu - Temmuz/Ağustos/Eylül 2014 

[5] İnternet Abone Sayısında Büyük Artış

 

Yazarın Diğer Yazıları

Neden bazı sitelere erişimde sıkıntı oldu?

Çeşitli hizmetler veren Cloudflare'i ülkemizde en çok "dDOS temizleme hizmetleri" ile biliyoruz. Trendyol'undan, Yemeksepetine, çeşitli gazetelerden, eksisozluğe, arabam.com'a kadar pek çok sayıda Türk web sitesi tarafından da kullanılıyor. Detayları Dağhan Uzgur'a sorduk

Trendyol "buybox" soruşturmasında, Rekabet Kurumu’na taahhüt metni sundu

İddiaya göre e-ticaret platformları, müşteriye gösterilecek satıcı konusuna daha doğrusu satıcılar arasında fiyatlara müdahale edebiliyor ve böylece son kullanıcının alım şartlarını etkiliyor

Avrupa endişeli, dikkatler denizaltı kabloları üzerinde

Denizaltı kablolar, uluslararası veri trafiğinin yaklaşık yüzde 99'unu taşıyan küresel internet bağlantısının omurgasını oluşturur. Bu kablolar, bulut bilişim, finansal işlemler ve medya akışı gibi hizmetleri etkinleştirerek küresel iletişim için kritik öneme sahip

"
"