1980'lerden sonra dünyayı hızla saran "Outsource (Dış Hizmet), 2000'lerde hızlanan teknoloji devrimi sonrasında yerini kısmen "Gig ekonomisi"ne bıraktı[1]. Ama Avrupa Birliği, bugün yayımlanan taslaklarla Gig ekonomisini sarsmaya başladı[2]. Taslakların geleceğini geçen hafta duyurmuştuk[3].
Gig ekonomi şirketleri, çalışanlarını "bağımsız yükleniciler" olarak sınıflandırarak, onlara yönelik harcamalarını (sigorta, asgari ücret, tatil ücreti, işsizlik yardımı ve diğer yasal korumalar vs) en aza indirmelerine ve yasal yükümlülüklerini kısıtlamalarına olanak tanıyor[1].
Eskiden bu bilişim işleri (yazılım vs.) için kullanılırdı ama yıllar içinde başka işler de bu kapsama girdi. UBER'le birlikte şöförler de aynı kapsama girdi. Zaman içinde e-Ticaret konularında çalışan kuryeler için de geçerli olmaya başladı. Covid-19 salgını, bu tür işlerin dengesizliğini daha iyi ortaya koydu. Evlere kapanmalar sırasında birçok platformun dolayısıyla çalışanların işlerinin ve dolayısıyla kazançlarının azaldığı ya da yok olduğu gözlemlendi.
Avrupa Birliği'nin yeni taslaklarının, kanun haline gelmeden önce hukuki bir süreçten ve tartışmalardan geçecek. Bu düzenlemenin tahmini 4,1 milyon gig ekonomisi çalışanını etkileyebileceği kaydediliyor. Not olarak verelim; Avrupa Birliği'nde, dijital platformlar için çalışan insan sayısının bugünkü 28 milyondan 2025 yılına kadar 43 milyona çıkacağını tahmin ediyor.
Avrupa'da ayrıca, 3,8 milyon çalışanın ise kendi şirketi ile dışarıdan çalıştığı kaydediliyor.
Yeni düzenlemelerden etkilenecek olan firmalar tabii ki karşı açıklamalar yapıyorlar. Genellikle de çok sayıda gig çalışanının işlerini kaybedeceği şeklinde sayılar veriyorlar. Henüz taslak halindeki çalışmanın asgari ücretle bile, sadece yemek taşıma sektörüne yılda 4,5 milyar Euro'ya mâl olabileceği hesaplanıyor. Dolayısıyla bu fiyatların Avrupa'daki dışarıdan yemek sipariş fiyatlarını etkilemesi de bekleniyor.
Avrupa Komisyonu'nun düzenlemesi, bazı sürücüleri, kuryeleri, temizlikçileri, fitness koçlarını, masözleri ve iş bulmak için uygulamaları ve çevrimiçi platformları kullanan diğer çalışanları ilgilendiriyor. Bunları kullanan firmaların, bordroya geçirmeleri mecburi olacak.
Türkiye'de durum
Türkiye'de de kısa süre önce Karayolları Taşımacılık Yönetmeliği değiştirildi. Gig ekonomisi altında çalışanların bordroya alınması ya da dışarıdan çalışan kuryelerin kendi şahsi şirketlerini kurmaları ya da birden fazla kuryenin ortak şirket kurması ve fatura kesmesi istendi[4].
Türkiye'de günümüzde 1 milyon motokurye olduğu raporlanıyor[5]. Bunların bir kısmı -özellikle e-Ticaret platformlarında çalışanlar- bu düzenleme ile kontrol altına alınsa bile çoğu (kebapçı, küçük esnaf vs. için çalışanlar) hâlâ kapsam dışında kalıyorlar. Bir kaza anında güvenceleri olması da zor oluyor. 2020 yılı içinde 189 motokuryenin iş sırasında öldüğü raporlanıyor [6].
Yani tehlikeli bir meslek. Çalışma şartları da hayli zor. Motosikletli kuryelerin hava (yağmur, kar) sorunu yanında belli sayıda paketi, belli bir sürede teslim etmek, uzun çalışma saatleri, ekipman eksikliği (kask vs) gibi sorunları uzun zamandır konuşuluyor[7][8].
Kuryelerin çalıştığı e-Ticaret firmaları "gig ekonomisi"ni şöyle savunuyorlar:
"16 bin TL/ay gibi para kazanabiliyorlar. Türkiye koşullarında bu iyi bir para. O zaman bu para ile kendi güvenliklerini ya da ihtiyaçlarını kendileri temin etmeliler."
Teknoloji dünyayı, iş yapış şekillerini dönüştürüyor. Gig ekonomisinin diğer adı "esnek çalışma". Dolayısıyla bir yerlerde 9-5 çalışmak yerine esnek çalışmaktan memnun olduğunu söyleyenler de var. Bu özellikle yazılım işlerinde böyle. İstedikleri saatte (gece ya da gündüz) çalışma karşılığında, parça başı iş yapmak bazı kişiler için cazip. Ama Avrupa Birliğinin de özellikle belirttiği "kuryeler" konusunda, aşağıdaki linklerdeki haberlerden de göreceğiniz gibi çok önemli şikayetler mevcut.
e-Ticarette rekabet, bedava taşımacılık ile yapıldı
2000'lerin başlarında e-Ticaret konusu emeklemeye başladığında, en önemli sorun "güvenlik" idi. Çünkü dolandırıcılar online ortamlardan kredi kart bilgilerini çalmayı kısa sürede farketmiş ve yapmaya başlamışlardı. Henüz online ödeme hizmetlerinde güvenlik çok gelişmemişti. Kaldı ki güvenilir e-Ticaret siteleri de azdı.
Böyle bir ortamda e-Ticaret'in müşteri çekmesinin en önemli araçlarından birisi "taşımanın ücretsiz olması" şeklinde gelişti. Çünkü zaten alışveriş yapmaktan korkan insanlara, alışverişin üstüne "şu kadar parayı da taşıma için vereceksin" denildiğinde, kaçabiliyorlardı.
Bugün platformlar ya da ödeme servisleri tarafından ele alınan güvenlik sağlamlaşmış olsa da, ücretsiz taşımacılık hala sürüyor. Çünkü e-Ticarette müthiş bir rekabet var. Rekabetin tek tek firmaların arasında olması dışında, bu firmaları toplayan (e-AVM diyebileceğimiz) pazar yerlerinin de rekabeti söz konusu. Rekabetin önemli araçlarından birisi fiyat ve dolayısıyla da bedava taşıma önemli. Çünkü insanlar fiziksel hayatta yapamayacakları kolaylıkla, gerek kendi başlarına, gerek ise karşılaştırma platformları üzerinden bakarak, en ucuz fiyatı bulmaya çalışıyorlar.
Ve, artık getir.com, istegelsin.com gibi ücretli servisler de hayatımıza girdi ve bunlar "şu an şunu istiyorum"a cevap olarak, anında 250 ml'lik suyu bile ve istediğiniz anda getirebiliyorlar. Karşılığında "10 TL içinde olan" bir ücret alıyorlar.
Teknoloji önden, düzenlemeler arkadan geliyor
Yani durum şu: Teknoloji çok hızlı ilerliyor, henüz bilinmeyen yeni işler yaratılıyor, hukuk ve sosyal yön ise arkadan daha geç geliyor. Belki bizlerin de sosyal denge açısından bazı konuları daha dikkatli düşünmesi lazım.
[1] Gig Ekonomisi (Esnek Ekonomi)
[2] Commission proposals to improve the working conditions of people working through digital labour platforms
[3] AB, Yemek Dağıtım Kuryelerinin, Şirket Çalışanı Yapılmasını İsteyecek
[4] Kargo Taşımacılığına Yönelik Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı
[5] Yollardaki tehlikeli meslek: Motokurye
[6] Son bir yılda 189 motokurye hayatını kaybetti: 'Biraz vicdanlı yorum ve puanlama yapın'
[7] Moto-Kuryeler sorunlarını anlattı
[8] Bagajlarında hayat, yüreklerinde kırgınlık var: Saygı duyun yeter