21 Ocak 2015

NSU'nun tarihlere ve yerlere göre eylemleri

NSU, 2000 ve 2007 yılları arasında Almanya’da sekizi Türk biri Yunan biri Alman 10 kişiyi öldürdü

Nasyonal Sosyalist Terör Hücresi NSU, 2000 ve 2007 yılları arasında Almanya’da sekizi Türk biri Yunan biri Alman 10 kişiyi öldürdü, 30’a yakın kişinin yaralanmasına neden oldu ve çok sayıda silahlı soygun yaptı. NSU’nun kurucu üyeleri Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt 2011 yılında intihar ederken, Beate Zschäpe ise teslim oldu. NSU örgütünün eylemleri işlendiği tarihlere ve yerlere göre şöyle sıralanabilir:

9 Eylül 2000- Nürnberg: Türkiyeli çiçekçi Enver Şimşek 38 yaşındaydı ve mal getirdiği işyerinde vurularak öldürüldü. Şarkikaraağaç’da doğan Şimşek’e iki ayrı silahtan sekiz kez ateş edilmiş, iki gün yoğun bakımda yattıktan sonra hayata veda etmişti. Şimşek Almanya’ya 1987’de göç etmiş, bir süre fabrikada çalıştıktan sonra çiçekçi dükkanını açmıştı. Olay yerinde tesadüfen bulunan Şimşek, evli ve dört çocuk babasıydı. Kızlarından Semiya Şimşek babasının öldürülmesi ile ilgili bir kitap yazdı. Semiya Şimşek adalet istiyor.

19 Ocak 2001- Köln: İranlılar tarafından işletilen bir manava konan bomba patladı. Dükkan sahibi ve 19 yaşındaki kızı ağır yaralandı. Genç kız yaralarının izlerini hala taşıyor.

13 Haziran 2001- Nürnberg: Mundlos ve Böhnhardt 49 yaşındaki Abdurrahim Özüdoğru’yu terzi dükkanında vurdular. Özüdoğru vurulduğu yerde hayatını kaybetti. Kafasına iki kurşun yiyen Özüdoğru, fabrikada çalışıyor ve ek iş olarak terzi dükkanını işletiyordu. Soruşturma sırasında ilk kurban Enver Şimşek ile bir bağlantısı olmadığı tespit edildi.

27 Haziran 2001- Hamburg: Türkiye göçmeni 31 yaşındaki bakkal Süleyman Taşköprü başına iki farklı silahtan sıkılan üç kurşunla hayatını kaybetti. Saldırı dükkanında yapıldı. Aslen Afyonlu olan Taşköprü’nün cesedini babası buldu. Hamburg’daki gençlik çeteleriyle ilişkisi olduğu iddia edildi ama bu iddia doğrulanmadı. Taşköprü öldürüldüğünde üç yaşında olan bir kız çocuğu vardı.

29 Ağustos 2001- Münih: 38 yaşındaki Türkiyeli Habil Kılıç da manav dükkanında Mundlos ve Böhnhardt tarafından vurularak öldürüldü. Dükkana gelen bir müşteri Kılıç’ı yaralıyken buldu ancak ambulans gelene kadar hayatını kaybetti. Kılıç, evli ve bir çocuk babasıydı.

25 Şubat 2004- Rostock: NSU üyeleri Türkiye kökenli dönerci Yunus Turgut’u vurarak öldürdü. Turgut 25 yaşındaydı ve Almanya’ya yeni gelmişti. Rostock’ta akraba ziyareti için bulunan Turgut, öldürüldüğü dönercide de akrabasına yardım etmek için bulunuyordu. Turgut, kafasına iki kurşun, boynuna bir kurşun isabet ettikten hemen sonra hayatını kaybetti.

9 Haziran 2004- Köln: Aşırı sağcılar Köln’de en çok Türkiyeli göçmenin yaşadığı Keupstrasse’de bir berberin önüne çivili bomba koydular. Bir kısmı ağır 22 kişi yaralandı. Olayın ardından dönemin sosyal demokrat içişleri bakanı Otto Schily, olayın kesinlikle aşırı sağcılarla bağlantılı olmadığını açıkladı. Schily, NSU örgütü eylemi üstlendikten sonra bu açıklamasından dolayı özür dilemek zorunda kaldı.

9 Haziran 2005- Nürnberg: 50 yaşındaki İsmail Yaşar, dönerci dükkanında vurularak öldürüldü. Şanlıurfalı olan Yaşar’ın başına ve kalbine beş kurşun isabet etti ve anında öldü. Çevrede çok sevilen Yaşar ardında dul bir eş ve üç çocuk bıraktı. Köln’deki saldırıdaki gibi Kılıç cinayetinde de bisikletli iki kişi tespit edildi ancak güvenlik görevlileri iki olay arasında bir bağlantı kurmak istemediler.

15 Haziran 2005- Münih: Yunanistan göçmeni Theodoros Boulgarides başına yediği üç kurşunla öldürüldü. Anahtarcı olan Boulgarides 41 yaşındaydı. Boulgarides’in Türk gibi göründüğü için öldürüldüğü sanılıyor. Gazeteler cinayetin ardından “Türk mafyası yine iş başında” şeklinde başlıklar attılar. Boulgarides de ardında bir dul eş ve iki çocuk bıraktı.

4 Nisan 2006- Dortmund: Mundlos ve Böhnhardt 39 yaşındaki Türkiyeli büfe sahibi Mehmet Kubaşık’ı infaz etti. Almanya’ya iltica ederek gelen Kürt kökenli Kubaşık, öldürüldüğünde 15 yıldır Almanya’da yaşıyordu ve burayı vatan bellemişti. Kubaşık bir kız ve iki erkek çocuk sahibiydi. Bugün 27 yaşında olan kızı Gamze Kubaşık, cinayetlerin açığa çıkarılması için mücadele veriyor.

6 Nisan 2006- Kassel: Halit Yozgat işlettiği Internet-Café’de başına kurşun sıkılarak öldürüldüğünde 21 yaşındaydı. Kassel doğumlu olan Yozgat, iki kurşun yedikten sonra babasının kollarında can verdi. Olay sırasında Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi’nin “Küçük Adolf” lakaplı bir çalışanının olay yerinde olduğu, olaya tanık olduktan hemen sonra orayı terk ettiği ve güvenlik birimlerine başvurup ifade vermediği tespit edildi.

25 Nisan 2007- Heilbronn: 22 yaşındaki Alman kadın polis Michèle Kiesewetter ve iş arkadaşına ateş edildi. Kiesewetter öldü, 24 yaşındaki meslektaşı ağır yaralı olarak kurtuldu. Alman polislere yapılan saldırının nedeni hakkında bugüne kadar pek çok spekülasyonlar yapıldı. Kiesewetter’in de NSU üyeleri gibi Thüringen eyaletinde doğmuş olması ve aşırı sağcıların eylemlerinin üstünü kapatan bir başka polisi tanıyor olması üzerinde duruldu.

 

NSU terörünün durakları

 

Nasyonal Sosyalist Terör Hücresi NSU, Jena ya da Zwickhau terör örgütü olarak da anılıyor. Eylemlerini yaptıkları zaman dilimi ve yerler dikkate alındığında iki ismin de örgüte uyduğunu söylemek mümkün.

NSU’nun önemli durakları şöyle:

 

Jena

 

NSU’nun üç asıl üyesi olan Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe bu küçük üniversite kentinden geliyor. Üç teröristin doksanlı yılarda düzenli olarak Jena’nın Winzerla semtinde bir gençlik kulübünde buluştuğu NSU’nun bu buluşmalar sırasında kurulduğu sanılıyor. Kentin tiyatro meydanında 10 gram patlayıcı madde TNT bulan polis, örgüt üyelerinin 1996 ve 1997 yıllarında bomba yapımına giriştiğini de tespit etmişti. Nitekim polisin uyarısı üzerine harekete geçen Anayasayı Koruma Dairesi çalışanları örgütün bir garajı bomba yapımında kullandığını ortaya çıkardılar ve 1998 yılında düzenlenen bir operasyonda bir buçuk kilo TNT daha buldular. Bunun arkasında Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin olduğu belirlendi ancak güvenlik zafiyeti nedeniyle cezalandırılmadılar.

 

Chemnitz

 

Soruşturmayı yapan emniyet yetkilileri NSU üyelerinin Chemnitz’i bir kaçış şehri olarak kullandıklarını tahmin ediyorlar. Teröristlerin burada yer altında yaşayarak eylemlerini planladıkları düşünülüyor. İlk soygununu 1998 yılında burada gerçekleştiren örgüt üyelerinin kaçarken yolda bir kişiyi yaraladığı da tespit edilmişti. Bu eylemi 1999 yılında bir posta merkezine yapılan soygun takip etti. Ayrıca 1999 yılından itibaren NSU’nun elebaşı olan üç teröristinin Chemnitz’de bir ev kiralayarak destekçileriyle birlikte burada yaşadığı da biliniyor. NSU, seri cinayetlerinden ilkini ise 2000 yılının Eylül ayında Nürnberg’de gerçekleştirdi.

 

Zwickau

 

Yapılan soruşturmalarda Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin 2001 yılında Zwickau’da bir ev kiraladığı da ortaya çıktı. Örgütün seri cinayetlerinin çoğunu 2001 yılında gerçekleştirdiği dikkat çekiyor. En son cinayeti de 2007 yılında Heilborn’da işlediler ve bir kadın polisi öldürüp diğerini yaraladılar. Bundan birkaç ay önce teröristlerden Zschäpe’nin komşusunun evini su basmasına neden olduğu geekçesiyle polis tarafından ifadesinin alındığı ve serbest bırakıldığı da kayıtlara geçti. 2008 yılında teröristler yine Zwickau’da başka bir sokağa, Frühlingsstrasse’ye taşındılar.

 

Eisenach

 

Böhnhardt ve Mundlos Eisenach kentinde, 4 Kasım 2011 tarihinde bir karavanda ölü olarak bulundu. Teröristlerin bundan önce bir banka şubesini soyarak 75.000 Euro çaldığı belirlendi. En son olarak teröristler karavanlarının yakınında kendilerine silah doğrultan bir polis memuruna ateş ettiler. Daha sonra Mundlos’un Böhnhardt’ı vurduğu, karavanı ateşe verdiği ve kendisini öldürdüğü tahmin ediliyor. Bundan üç saat sonra da kadın terörist Zschäpe’nin Zwickau’daki evi ateşe verip, uzun bir tren yolculuğuna çıktığı, memleketi Jena’ya gelip polise teslim olduğu ortaya çıktı. 

 

Uluslararası bağlantıları var

 

Almanya’da daha önce benzerine rastlanmayan seri cinayetlerin müsebbibi aşırı sağcı terör hücresi NSU üyelerinin eylemlerini sadece yurtiçinde değil, yurt dışında da sürdürdüğü ortaya çıktı. NSU hakkında bilinen bir gerçek de bu örgütün Neonazi çevresiyle bağlantısı olduğu. Çoğu Türkiye kökenli göçmenlere yöneltilen seri cinayetlerin NSU örgütü tarafından işlendiği ortaya çıktıktan iki gün sonra ilk dayanışma çağrısı Zwickaulu Neonazilerden gelmişti. Sachsen Eyaleti’ne bağlı Rothenburg kentinde ise aşırı sağcıların düzenlediği rock konserinde ölen teröristler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

 

Parti içinde de şiddet yanlısı üyeler bulunuyor

 

Federal Anayasa Dairesi’nin verdiği bilgilere göre, Almanya’da yaşayan 22.000’e yakın aşırı sağcı yaşıyor. Bu rakam nüfusun %5’inden fazlasına karşılık geliyor. Aşırı sağcıların 9800 kadarının şiddet eğilimli olduğu tahmin ediliyor.  Tespit edilen son rakamlar aşırı sağcıların 2013 yılında 800 den fazla şiddet eylemi gerçekleştirdiğini gösteriyor. Amadeu Antonio Vakfı’na göre, aşırı sağcılar 1990’dan bu yana 184 kişiyi öldürdüler. Federal içişleri bakanlığı bu rakamın 63 olduğunu ifade ediyor. Aşırı sağcılar ideolojilerinin bir parçası olan şiddeti ağırlıklı olarak göçmenlere, Yahudilere ve homoseksüellere yöneltiyorlar. Aşırı sağcıların askeri kanadı ise çoğu genç ve erkeklerden oluşan Skinheadler olarak adlandırılıyor. Otononom Nasyonalistler ve Siyah Blok da şiddetinden korkulan diğer gruplarlar arasında. Aşırı sağcı parti üyeleri içinde şiddet yanlısı olanların bulunduğu da biliniyor. Silahlı mücadeleden yana olmadığını sık sık dile getirse de yasaklanması hala gündemde olan aşırı sağcı parti NPD de şiddet yanlısı aşırı sağcılar gibi demokrasiyi reddediyor yerine cemaatçiliği savunuyor. Nasyonalizmin yanı sıra ırkçılık ve Yahudi düşmanlığı da aşırı sağın ideolojisinin ayrılmaz bir parçası.

 

Aşırı sağcı şiddet Almanya’nın bir parçası

 

Aşırı sağcı şiddet Almanya’da yeni türeyen bir kavram değil. 1980 yılında Münih’te aşırı sağcıların düzenlediği bombalı eylemde 13 kişi hayatını kaybetmişti. 1991’de aşırı sağcılar Sachsen Eyaleti’ndeki Hoyerswerda’da yabancıların yaşadığı yerleri işgal etmiş, bundan bir yıl sonra da Rostock-Lichtenhagen’da yine aşırı sağcılar bir mülteci kampına saldırmış, çevre halkı bu saldırıyı tezahüratlarla desteklemişti. 1992 yılında Mölln, 1993’de de Solingen’de Türklerin oturduğu evler ateşe verilmiş 8 kişi hayatını kaybetmişti. Mannheim’da yine Türklerin yaşadığı evde çıkan yangına aşırı sağcıların neden olduğu iddia edildi ama ispatlanamadı. Bunlar sadece kamuoyunda ses getiren eylemler. Anayasayı Koruma Dairelerinin yanı sıra bazı sivil toplum örgütleri de aşırı sağın şiddet bilançosunu düzenli olarak çıkarıyor. Resmi kurumlarla sivil toplum örgütlerinin saydığı eylemlerin sayısında gözle görülür bir fark olduğunu belirtmekte yarar var.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ah İran! Ah Almanya!

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaratılan dünya düzeni yine o düzeni yaratanlar tarafından yıkılıyor. İran-İsrail kavgasını da bu oyunun içinde görmek gerekir. Gazze savaşı ile birlikte değerlere dayalı dış politika ve küresel dünya düzeninin dayandığı kurum, kural ve normlar da anlamsızlaştı. Gazze sadece otuz binden fazla kişinin değil, uluslararası düzenin de mezarlığı haline geldi

Dejavu: Menekşe Toprak Berlin’de Suat Derviş’in izini sürdü

30’lu yılların Berlin’i ile bugünün Berlin’i arasında benzerlikleri görmek bende de bir dejavuya neden oldu. Menekşe Toprak’ın ilk kadın romancı ve gazeteciler’den Suat Derviş’i anlattığı kitabına "Dejavu" adını vermesi tesadüf değil

Sıcaktı, çook sıcak

Dünya hiç bu kadar sıcak, bu kadar kurak olmamıştı. Birdenbire gelen yağmur ve kasırgalar geldiği yeri çöle çeviriyor. Uluslararası toplum, sözde çevreci politikalar ile iklim krizini çözüyormuş gibi yapıyor. Daha çok gelişmiş sanayii ülkelerinin yarattığı bu krizden de yine yoksul ülkeler mağdur