Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları açıklandı.
15 Temmuz 2016’da yaşanan hain darbe girişimi öncesinde YAŞ kararları ordunun kendi geleneklerine göre alınırdı. Siyasi otorite askerin geleneklerine –özel bir durum olmadıkça- pek karışmazdı. Elbette her YAŞ toplantısından sonra terfi edemeyen veya emekli edilen subaylar arasında burukluk yaşayanlar olurdu.
Ancak 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi, YAŞ kararlarının TSK ve Türkiye için ne kadar önemli olduğunu acı bir şekilde gösterdi. Anlaşıldı ki 15 Temmuz öncesindeki yıllarda yapılan YAŞ toplantılarında alınan kararlar, FETÖ’cü subayların önünü açan, onları önemli rütbelere ve komutanlıklara taşıyan kararlar olmuş. Ergenekon, Balyoz gibi davalar FETÖ’cülerin orduda önlerini açmak için Anayasa’ya, demokratik-laik Cumhuriyet ilkelerine, Atatürk devrimlerine bağlı komutanları tasfiye etmek için kurgulanmış.
Bu ağır travma hâlâ etkisini sürdürüyor. 15 Temmuz öncesindeki YAŞ kararlarının alınması sırasında Genelkurmay Başkanlığı görevini yürütenlerden sadece Necdet Özel, yaptığımız bir söyleşide tüm Türkiye’den özür dilemiş, “içim acıyor” demişti. Keza terörist diye 2 yıla yakın cezaevinde kalan İlker Başbuğ Paşa da “hepimiz özeleştiri yapmalıyız” diye sorumluluktan kaçmadığını göstermişti. Ancak böyle bir duyarlılık gösteren başka komutan da olmadı.
Kamuoyunun hafızasına kaydettiği Ergenekon, Balyoz tasfiyeleri, birçok vatansever subayın boş yere cezaevinde yattıklarını, terfilerinin engellendiğini gösterdi. Bu kadro içinde, yaşları uygun olanlardan çok azı tekrar orduya dönebildiler. Keza emekli veya muvazzaf general ve subayların 15 Temmuz hain kalkışmasında, darbecilere karşı nasıl mücadele ettikleri, hayatları pahasına neler yaptıkları da unutulmadı.
15 Temmuz gibi bir travma yaşayan Türk ordusunda, son 3 yıldır alınan YAŞ kararları bu nedenle kamuoyu tarafından çok daha dikkatle, özenle izleniyor.
Dikkat çeken kararlar
YAŞ kararlarına bu gözle bakıldığında, 15 Temmuz’a karşı büyük mücadele veren ve darbe girişiminin bastırılmasında büyük rol oynayan general ve daha alt rütbedeki subaylar arasında büyük burukluk olduğu gözleniyor.
Birkaç örnek vermek gerekirse…
15 Temmuz kanlı darbe girişimi sırasında İstanbul’da 2. Zırhlı Tugay’a gidip, darbeci tugay komutanını derdest eden ve daha fazla tankın sokağa çıkmasını önleyen Albaylar Erkan Olgay ve Hançeri Sayat…
Bu iki albay, 15 Temmuz’da kahramanlık gösterdikleri gerekçesiyle terfi ettirilmişlerdi. TSK’da önleri açıktı. Ancak 3 yıl sonra bu YAŞ kararlarıyla emekli edildiler.
Bu albaylar terfi ettikten sonraki 3 yıllarını yine 2. Ordu bölgesinde terörle mücadele ve Suriye operasyonlarıyla geçirmiş subaylardı. İkisinin de emekli edilmesi hem TSK içinde hem emekli komutanlar arasında ciddi bir burukluk yaratmış durumda.
Keza bir başka subay Mustafa Barut…
Mustafa Barut zor koşullarda Afrin’e Türk bayrağını diken tugay komutanıydı.
O da süresi olmasına rağmen emekli edildi.
Orgeneral sayısı azaldı
YAŞ kararlarının dikkat çeken bir yönü de TSK’daki orgeneral sayısının azalması. TSK’da geleneksel olarak 15 orgeneral ve amiral olurdu. Bu sene korgenerallerden orgeneralliğe yükseltilen kimse olmadı. Orgeneraller arasında da emekli edilenler olunca, ordudaki orgeneral sayısı 7’ye düştü.
Korgenerallerden hiçbirinin orgeneralliğe terfi ettirilmemesi dikkat çekici.
Bu durumda, bazı ordu komutanlıklarının korgeneral rütbesiyle yürütülmesi gibi bir durum ortaya çıkacak. Orgeneralliğe terfi etmesi beklenen korgenerallerin ikisi için uzatma kararı verildi. Genelkurmay 2. Başkanı Korgeneral Metin Gürak ve EDOK Komutanı Korgeneral Şeref Öngay, orgenerallik kadroları boşaldığı halde terfi ettirilmeyip görev süreleri bir yıl uzatılan generaller.
Korgeneralliğe ise sadece bir tümgeneral terfi ettirildi: İrfan Özsert.
General terfileri çoğunlukla tuğgenerallikten tümgeneralliğe ve albaylıktan tuğgeneralliğe oldu.
Bu tablo, TSK’nın, birkaç yıl sonra terfi ettirilen bu generaller arasından oluşacak komuta kademesine emanet edileceğini gösteriyor.
Bu da TSK’nın komuta planlamasının yeni bir anlayışa göre yapıldığını gösteriyor. Bu tercihin şüphesiz; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve tabii ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayıyla yapıldığı açık. Yeni askerlik yasası ve 15 Temmuz’dan sonra TSK ile ilgili alınan kararlar bir arada değerlendirildiğinde, ordunun yeniden şekillendiği görülüyor.
Komuta heyeti
Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları açısından duruma bakıldığında bir sürpriz yok.
Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, 15 Temmuz’da beraber derdest edilen komutanlar olarak birlikte çalışmayı sürdürecekler. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal’ın görev süreleri beklendiği gibi uzatıldı. Her iki komutan da 15 Temmuz’dan sonra erken terfi ettirilip komutanlığa atanmış isimlerdi.
Keza 15 Temmuz’da büyük direniş göstererek ve kamuoyuna açıklamalar yaparak darbenin bastırılmasında kritik görev yapan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ın henüz görev süresi dolmadı. Yaşar Güler Paşa 2 yıllık süresini doldurursa Dündar’ın emekli olması gerekecek. Ancak 15 Temmuz’daki kahramanlığı nedeniyle Dündar Paşa’nın da Genelkurmay Başkanlığı yapmasının iyi bir jest olacağı düşüncesi dillendiriliyor. Böyle bir olasılık ancak Güler Paşa’nın bir yıl önce emekli olmasıyla mümkün. Bunu bir sonraki sene görebileceğiz.
Merak edilen bir diğer komutan da Orgeneral İsmail Metin Temel. Suriye operasyonlarını yöneten Temel yıldızı parlamış bir komutanken, Genelkurmay Başkanlığı ile yaşadığı bir görüş ayrılığı nedeniyle ordu komutanlığından alınıp Genelkurmay Denetleme Kurulu Başkanlığı’na getirildi. YAŞ toplantısında emekli edilmedi. Şimdi merak edilen Orgeneral Temel’in yeniden ordu komutanlığı veya başka bir aktif göreve atanıp atanmayacağı.
Askeri liseler ve askeri hastaneler
Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarla emekli edilen komutanların çoğunluğu hain darbe girişimi sonrasında askeri liselerin kapatılması ve askeri tabipliğe son verilmesinin yanlış kararlar olduğu konusunda ısrarlılar. Hem askeri liselerin hem askeri hastanelerin açılması gerektiğine vurgu yapmayı sürdürüyorlar.
Askeri liseler değil ama askeri hastanelerin yeniden açılması ve askeri tabipliğin geri getirilmesi konusunda TSK’da da değerlendirmeler yapıldığı gelen haberler arasında.
15 Temmuz travmasından sonra önemli olan TSK’nın liyakate göre şekillenmesi. Hain darbe girişimine yol açan “sadakat”e göre değil.
TSK’nın en çok dikkatli olması gereken ölçü bu olmalı…