İyi Parti, ikinci olağan kurultayını dün Ankara’da gerçekleştirdi.
Meral Akşener, tek aday olduğu kurultayda genel başkanlığa yeniden seçildi.
Akşener, net mesajlar içeren doyurucu bir konuşma yaptı. Ülkenin tüm sorunlarına değinirken AK Parti iktidarını sert biçimde eleştirdi. Yetkinin tek elde toplanarak, demokrasinin belkemiği olan kuvvetler ayrılığı sisteminin ortadan kaldırıldığı yönünde mesajlar verdi. Adaletin yok edilişi, kötü ekonomi yönetimi, kamu kaynaklarının çarçur edilmesi, dış politikada sıkışmışlık, bürokraside kayırmacılık alanlarında iktidara yüklendi. Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını özellikle vurguladı.
Akşener, kadın lider olarak genç bir parti olan İyi Parti’nin geleceğin siyaset alanları; kadın hakları ve çevre duyarlılığını öne çıkardı. İktidarlarında İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatacağına vurgu yaptı. Yeşiller hareketinin simgesi olarak kurultayın rengi olarak da yeşil seçilmişti.
Akşener, partinin ikinci kurultayını, parti tabanında ve kamuoyunda sözünü esirgemeyen, güvenilir, liderliğini pekiştirmiş bir imajla geride bıraktı.
İyi Parti'nin yeri
Necmettin Erbakan’ın Milli Görüş hareketinden doğan ve milli görüş gömleğini çıkaran AK Parti’nin 2002 yılında tek başına iktidara gelişinin kaynağı merkez solun değil merkez sağın dağılmış olmasıdır.
Süleyman Demirel çizgini temsil eden Tansu Çiller’in liderliğindeki DYP ile Turgut Özal çizgisini temsil eden Mesut Yılmaz liderliğindeki ANAP’ın erimesi, AK Parti’nin dinci-muhafazakâr kesime ilaveten merkez sağ oyları toplaması, tek başına iktidarı getirdi ve sürdürmesinde de büyük katkısı oldu. Merkez solu temsil eden CHP, 1991 sonrasında Kürt oylarının HEP ve ardılı partilere yönelmesinden sonra 18 yıl boyunca yüzde 20-25 bandında kaldı.
Bu siyasi tablo karşısında iktidar değişikliği, büyük ölçüde merkez sağın yeniden canlanması ve AK Parti tabanındaki merkez sağ seçmenin yeni partilere yönelmesiyle mümkün olabilir.
Türk milliyetçiliğine dayalı MHP’den doğan İyi Parti, ismi de dahil olmak üzere bu niteliği koruyarak ve önceleyerek siyaset sahnesine çıktı. Ancak söylemi Türk milliyetçiliğini barındırmakla birlikte, bu tabanı aşan liberal sağ kitlenin desteğini almayı da hedefliyor. Bu itibarla İyi Parti’nin siyaset yelpazesinde oturmak istediği yerin Türk milliyetçiliğini de içinde barından, Atatürk’le, demokratik, laik, sosyal hukuk devletiyle sorunu olmayan merkez sağ olduğu söylenebilir.
İyi Parti’nin bu alanda üç rakibi var. Ahmet Davutoğlu’nun liderliğindeki Gelecek Partisi, Ali Babacan’ın liderliğindeki DEVA Partisi, Rıfat Serdaroğlu’nun liderliğindeki Doğru Parti.
AK Parti’den doğan Gelecek ve DEVA partileri ile Demirel çizgisini temsil ettiği iddiasındaki Doğru Parti’nin hitap ettikleri kitlenin merkez sağ olduğu düşünülürse, bu alanda İyi Parti ile birlikte dört parti yarışacak demektir.
Bugünkü koşullarda daha kıdemli olan, örgütlenmesini tamamlamış, Meclis’te güçlü bir grubu bulunan, seçim sınavından geçmiş ve Millet İttifakı’nın iskeletini oluşturan iki partiden biri olarak İyi Parti’nin yarışa önden başladığı aşikar.
İyi Parti'nin misyonu
İyi Parti’nin, Meral Akşener’in yanı sıra deneyimli, güçlü bir genel merkez ve Meclis kadrosu var. Partinin, vitrinini oluşturan ve açık oturumlarda partiyi temsil eden isimleri bilgili, konulara hakim ve etkili konuşma yeteneğine sahip siyasetçiler. Yavuz Ağıralioğlu, Aytun Çıray, Musavat Dervişoğlu, Şenol Sunat, Ümit Dikbayır ve Prof. Dr. Ümit Özdağ gibi.
Akşener’le, kamuoyunda ilgi uyandıran ve güven oluşturan bu kadroyla birlikte merkez sağın desteğini alabilirse, Türk siyasetinde iki kanattan birini oluşturmaya aday olabilir.
Böyle bir gelişme Millet İttifakı’nın güçlenmesine yol açabilir. Millet İttifakı merkez solda CHP, merkez sağda İyi Parti dengesine oturursa, bu durum, AK Parti iktidarının toplumda yarattığı kutuplaşmayı çözebilir ve bir kucaklaşma yaratabilir.
İyi Parti’nin, CHP ile böyle bir işlev görmesi halinde ise Türk siyaseti kavgadan, ağır suçlamalardan, sert tartışmalardan, ötekileştirmeden, bizden-bizden olmayan ayırımından, her konuda ikiye bölünmekten kurtulabilir.
Millet İttifakı’nın böyle bir kucaklaşma yaratması halinde, CHP ve İyi Parti’nin iskeletini oluşturduğu kapsayıcı siyasi hareket demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin yeniden inşasını da başarabilir.