22 Mayıs 2020

İttifaklar çatışması

Kılıçdaroğlu bu zor birlikteliği başarırsa seçimlerde iktidarı değiştirebilir

Cumhur İttifakı’nın liderleri Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin resmi açıklamalarına bakıldığında seçimler normal takvimi olan 2023 yılında yapılacak.

Ancak, siyasetteki tartışmalara ve hamlelere bakıldığında sanki seçimlere birkaç ay varmış gibi sert rüzgârlar esiyor. Değişik seçim tahminleri var, bu yıl bir baskın seçim öngörenler de 2021 baharında erken seçim olacağını tahmin edenler de var.

Koronavirüs salgınının yarattığı sağlık sorunlarının yanı sıra büyüttüğü ekonomik ve sosyal sorunlar çözülmeden iktidar seçime gitmek istemez. Koronavirüs salgınının birçok işyerinin kapanmasına ve işsizler ordusunun büyümesine yol açtığı biliniyor. Yine Koronavirüs ile mücadelede hükümetin tüm engellemelerine karşın CHP’li başkanların yönettiği belediyeler iyi bir performans gösterdiler. Belediye başkanlarının bugün aldıkları destek 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde sandıktan aldıkları desteğin 4-8 puan üzerinde. Normal şartlar altında iktidarın bu koşullarda  erken seçim istemesi zayıf bir olasılık.

Buna karşın, Koronavirüs ile sağlık açısından verilen mücadelenin ABD ve Avrupa ülkelerine göre başarılı olduğu, Türkiye’nin daha az can kaybıyla salgın sürecinden çıkacağı tahminleri yapılıyor. Bilim Kurulu üyesi bazı profesörler henüz bir kestirim yapmak için erken olduğu uyarısında bulunsalar da, iktidarın bir "çifte bayram" söylemiyle başarı öyküsünü siyasete taşıyacağı beklentisi yüksek.

İktidar, salgınla mücadelede başarı öyküsüne dayanarak erken seçime gitmek isteyebilir mi? Bu başarı öyküsü seçimi kazanmayı garanti edebilir mi? Bu soruların yanıtlarını bilmiyoruz. Ancak, Cumhur İttifakı’nın yarın seçim olacakmış gibi bir havayla siyaset yaptığı gözlemleniyor.

Bahçeli'nin talebi

MHP lideri Devlet Bahçeli önceki dönemlerde erken seçim kararı alınmasında en etkili lider konumundaydı. Bu nedenle erken seçim denilince gözler MHP liderine dönüyor.

Bahçeli birkaç kez seçimlerin 2023’te yapılacağını açıkladı. Buna karşın geçtiğimiz günlerde seçim yasasının değiştirilmesini istemesi dikkati çekti. Bu talebin, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, seçime girebilmeleri için gerekirse Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'ne milletvekili verebileceklerini söylemesinden sonra gelmesi yeniden erken seçimi gündeme taşıdı.

Bahçeli ve MHP sözcülerinin Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasından sora, CHP liderini eleştirmeleri, milletvekili borsasından söz etmeleri, seçim yasası değişikliği talebine bağlandı. Konuya bu açıdan yaklaşanlar, Bahçeli’nin seçim yasası değişikliği ile milletvekillerinin emaneten başka partiye geçip o partinin seçime katılmasını sağlamalarının seçim yasasıyla önlenmesini hedeflediği yorumunu yaptılar. Bu hamlenin hedefinin, Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Ali Babacan’ın DEVA Partisi olduğu da vurgulandı.

İttifakların durumu

Cumhurbaşkanlığı-hükümet sistemi partilerin seçimlere ittifaklar kurarak girmelerini zorunlu kıldı.

Son genel seçimlerde ve yerel seçimlerde de AK Parti-MHP-BBP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı ile CHP-İyi Parti-Saadet Partisi’nin oluşturduğu Millet İttifakı yarıştı. Millet İttifakı içinde görülmeyen HDP’nin ise özellikle 23 Haziran İstanbul yenileme seçimlerinde Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nu desteklediği ve 800 bini bulan oy farkının bu destekten kaynakladığı genel kabul görüyor. 800 bin oy farkının tamamını veya büyük kısmını HDP seçmenine bağlamak ne kadar gerçekçi tartışılır. En azından Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’ın oylarının 31 Mart’ta göre 200 binden fazla düşüş gösterdiğini kaydetmek gerekir.

Seçim tarihi henüz belli olmamakla birlikte şimdiden iki ittifak arasında sert bir mücadelenin başladığı görülüyor. Cumhur İttifakı, bir yandan Millet İttifakı’nı, özellikle İyi Parti’yi HDP ve PKK üzerinden sıkıştırıyor. İttifakın İyi Parti'ye bağlı tabanını çözmeye çalışıyor. Diğer yandan da Gelecek Partisi ile DEVA Partisi'nin CHP’den milletvekili alarak seçimlere katılmasının önünü kesmeye çalışıyor. Bunun nedeni, yeni partilerin Cumhur İttifakı tabanından alacakları düşük oranlı bir oyun bile sonucu değiştirecek bir etkiye sahip olması.

Şunu kabul etmek gerekir ki, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart 2019 yerel seçimleri ile 23 Haziran İstanbul yenileme seçimlerine Millet İttifakı’nı ustalıkla hazırladı ve bunun ödülünü de sandıkta aldı. Kılıçdaroğlu seçimlerden sonra her kesime hitap eden, her kesimle temas kurmaya çalışan tavrı ve söylemiyle Millet İttifakı’nın daha büyümesine gayret gösteriyor. Son olarak Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'nin seçimlere girmesi için yardımcı olacaklarını söylemesinin amacı da kendi deyimiyle Millet İttifakı’nı, "Demokrasi Cephesi"ne dönüştürerek genişletmek.

Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı’nın HDP üzerinden yaptığı hamlelere karşı hem İyi Parti’yi ve Saadet Partisi’ni ittifak içinde tutup hem HDP seçmenini kırmamaya hem de Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’ni Millet İttifakı’na katmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu bu zor birlikteliği başarırsa seçimlerde iktidarı değiştirebilir.

Cumhur İttifakı bunu gördüğü için bir yandan İyi Parti ve CHP üzerinde, HDP ve PKK eleştirileriyle ağır bir baskı uygulayarak bir yandan Millet İttifakı’nı bölmeye, bir yandan da Gelecek ve DEVA partilerinin CHP’nin katkılarıyla seçimlere girmesini engellemeye çalışıyor.

İttifaklar arası çatışma şimdiden iyice ısınmış durumda.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.

"
"