21 Ekim 2020

İktidarın İyi Parti'den beklentisi

İktidarı değiştirme, güçlendirilmiş olarak parlamenter sistemi yeniden inşa etme iddiasındaki Meral Akşener ve İyi Parti'nin bu süreci partiden büyük kopuşlar olmadan yönetebilmeleri büyük önem taşıyor

İyi Parti'nin kurultayında, Koray Aydın'ın düzenlediği iddia edilen, yönetime girmemeleri için "üzeri çizilecekler" listesinin dolaşıma sokulması sert tartışmalara neden olmuştu.

Milletvekilleri Aytun Çıray, İsmail Koncuk, Prof. Dr. Ümit Özdağ gibi ağırlıklı isimler de bu listede vardı. Yönetime aday olmadıkları halde çizilecekler listesinde yer almalarını eleştirmişler, partide operasyon yapıldığını öne sürmüşlerdi. Özellikle Çıray ve Koncuk daha sonra yaptıkları açıklamalarda bu düşüncelerini açıkladılar. İyi Parti'de merkez sağdan gelen isimlerin tasfiye edildiğini belirtmiş ve Genel Başkan Meral Akşener'i de bu operasyona seyirci kalmakla eleştirmişlerdi. Ancak partiden ayrılmayı düşünmediklerini, parti içinde demokratik mücadeleye devam edeceklerini de ifade etmişlerdi.

Prof. Dr. Ümit Özdağ ise dün bir televizyon yayınında partinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'yu "FETÖ'cü" olmakla itham edince yeni bir kriz başladı. Kavuncu, aynı yayına bağlanıp Özdağ'a karşı sert bir konuşma yaptı. Yargıya başvuracağını söyledi. İstanbul'daki 39 ilçe başkanı da Kavuncu'ya destek verdi ve Özdağ'ın disipline verilmesi için harekete geçti.

İyi Parti Lideri Meral Akşener, dünkü grup toplantısında konuya girmedi ancak sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Kavuncu'dan yana tavır aldı. Özdağ ve Çıray hakkında grup toplantılarına katılmamalarına da dikkati çekerek, görüşlerini saygıyla karşıladığını ancak "ölçü"nün kaçtığını ifade etti. Akşener, Kavuncu hakkında FETÖ'cü iddialarıyla ilgili soruya ise "Bu kocaman bir yalandır, yalancıdır bunu söyleyenler" diyerek, Özdağ'a gönderme yaptı. Ayrıca, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın "İyi Parti'nin bir operasyon partisi olarak kurulduğunu ve dağılacağına" ilişkin mesajını tekrar gündeme getirmesinin önemli olduğunu söyledi. 28 Şubat günlerine atıf yaptı, DYP'den 43 milletvekilinin ayrılması olayını anımsattı. Olaya bu yönüyle de bakacaklarını ifade etti. Akşener'in "partimize bir saldırı olacağını biliyorduk, anketler 13 - 14'leri gösterince, kış kışlığını yapar" sözleriyle de ağır bir eleştiri yaptı.

Yönetimde görev almak istemeyen, önerileri de geri çeviren Ümit Özdağ'ın uzun süredir genel merkezle mesafeli olduğu biliniyor. Özdağ'ın aday olmadığı halde çizilecekler listesinde yer alması, Çıray ve Koncuk gibi merkez sağın tasfiyesi edilecekler kadrosundan olduğu anlamına gelmez. Özdağ, ideologlarından olduğu Türk milliyetçiği çizgisinden hiç ayrılmadı. O nedenle merkez sağ ile kastedilen siyasetçilerden sayılamaz. Yine de İyi Parti'nin genel merkez kadrosuyla ayrı düştüğü de açık. Özdağ'ın televizyonda yaptığı çıkış, disiplin kuruluna verilmesi ve ihraç edilmesi gibi bir sonuca varabilir. Bu, büyük ölçüde Meral Akşener'in krizi nasıl yöneteceğine, Özdağ hakkında vereceği karara bağlı. Özdağ gibi deneyimli ve birikimli bir siyasetçinin canlı yayında ısrarla Kavuncu aleyhine açıklama yapmasının sonuçlarını hesaplamamış olması da düşünülemez. Sürecin nasıl ilerleyeceği kısa sürede belli olacaktır.

Ancak Özdağ'ın bu çıkışının, AK Parti ve MHP tarafından başlatılan bir operasyonun parçası olduğu görüşü gerçekçi bir görüş değil. Özdağ'ın kişiliği ve siyaset tarzı buna izin vermez diye düşünüyorum. Özdağ siyasette liderlik iddiası taşıyan, düşündüğünü söyleyen, bağımsız tutum alan bir isim. Bu nedenle bireysel kararı olarak görüyorum. Ayrıca Özdağ, bu çıkışını operasyon olarak niteleyenlere "İyi Parti içinde operasyon arayanlar, İyi Parti'nin son iki kongresinde kurulan kirli tezgahları kurgulayanlara, işbirlikçilerine ve bombanın pimini ilk çekenlere baksınlar" diye yanıt verdi. Bu da Özdağ'ın çıkışının son kurultaydaki tasfiye olanak nitelenen liste hazırlama olayına kadar dayandığını gösteriyor.

Bütün bu ifadeleri Özdağ'ın gerektiğinde partisiyle köprüleri atmayı göze aldığının işaretleri. Ancak bunun dış kaynaklı bir operasyon olmadığı da açık.

İktidar ne bekler?

Siyaset bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Cumhuriyet gazetesinde İpek Özbey'in sorularını yanıtlarken iktidar kanadının İyi Parti'nin MHP ile birleşmesini istediğini vurgulamıştı. MHP lideri Devlet Bahçeli de Meral Akşener'e "eve dön" çağrısı yapmış, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu çağrıyı "makul" bulmuş ve İyi Parti'yi "milli ve yerli" olarak tanımlayıp, destek olmuştu. Ancak Akşener, bu çağrıları geri çevirdi.

Cumhur İttifakı, 2019 yerel seçimlerinde ve İstanbul yenileme seçiminde Millet İttifakı'nın başarılı olduğunu, muhalefet partilerinin birlikte hareket etmeleri halinde iktidarı değiştirebileceklerini gördüğü için bu ittifakı dağıtmayı temel hedef olarak belirledi. Önce FETÖ'cü olmakla, HDP üzerinden PKK'yla aynı yerde durmakla suçlayarak, İyi Parti'nin tabanında kayma yaratmaya çalıştı. Sonuç alamayınca bu kez Akşener'i MHP'ye veya Cumhur İttifakı'na katılmaya davet etti. Yine sonuç alamadı.

Şimdi Ümit Özdağ'ın çıkışından sonra Bülent Turan'ın mesajını gündeme getirerek yeniden "FETÖ'nün operasyon partisi" suçlamasıyla, İyi Parti'den bir kopuş sağlamaya çalışıyor. Özdağ - Kavuncu tartışmasını Cumhur İttifakı için fırsata çevirmeye çaba gösteriyor.

İktidarı değiştirme, güçlendirilmiş olarak parlamenter sistemi yeniden inşa etme iddiasındaki Meral Akşener ve İyi Parti'nin bu süreci partiden büyük kopuşlar olmadan yönetebilmeleri büyük önem taşıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.