04 Mayıs 2020

Düzen değişikliği

Halkçı belediyecilik uygulaması, salgından sonra daha da derinleşecek ekonomik krizin yaratacağı gelir uçurumlarına karşı halkı koruyacak en etkili model olacaktır

Türkiye’nin Koronavirüs salgınından sonra en büyük sorunlarından biri vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek olacak.

Salgının derinleştireceği ekonomik kriz ortamında işi olanların işini kaybetmemeleri, işsizlerin iş bulması, asgari ihtiyaçlar olan gıda ve barınma ihtiyaçlarının karşılanması en önemli uğraş haline gelecek.

Böyle bir ortamda belediyelerin yaratacağı alternatif ekonomiler çoğunluğu oluşturan düşük gelir grupları için çözüm olacaktır.

Mevcut ekonomik sistemde, büyük sermayeye dayanan ve siyasal iktidara bağımlı zincirlerin en fazla kârı elde etmeye dönük üretim-dağıtım-pazarlama politikaları düşük gelir gruplarının satın alma güçlerinin çok üzerinde kalıyor.

Bugün CHP’li belediyeler sessiz sedasız bu düzen değişikliğini hayata geçirmeye başladılar.

Bu düzenin değişmesi ancak belediyelerin ekonomiye girmeleriyle gerçekleşebilir ki bunun ilk işaretleri gelmeye başladı.

Başkent market

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın en önemli projelerinden birini oluşturan halk marketin ilki Etimesgut’ta "Başkent Market" adıyla açıldı. Yetkililer Ankara'da 40 Başkent Market’in daha açılacağını duyurdular.

Başkent Market’in temel özelliği Ankara’da üretim yapan kadın kooperatifleri ve birliklerinin ürünlerinin satılması.

Başkent Market’te satılan ürünler diğer marketlere göre yüzde 10 ilâ yüzde 30 arasında daha ucuz.

"Düzen değişikliği" gibi büyük iddianın karşılığının bu olmadığını savunanlar bulunsa bile bu değişim küçümsenmeyecek bir adımdır. Bunun önemi salgın sonrasında ortaya çıkacak ağır ekonomik ve sosyal koşullarda daha iyi anlaşılacaktır.

Bu alternatif üretim-dağıtım düzeninin Türkiye’nin nüfusun yarısına yakınının yaşadığı ve ekonomisinin yarısından fazlasının üretildiği 11 büyük kentte yayılması temel ihtiyaçların karşılanmasında düzen değişikliğinin boyutunu gözler önüne serecektir.

İzmir - Eskişehir

Başkent Market uygulaması CHP’li belediyelerin yeni bir uygulaması değil. Bu model yıllardır CHP’li başkanların yönettiği İzmir ve Eskişehir’de başarıyla uygulanıyor.

1970’li yıllarda İzmir’de CHP’li belediyelerin yaygınlaştırdığı tanzim satış mağazalarının güncellenmiş bir modelini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer "Halkın Bakkalı" adıyla hayata geçirdi. Soyer’in ifadesiyle bu bakkal "büyük hikayenin küçük bir ilk adımı. Bütün İzmir’e yaygınlaştırılacak.

Eskişehir’i örnek kent haline getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in Üretici Market zincirleri zaten bir başarı öyküsü. Büyükerşen, halkçı belediyeciliğin yıllardır en güzel örneklerini veriyor.

Ve Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul da temel ihtiyaçların karşılanmasında düzen değişikliğine başladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da Halk Market’lerin ve Halk Lokantaları’nın hizmete gireceğini duyurdu.

Başkent Market ve İstanbul’da Halk Market'in önemi, İzmir ve Eskişehir’de uygulanan düzen değiştirici bu modelin Türkiye’nin en büyük iki iline de yayılacak olmasıdır.

Halk Market veya benzeri uygulamaların bu illerin yanı sıra Adana, Mersin, Antalya gibi illerde de yaşama geçmesi, Türkiye’nin önemli bir bölümünde düşük gelir gruplarının sağlıklı ve ucuz şekilde temel ihtiyaçlarını görmelerini sağlayacaktır.

Nostalji değil

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in T24’te yayınlanan ve CHP’li belediyelerin düzen değiştirecek girişimlerini konu alan bir makalesi dikkat çekiciydi.

Taşdelen, CHP’li belediyelerin uygulamalarını şöyle değerlendiriyordu:

"Bugün de arka sıradakilere, emekçi sınıflara, ezilenlere, sistemin mağdur ettiği bütün kesimlere dönük halkçı bir yerel yönetim anlayışı ile hareket ediyor, kentlerimizi yeni bir anlayışla geleceğe taşıyoruz. Bütün toplumu kuşatan bu çabanın genel iktidar sürecinde yeni bir değişim dalgası yaratacağı açıktır."

"Nostalji yapmıyoruz, yeni bir düzen kuruyoruz" diyen Taşdelen, bu uygulamanın Ecevit’in savunduğu ve 1970’lerde kısmen hayata geçirebildiği halkçı düzen değişikliğinin örnekleri olduğunu vurguluyordu.

Bu saptama yerindedir; halkçı belediyecilik uygulaması, salgından sonra daha da derinleşecek ekonomik krizin yaratacağı gelir uçurumlarına karşı halkı koruyacak en etkili model olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.

"
"