10 Temmuz 2020

Çoklu baro yasasının tutarsızlıkları

Yasa hazırlama tekniği açısından bakıldığında düzenlemede o kadar büyük boşluklar var ki, İstanbul, Ankara ve İzmir baroları organize olurlarsa, yasa iktidarın amacının tam tersine sonuçlar verebilir

İktidar, baroları bir an önce bölebilmek için gece-gündüz çalışıyor.

Adalet Komisyonu’nda, yangından mal kaçırır gibi bir gecede görüşülen yasa teklifi şimdi Meclis Genel Kurulu’ndan aynı hızla geçiriliyor.

Baroları bölecek Avukatlık Yasası’nda değişiklik yapan yasa teklifinin geçirilmesi için bu kadar acele edilmesinin nedenlerinden biri eylemlerin ve tartışmaların iktidarı yıpratması. Bir yandan baro başkanlarının ve avukatların gündem oluşturan direnişleri diğer yandan televizyon tartışmalarında yasa teklifinin bir hukuk garabeti olduğunun her geçen gün daha iyi anlaşılması…

Bu nedenlerle iktidar, teklifin bir an önce yasalaşmasını, konunun kapanmasını ve baroları bölme işlemine geçilmesini istiyor.

Tabii iktidarın teklifi aceleyle Meclis’ten geçirmesi, Anayasa'ya aykırılığını ortadan kaldırmıyor. Çalakalem hazırlanan yasanın kendi içindeki tutarsızlıkları da…

Avukatlık mesleğinin sorunlarından hiçbirine bir çözüm getirmediği gibi adaletin sağlanmasında savunmanın daha etkili olması konusunda da hiçbir hüküm içermeyen bu yasanın iki temel amacı var: Birincisi baroları bölerek iktidar yanlısı barolar oluşturmak ikinci de İstanbul, Ankara ve İstanbul barolarının, Türkiye Barolar Birliği’nin başkanını ve yönetimini seçecek genel kurula daha az delege göndermelerini sağlamak.

İktidarın kontrolünde olmayan baroları bölerek, parçalayarak kontrolüne almak ve iktidar alanını genişletmek dışında bir amaç gütmeyen yasa teklifinin bu sonucu almaya yönelik hükümleri arasında bile büyük tutarsızlık var.

Yasa hazırlama tekniği açısından bakıldığında düzenlemede o kadar büyük boşluklar var ki, İstanbul, Ankara ve İzmir baroları organize olurlarsa, yasa iktidarın amacının tam tersine sonuçlar verebilir. Böyle olursa iktidar Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir.

Delege tutarsızlığı

Yasa teklifinin İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının, Barolar Birliği için göndereceği delege sayısını düşürmek ve böylece iktidara yakın bir birlik başkanı ve yönetimi seçtirmek için bulduğu formül şöyle:

"Her baro, biri baro başkanı olmak üzere toplam 4 sabit delege gönderecek. Her 5000 avukat için de bir delege eklenecek."

Mevcut durumda biri başkan olmak üzere 3 sabit delege ve her 300 avukat için bir delege daha gönderen büyük baroların, delege sayısı düşmüş olacak. Örneğin İstanbul Barosu 13 delege gönderebilecek. Bu durumda yeni kurulacak barolarla, iktidardan yana barolar 4’er delege gönderecekleri için çoğunluk iktidardan yana olacak. Hesap bu…

Bu hükümde birinci tutarsızlık, iktidarın temsilde adalet gerekçesini kendi eliyle yok etmesi…

Teklif, 2000 avukatın bir baro kurmasına olanak tanıyor.

Ancak 2000 avukata bir baro kurdurup, Barolar Birliği seçimlerine 4 delege göndermesine olanak tanırken, 5000 avukata ancak 1 delege gönderme hakkı veriyor.

2000 avukata 4 delege, 5000 bir avukata 1 delege temsilde adalet olabilir mi?

Olamaz….

İktidar kendi gerekçesini kendisi geçersiz kılıyor.

İktidarın yaptığı bir hesap da şu:

Yasa çıkınca İstanbul, Ankara ve İzmir’de iktidarı destekleyen avukatlar ayrılacaklar ve 2000 avukatı bulunca da bir baro kuracaklar. Ayrılmayanlar mevcut barolarda kalacak. Yeni kurulan barolar -artık ne kadar kurulabilirse o kadar fazla kurulmaları isteniyor- 4’er delegeyle Türkiye Barolar Birliği seçimini alacaklar…

Peki, iktidar yanlısı olmayan ve mevcut barolardan ayrılmayacağı var sayılan avukatlar da 2000’erlik gruplara ayrılıp yeni barolar kurarlarsa, hesap şaşmaz mı?

Şaşar….

Varsayım ki, 49.000 üyeli İstanbul Barosu’ndan 9.000 iktidar yanlısı avukat ayrıldı ve 4 baro kurdular. Bu baroların Barolar Birliği’ne göndereceği delege sayısı 4x4=16 delege…

Eğer İstanbul Barosu’nda kalan 40.000 avukat da 2000’er binden 20 baro kurarlarsa ne olur? Gönderecekleri delege sayısı 4x20=80 olur.

Bunu Ankara ve İzmir baroları da yaparsa…

Bu durumda büyük barolar mevcut duruma göre daha fazla delege göndermiş olurlar. Çoklu baroya karşı olan Anadolu’daki baroların delegeleri de hesaba katıldığında, iktidar yanlısı delege sayısı bugünden çok daha az olur.

"Üç büyük baro mutlaka böyle yaparlar veya bu çok kolay yapılır" demiyorum tabii ki…

Amacım çoklu baro yasasındaki devasa gediği göstermek.

Bu teklif o kadar acele ve tek hedefe kilitlenmiş olarak hazırlanmış ki, yasa tekniği açısından büyük boşluklar taşıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.