Uygulamada “varlık barışı” olarak adlandırılan düzenleme,
- - Gerçek veya tüzel kişilerin yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının banka veya aracı kurumlara bildirilmesi ve 3 ay içinde yurda getirilmesi ile,
- - Yurt içinde bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince vergi dairesine bildirilerek kayıtlara alınmasını sağlıyor.
Bu kapsamda bildirimde bulunmanın en önemli avantajı, bildirimde bulunulan varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılamaması.
Bu imkân sınırlı bir matrah artırımı olarak nitelenebilir. Matrah artırımında, artırımda bulunulan vergi türü ve dönemi ile ilgili olarak hiçbir şekilde vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamazken, varlık barışında sadece bildirilen varlıklar nedeniyle sınırlı bir inceleme ve tarhiyat yapılmıyor.
Örneğin, yurt dışında elde edilmiş ve Türkiye’de beyan edilmemiş faiz gelirlerini de içeren bir yabancı para varlık barışı kapsamında bildirilmiş ve 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmiş olsun. Bu beyanla ilgili olarak yurt dışında elde edilen faizler yönünden inceleme ve tarhiyat yapılamaz. Ancak aynı kişinin Türkiye’de elde ettiği istisna sınırını aşan konut kirasını beyan etmediği tespit edilirse inceleme ve tarhiyat yapılabilir.
Bugünkü yazımda, yurt içinde bulunan ve kayıtlarda yer almayan taşınmazların varlık barışı kapsamında kayda alınması imkânını açıklayacağım.
Önce varlık barışına ilişkin 30 Haziran 2021 tarihinde sona eren bildirim ve varlıkların yurda getirilme sürelerinin Cumhurbaşkanınca 6’şar ay uzatıldığını belirtelim. Buna göre varlık barışı bildirimleri 31.12.2021 tarihine kadar yapılabilecek. Cumhurbaşkanının süreleri 6 ay daha uzatma yetkisi var.
Şimdi gelelim, taşınmazların varlık barışı kapsamında kayda alınmasına…
Hangi taşınmazlar için varlık barışından yararlanılabilir?
Yurt dışında bulunan taşınmazlar için varlık barışından yararlanılamazken, yurt içindeki taşınmazlar varlık barışı kapsamında bildirime konu edilebilir.
Taşınmaz eşya, özüne zarar vermeksizin bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan eşyadır. Medeni Kanuna göre, şunlar taşınmaz niteliğindedir:
-Arazi,
-Tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,
-Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler.
Bildirim için vergi ödenecek mi?
Mevcut varlık barışı uygulamasında, bildirilen varlıkların bildirim değerleri üzerinden herhangi bir vergi ödenmesi öngörülmediğinden, taşınmazlar için de bildirimin vergi maliyeti yoktur.
Bildirim hangi tarihe kadar ve nasıl yapılacak?
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak yasal defter kayıtlarında yer almayan taşınmazlar, süre ikinci kez uzatılmazsa 31/12/2021 (uzatılırsa 30/6/2022) tarihine kadar (bu tarihler dâhil) ilgili tebliğin 2 no.lu ekinde yer alan bildirim ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine elektronik ortamda bildirilebilecek.
Taşınmazlar hangi değerle bildirilecek?
Taşınmazlar rayiç bedeliyle bildirime konu edilecek. Normal uygulamada taşınmazların rayiç bedelini mükellefler kendileri belirleyecekler. Rayiç bedel, taşınmazların bildirildiği tarih itibarıyla belirlenen alım-satım bedeli olup, tebliğde bu bedelin gerçek durumu yansıtması gerektiği ifade edilmiştir.
Bildirilen taşınmazlar nasıl kayda alınacak?
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, yasal defterlerine kaydettikleri taşınmazlar için pasifte özel fon hesabı açacaklar. Bu hesap serbestçe tasarruf edilebilecek, sermayeye eklenebileceği gibi ortaklara da vergisiz olarak dağıtılabilecek.
Fon hesabında izlenen tutarlar, işletmenin tasfiye, birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecek. Ayrıca söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması halinde kâr dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar ortaklar nezdinde de vergilendirilmeyecek.
Amortisman uygulaması, bildirilen değerlerin maliyet olarak kabulü ile elden çıkarma zararlarının indirimi
Tebliğde yapılan açıklamaya göre, bildirim konusu yapılarak yasal defter kayıtlarına alınan taşınmazlar üzerinden amortisman ayrılamayacak.
Taşınmazların bildirimden sonra elden çıkarılması halinde, bildirime konu rayiç değerler maliyet olarak dikkate alınabilecek, ancak bu işlemden doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilemeyecek.
Elden çıkarma zararlarının gider veya indirim olarak dikkate alınamayacağı yasal düzenlemede yazılı olduğu halde, amortisman ayrılamayacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmuyor. Bu nedenle tebliğde yer alan, amortisman ayrılamayacağına dair açıklamanın yasaya uygun olmadığını, Maliyeye tanınan yetkinin aşıldığını düşünüyorum.
Taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması alternatifi
Tebliğde taşınmazların vergi barışı kapsamında kayda alınması ile ilgili alternatif bir yöntem daha öngörülüyor.
İstenirse, bildirime konu edilen taşınmazlar ayni sermaye olarak konulmak suretiyle de işletme kayıtlarına alınabilecek. Bu durumda, bildirim tarihi itibariyle sermaye artırım kararının alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi gerekiyor. (Normalde sermaye artırım kararlarının, alındığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde tescil ettirilmesi gerekir. Her ne kadar tebliğle belirlenmiş olsa da özel bir düzenleme olduğu için, sermaye artırımlarının 3 ay geçtikten sonra da tescil ettirilebileceğini düşünüyorum.)
Bu alternatifte, sermaye olarak konulan taşınmazların rayiç değeri ticaret mahkemesince tayin edilen bilirkişiler tarafından belirleneceğinden, sermaye oluşumuna mükelleflerce bildirilen değerlerin değil, bilirkişiler tarafından belirlenen ve mahkemelerce onaylanan değerlerin esas alınacağı anlaşılıyor.
Tapu harcı ödenecek mi?
Varlık barışı kapsamında bildirilen (ancak ayni sermaye olarak konulmayan) taşınmazların mükellef adına tescil edilmesi nedeniyle tapu harcı ödenmesi gerektiği anlaşılıyor. Çünkü kanunda bu konuda herhangi bir düzenleme yapılmamış. Bu işlem ayni sermaye konulması olarak değerlendirilemeyeceğine göre harç istisnası uygulanamaz, ancak taşınmazın gerçek sahibi adına tescilini sağladığı için tapu harcı ödenmesi gerektiği söylenebilir. Kanaatimizce bu işlemde tapu harcının 4 saylı tablonun 20/a maddesine göre “ivaz karşılığı devir” kapsamında değil, 13/c maddesine "kayıt tashihi harcı" kapsamında maktu esasta tahsil edilmesi gerekir.
Bildirilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde ise harç istisnası uygulanabilecek, yani harç ödenmeyecektir.
Tebliğde belirtilen ayni sermaye alternatifinin harç istisnasından yararlanmak amacıyla uygulanabileceğini düşünüyorum. Harç ödemeyi göze alanların genel uygulamadan yararlanmaları mümkündür.
Fotoğraf internetten alınmıştır