Önce yeni tip Koronavirüs'ün (Covid-19) olası etkileri dikkate alınarak "dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebep" kapsamında başlatılan kısa çalışma uygulaması Mart sonu itibariyle sona erdirildi.
2019 yılının tamamında 181 milyon 809 bin TL kısa çalışma ödemesi yapılmışken, 2020 yılında bu tutar 25 milyar 565 milyon TL'ye çıktı. 2021 yılının ilk 3 ayında ise toplam 6 milyar 56 milyon TL'lik ödeme gerçekleştirildi. Mart ayına ilişkin kısa çalışma ödeneği ödemeleri Nisan ayında olacağı için Nisan ayında da bu kapsamda ödemeler yapıldı. Nisan'dan itibaren Covid-19 kaynaklı kısa çalışma ödeneği son bulduğu için işsizlik fonundan izleyen aylarda bu kapsamda ödeme yapılmayacak.
Bu durum kısa çalışma ödeneğinin artık hayatımızdan tamamen çıkacağı anlamına gelmiyor, genel kısa çalışma ödeneği uygulamasının devam ettiğini belirtmek isterim.
Peki, pandemi döneminin can simidi olan İşsizlik Fonu'nun varlık değerinin nereye düştüğünü öğrenmek ister misiniz?
2019 sonunda 131,5 milyar TL olan Fon varlığı, 2020 sonunda 103,2 milyar TL'ye ve 2021 Mart sonu itibariyle de 94,7 milyar TL'ye düştü. Mart ayına ilişkin işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği ödemelerinin nakit çıkışları Nisan ayında olduğu için 9 Nisan 2021 tarihi itibariyle Fon varlığı 91,3 TL'ye geriledi. Yani 15 ayda 40,2 milyar TL azaldı, başka bir deyişle yüzde 30 oranında küçüldü.
2021 Mart ayı sonu itibariyle Fon'un maddi ve mali varlığının; yüzde 80,28'i tahvil, yüzde 19,72'si ise mevduattan oluşuyor.
Kısa çalışma ödeneği uygulamasına son verilmesinin nedeni bence bu, yani işsizlik fonu küçüldü, daha fazla erimesi göze alınamadı.
Diğer taraftan, Mecliste bu hafta görüşülmesi ve kabul edilmesi beklenen bir kanun teklifi ile yiyecek ve içecek sektöründe faaliyet gösteren iş yerlerinde, 2021 yılı Mart ayında hizmet akdi bulunan ve ücretsiz izne ayrılan çalışanlardan nakdi ücret desteğinden faydalanamayanlara, 2021 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin olarak, ücretsiz izne ayrıldıkları dönem için, günlük 50 lira ödeme yapılması öngörülüyor. Ayrıca hâlihazırda nakdi ücret desteği alan kişiler için de destek tutarı 50 liraya çıkarılıyor.
Yiyecek ve içecek sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde 2021 Mart ayına ait muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılar için 2021 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamı, bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle İşsizlik Fonu'ndan karşılanacak.
Bunlar iyi haber, teklifte bir de kötü haber var.
Mevcut düzenlemede, işverenlere sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmayan aylar için 6 ay geriye dönük olarak yararlanabilme imkânı var. Getirilmesi öngörülen düzenlemeyle, ilgili döneminde yararlanılmayan prim teşviki, destek ve indirimlerden geriye dönük düzeltme yapılarak yararlanma hakkı ortadan kaldırılıyor.
Bu teklif yasalaşırsa zamanında teşviklerden yararlanmayanlar bu haklarını kullanamayacaklar, yani kaybedecekler. Ayrıca geriye dönük prim teşviki, destek ve indirim değişikliği de yapılamayacak. Yani verilen bildirgede hangi yasal dayanak yazılmışsa onunla bağlı kalınacak, daha fazla fayda sağlasa bile değişiklik yapılamayacak.
İstihdam teşvikleri gerçekten çok karmaşık, mevcut durumda aynı anda yararlanılabilecek birçok teşvik unsuru bulunuyor. İşverenler maksimum seviyede fayda sağlayabilmek için gerektiğinde uzman kişilerden de destek alarak geriye dönük 6 ay içinde değişiklik yaparak teşviklerden optimum seviyede yararlanmaya çalışıyorlar. Bazen 6 ay bile yeterli olamayabiliyor.
Teklifle işverenlerden bu imkân alınıyor. İşverenlerin teşvik optimizasyonunu, normal sürseinde verecekleri bildirgelerde/beyannamelerde sağlamaları çok zor. Tüm işverenleri dışarıdan uzman desteği almak zorunda bırakabilir bu değişiklik. En azından 1-2 aylık geriye dönük yararlanma hakkı devam ettirilebilir. Vergide 5 yıla kadar düzeltme imkânı veriliyor. KDV iadesinde izleyen yıl veya ikinci yılın sonuna kadar iade talep etme hakkı var.
Bu değişikliğin yapılmak istenmesini, özellikle bu ortamda anlamakta güçlük çekiyorum.
Gerekçede ve Komisyon görüşmelerinde ifade edildiği şekilde, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun iş yükünü azaltmak bu değişikliğin gerekçesi olamaz!
Teklif sahipleri değişikliğin gerekçesini kamuoyuna açıklamakla yükümlüdür. Eğer geriye dönük yararlanma imkânını, kaynaklarımız yetersiz olduğu için kaldırıyorsak, bunu kamuoyuna açıkça ifade etmeliyiz.
Mevcut sistemin karmaşıklığı giderilebilir, sadeleştirilebilir ve geliştirilebilir. Bunları denemeden geriye dönük yararlanmayı yasaklamayı doğru bulmuyorum.
Ayrıca yapılması düşünülen düzenleme yapıldığı tarihten sonraki dönemler için geçerli olmalıdır. Aksi halde 6 aylık hak mevcutken verilen bildirgeler bakımından düzenleme geriye yürür ve işverenlerin hakları kanaatimce hukuka aykırı bir şekilde ellerinden alınmış olur.
Özetle mevcut uygulamanın devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz ortamda değil bu değişikliği yapmak, tartışmayı bile düşünmemek gerekir.
Geriye dönük yararlanma konusu geçmişte de çok tartışmalara sebep olmuş, geriye dönük yararlanmayı engelleyen Genelgeye açılan davalar sonucunda yapılmak zorunda kalınan bir yasal düzenleme ile 6 ay geriye dönük yararlanma imkânı tanınmıştı. Maalesef son dönemlerde yaşanan pek çok geriye gidiş örneğinde olduğu gibi bu konuda da geriye gidiyoruz. Bu konuyu tartışmaya devam edeceğiz…