08 Eylül 2021

BM’nin Afganistan’a insani yardım çabasına destek olunmalı

İnsani yardım süreci siyasi durum değerlendirmesinden ayrı tutulmalı, insani yardım konusu siyasi tutum için araç olmamalıdır. Afganistan halkına acil insani yardım sağlanması uluslararası toplumun ortak sorumluluğu ve yükümlülüğüdür. BM’nin öncü rolü desteklenmelidir. Afganistan’daki durum uluslararası toplum için önemli bir sınama olacaktır.

Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin yansımalarını önceki yazımızda ele almıştık. “Taliban Taliban’dır, hayal kurmayalım, duruşumuzu belirleyelim” demiştik.

Taliban’ın tanınma ve destek ihtiyacına uyarlamaya çalışacağı mesajlarının büyük temkinle karşılanması gerektiğini vurgulamıştık. Taliban’ın terör üretmeyeceği ve ihraç etmeyeceği, Afgan halkını terörize etmeyeceği konusunda güvence vermesinin; özellikle insan hakları ve kadının statüsü alanında uluslararası insan hakları hukukunu uygulama iradesinin görülmesinin; tanıma ve destek konularının değerlendirilmesinin ön koşulları olması gerektiğine dikkat çekmiştik.

Taliban ile görüşmeli mi?

Taliban Birleşmiş Milletler’de (BM) bir üye devleti temsil etmeye aday. Taliban ile görüşmemek diye bir seçenek yok. Zaten şimdiden uluslararası toplumun önde gelen aktörlerinin diplomasi ve istihbarat görevlilerinin Taliban ile temas içinde olduklarını izliyoruz. Bu arada Çin’in geleceği görerek bu temaslara daha önce başladığını anlıyoruz.

Önemli olan, Taliban’a verilen mesajların niteliği ve kapsamı. Taliban’a kriterlere uyum öncesinde erken meşruiyet, tanıma ve destek sağlanması, uluslararası hukukun ve kurallara dayalı sistemin ciddi şekilde aşınmasına yol açabilecek bir gelişme olacaktır. Bu sistemin çökmesi durumunda, kimsenin zarar görmeden kurtulması beklenmemelidir.

Bizim önerimiz, bu görüşmelerde, bir yandan beklenen kriterler kararlılıkla iletilirken ve uygulamanın izleneceği belirtilirken, bir yandan da Afganistan halkının acil insani yardım ihtiyacının karşılanmasının yolunun açılmasına odaklanılmasıdır. Afganistan’daki durum, insan hakları hukuku ve insani hukuk uygulaması bakımından, uluslararası toplum için belki de son 76 yılın en önemli sınamalarından biri olacak.

BM, Afganistan için devrede

Mülteciler ve insani yardım, BM’nin etkili ve başarılı olabildiği alanlar arasında; doğallıkla üye devletlerin sağladığı kaynaklar ölçüsünde ... 40 yıllık aktif diplomasi yaşamımda bu durumu yakından izleyen ve sorumluluk üstlenen biri olarak, uluslararası toplumun BM’nin ihtiyacı olan desteği sağlama konusunda yetersiz kaldığını, en azından şimdiye kadar sınıfı geçemediğini söyleyebilirim. Sorumluluk ve yük paylaşımı, ne yazık ki, iddialı siyasi beyanların gerisinde kalmakta.

Mülteciler konusunda BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve insani yardım konusunda BM İnsani Konular ve Acil Yardım Ofisi (UN OCHA) dünyanın her köşesinde krizlere müdahale alanında önemli çalışmalar yürütmekteler.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Afganistan’da kaygı verici şekilde gelişen insani krize zamanında müdahale edilebilmesini sağlamak amacıyla girişimlerini sürdürüyor. 13 Eylül’de Cenevre’de bakanlar düzeyinde yapılacak toplantıda, Afganistan’daki duruma müdahale için destek çağrısında bulunulacak. BM’nin belirleyeceği hedefin hangi oranda destekleneceğini göreceğiz. Uluslararası toplumun bu sınamada olumlu bir hamle yaparak BM’ye gereken düzeyde destek vereceğini umalım.

İnsani yardım konularından sorumlu BM Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths Taliban ile temaslar için Afganistan’da. Büyüyen insani kriz bağlamında ihtiyaç duyulan insani yardımın kesintisiz ulaştırılabilmesinin zeminini oluşturmaya çalışıyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Afganistan içinde yerinden edilmiş ya da sınır geçerek mülteci olmuş 5 milyondan fazla insanın durumuna dikkat çekerek, uluslararası toplumu BM’ye destek olmaya çağırıyor.

Afganistan halkının en az yarısının acil insani yardım ihtiyacı var

Afganistan’ın 38 milyon dolayındaki nüfusunun en az yarısının hayatta kalabilmek için acil insani yardıma ihtiyacı var.

Halkın en az üçte biri, izleyen öğünün nereden nasıl geleceğini bilmiyor.
5 yaşın altındaki çocukların en az yarısı çok ciddi düzeyde yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıya.

Ülkede devlet yapısının çökmesi, ekonomik işleyişin ve zaten yetersiz olan hizmetlerin durması, insani krizin hızla büyümesine yol açıyor.
Son dört yılda ikinci kez yaşanan ciddi kuraklık, krizi daha da vahim boyutlara taşıyor.

BM’nin öncü rolü desteklenmelidir

İnsani yardım, siyasi hedef ve tutumlardan bağımsız olarak, uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur. Savaşta bile çatışan taraflar, gerektiğinde ateşkes sırasında insani konuları görüşürler.

Afgan halkının acil insani yardıma ihtiyacı olduğu bir gerçek. Devletlerin ikili düzeyde yardım göndermelerinin önünde engel yok. Ancak, Afganistan'ın güncel siyasi koşulları, Kabil havaalanının durumu ve insani krizin boyutları dikkate alındığında, acil insani yardımın gecikmeden ve kapsamlı olarak ulaştırılabilmesi için uluslararası toplumun dayanışma göstermesi ve BM’nin öncü rolünü desteklemesi gerekir.

İnsani yardımın kesintisiz olarak ihtiyacı olanlara ulaştırılabilmesine yönelik göstereceği işbirliği, Taliban için de bir sınama oluşturacaktır. İnsani yardım sağlanmasını engellemesi ya da bunu siyasi amaçlarına yönelik olarak kullanma çabası, Taliban’ın meşruiyeti konusunda mevcut kaygıları daha da derinleştirecektir.

İnsani yardım süreci siyasi durum değerlendirmesinden ayrı tutulmalı, insani yardım konusu siyasi tutum için araç olmamalıdır. Afganistan halkına acil insani yardım sağlanması uluslararası toplumun ortak sorumluluğu ve yükümlülüğüdür. BM’nin öncü rolü desteklenmelidir. Afganistan’daki durum uluslararası toplum için önemli bir sınama olacaktır.

Türkiye ne yapmalı?

Türkiye insani yardım sağlanması bakımından uluslararası alanda görünürlüğü yüksek bir yaklaşım izleme geleneğine sahip olagelmiştir. Tarihte bir ilk olan Dünya İnsani Zirvesi’nin (World Humanitarian Summit) 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul’da düzenlendiğini hatırlayalım. O dönemde diğer güçlü seçeneklere karşın, Türkiye’nin bu önemli Zirve’nin ev sahipliğini üstlenmesinin kolay olmadığı tahmin edilebilir. 2012-2013 döneminde BM zemininde yürütülen çalışmalar sonucunda, dönemin BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, tarihteki ilk insani zirvenin İstanbul’da yapılmasına ilişkin kararı 68. BM Genel Kurulu sırasında açıklamıştı. O dönemde Türkiye’nin uluslararası konumu bu gelişmeye imkan sağlamıştı. Şimdi olsa ne olurdu, ayrı bir tartışma konusu...

Türkiye’nin de, ikili insani yardım operasyonlarının yanı sıra, 13 Eylül’de Cenevre’de yapılacağı duyurulan Afganistan’a insani yardım konulu toplantıda BM’nin ortaya koyacağı hedeflere görünür şekilde destek olan bir yaklaşım izlemesi, geniş çerçevede kazanım sağlayacak bir gelişme olabilecektir.

Yazarın Diğer Yazıları

Siyaset işkence yasağına sahip çıkmalı

Geçmişte ve bugün birçok ülkede siyasetin isterse işkence yasağına sahip çıkarak hızlı ve görünür ilerleme sağladığı biliniyor. “İşkenceye sıfır tolerans” ilkesinin yalnız sözde değil, uygulamada da gerçekleşmesi, demokratik istikrarın kalıcı olmasını sağlayacaktır

BM Komisyonu: Filistin’de ve İsrail’de uluslararası hukuk ihlal edildi

Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı’nın haklarında talep ettiği tutuklama müzekkerelerinin onaylanması durumunda, İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı yargılanmak üzere aranıyor durumuna düşecekler ve Roma Statüsü’ne taraf ülkeleri ziyaret edemeyecekler

İsrail Soykırım Sözleşmesi’ni aştı

Uluslararası hukuk İsrail’in yarattığı vahşeti tanımlamakta yetersiz kaldı. Yeni bir normatif yapı ihtiyacı bile tartışmaya açılabilir. UAD ve UCM kararları yönlendirici olacak. Hukuk üstünse cezasızlık olmaz. Cezasızlık varsa hukuk üstün değildir. Bakalım uluslararası siyaset hukukun üstünlüğünü tanıyacak mı?

"
"