İktisatçı veya ekonomist kimdir? Bu soruyu aklıma düşüren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkça “ben ekonomistim” demesi. Genellikle “konuyu ben bilirim, rakiplerim bilmez” anlamında söylüyor.
24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi öncesinde Erdoğan şöyle dedi: "Ben ekonomistim... İnce bu işleri bilmiyor, ona ince ince anlatacağız." (T24, 29 Mayıs 2018). "Ben ekonomistim. Anlamaz bunlar büyümeden.” (Milliyet, 16 Haziran 2018)
Çok geçmeden Erdoğan cumhurbaşkanı seçildi ve Türkiye bir döviz kuru bunalımı yaşadı. 2017 sonunda 3.81 TL olan dolar, 13 Ağustos 2018’de 6.89 TL oldu. Bir ay sonra enflasyon ikiye katlandı. Kurlar ve enflasyon TCMB’nin politika faizini çok hızlı yükseltmesi ile geriledi.
Buna karşılık, küresel ve yerel enflasyon yükselme eğiliminde iken TCMB, Eylül 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönlendirmesi ile politika faizi indirimleri başlattı. Erdoğan’a göre, enflasyon bu indirimlerle düşecekti. Bu öngörüsünü “ben ekonomistim” sözüyle tamamladı. (Sözcü, 8 Kasım 2021.)
Faiz indirimlerinden sonra dolar kuru 2021 Aralık ortasında 18 TL’ye dayanınca, 20 Aralıkta bir operasyon yapıldı. Döviz satışlarının ve KKM’nin merkezde olduğu bu operasyonla kurlar geriledi.
Ardından Erdoğan “Benim işim bu, ben ekonomistim” dedi, ana muhalefet liderinin bu işi bilmediğini söyledi. Sözcü, 25 Aralık 2021. Erdoğan 2022 Mart sonunda da “O vergi memuru, ama ben ekonomistim” dedi. (T24, 31Mart 2022.)
Cumhurbaşkanını veya herhangi bir kimseyi iktisatçı veya ekonomist yapan nedir? Hangi kişiler bu tanıma uyar? Bu yazıda bu sorulara yanıt arıyorum ve iktisatçı ile matematik ilişkisini ele alıyorum. Aslında bir soru daha var; neden bazı kişiler ikide birde “ben ekonomistim” derler? Ancak bu soruyu yanıtlamak benim ilgi ve bilgi alanım dışındadır.
İktisatçı mı, ekonomist mi?
Yanıtlanması gereken bir soru daha var: Neden bazıları “ben ekonomistim” diyor da, başka bazıları “ben iktisatçıyım” diyor? Biliriz ki iktisat ve ekonomi genellikle aynı anlamda kullanılıyor. (Belki farklı anlamlarda kullananlar da olabilir.) Bu soruya bir anı ile yanıt vereyim.
Yıllar önce Bilgi Yayınevi “İktisat Söyleşileri” başlığı ile bir kitabımı yayınlamıştı. Uygur (1991). Yayınevi editörü, ki saygı duyduğum bir isimdir, başlığı “Ekonomi Söyleşileri” olarak değiştirmemizi önerdi. Kabul edemedim, çünkü bana göre iktisat kelimesi Türkçe’de daha yaygındı ve oturmuştu.
Editör; “İki kelime de Türkçe kökenli değil; iktisat Arapça, ekonomi İngilizce kökenli. Ancak başlıkta ekonomi olursa kitap daha çok ilgi çeker ve daha çok satar” dedi. Kelime kökenlerini biliyordum. Ancak ilgi çekme ve kitap satışı konusunda emin değildim ve önemli görmedim.
Şuraya varmak istiyorum; daha itibarlı bir meslek ima eder, daha önemsenir ve havalı olur düşüncesiyle, siyasi danışmanları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iktisatçı yerine ekonomist kelimesini kullanmasını önermiş olabilirler.
İktisatçı tanımları; Keynes, Jevons ve Marx
İktisatçı kimdir, iyi iktisatçı nasıl olur sorularına yaklaşık 100 yıl önce açıkça yanıt verdiği için konuya Keynes ile başlayalım. Keynes, 1924’te ölen ünlü İngiliz iktisatçı Alfred Marshall için uzunca bir makale kaleme alıyor ve Marshall’ın kişiliğinde iktisatçıyı şöyle anlatıyor:
“İktisat çalışmak, öğrenmek yüksek dereceden özel bir yetenek gerektirmez. İktisat, entellektüel açıdan felsefe ve doğa bilimleri ile karşılaştırıldığında kolay görünen bir konu değil midir? Buna karşılık iyi veya işinin ehli iktisatçılar çok nadir bulunan kuşlardır. İktisat kolay bir konu, ama çok az iyi iktisatçı var!
Bu yaman çelişki, iyi bir iktisatçıda bazı niteliklerin zor bir bileşiminin olması gerektiğini gösterir. İktisatçı, iyi bir matematikçi, iyi bir tarihçi, iyi bir devlet adamı ve bir ölçüde felsefeci olmalıdır.
İktisatçı geleceği anlamak amacıyla bugünü geçmişin ışığında iyi değerlendirmelidir. Simgeleri iyi anlamalı ve iyi anlatabilmelidir. İnsan doğasını ve insanın yarattığı kurumları hep ilgi alanı içinde tutmalıdır.” (Keynes, 1924, s. 321-322).
Keynes’in iktisatçı tanımını dar ve çok iddialı bulanlar var. Ama dikkat etmek gerekir ki, vurgulaması “iyi iktisatçı” içindir. Bu tanımda zaman zaman tartışılan bir nokta iktisat ve matematik ilişkisidir. Bu konularda bakınız Uygur (1990), Uygur ve Erdoğdu (2005) ve Uygur (2006).
İktisatta matematik ve istatistiğin kullanılması 1850’lerden sonra başlıyor. İktisat bu dönemde ayrı bir bilim dalı olarak görülmüyor; örneğin üniversitelerde iktisat dersleri tarih, felsefe, hukuk konuları ve bölümleri içinde veriliyor.
O dönemdeki giderek artan sayıda iktisatçıya göre, iktisadın bir bilim dalı haline gelebilmesi için matematik ve istatistiği kullanılabilmesi gerekir. Bu görüşte olanların öncüleri arasında Stanley Jevons ve Alfred Marshall gibi marjinalist veya neoklasik iktisatçılar var.
Jevons’a göre, iktisadi “yasaları” ve önermeleri matematiksel ilişkilerle ifade edebilmek gerekir. Sonra bunları verilerle doğrulamak yoluna gidilmelidir. Jevons, 1871’de yayınlanan Politik Ekonomi kitabında şöyle diyor:
“Eğer ekonomiyle ilgili istatistikler şimdikinden daha fazla ve daha kesin olabilse, iktisattaki denklemler ve formüller bu verilerin yardımıyla gerçek anlamlarına kavuşacaklar. Böylece Politik İktisat giderek tam ve kesin bir bilim haline gelecektir.” Jevons (1871, s. 25).
Jevons’a göre matematik ve istatistik işlemlerini yapmayanlar iktisatçı sayılmazlar. İki noktayı daha belirtelim. 1) 1871’den sonra Marshall gibi diğer neoklasik iktisatçılar da matematik ve istatistik vurgulaması yapmaya başladılar. 2) Yine Marshall’ın önderliğinde Politik İktisat yerine İktisat kelimesini kullanmaya başladılar.
İktisatta verilerin ve istatistik yöntemlerin kullanılmasına vurgu yapanlar arasında Alman Tarihsel Okulu da vardı. 18. yüzyıl sonundan başlayarak Almanya’da eğitimde etkin olan bu okula göre, iktisadi işleyişi büyük ölçüde tarihsel ve kurumsal gelişim belirler. Öyleyse tarihsel ve kurumsal verilerin istatistik yöntemlerle incelenmesi gereklidir.
Şaşırtıcı gelebilir, ama neoklasik iktisadı ve iktisatçıları tümden reddeden Karl Marx da iktisatta matematik ve istatistik kullanılmalı diyenler arasında yer alıyor. Marx’a göre, bir bilim dalı matematik kullanarak genelleme yapabildiği ölçüde gelişmiş olur. Bu anlamda iktisadın ve iktisatçının gelişmeye ihtiyacı vardır.
Marx, damadı da olan Paul Lafarque’a yazdığı uzun mektupta bu konuyu ele alıyor. Marx’ın matematiksel yöntemlerle uğraştığı, diferansiyel ve integral cebiri uygulamak için çaba gösterdiği biliniyor. Bu konularda bakınız Uygur (1990) ve burada yer alan kaynaklar.
Nitekim, Das Kapital’in üçüncü cildinin bazı bölümlerinde bu yöntemlerin var olduğu, ancak sonradan çıkarıldığı da biliniyor. Belirtelim, bu üçüncü cilt Marx’ın ölümünden sonra Engels tarafından bastırılmıştır.
İktisatçı ve matematiğin kötüye kullanımı
Büyüme iktisadının önde gelenlerinden Paul Romer, 2015 başında sunduğu ve sonradan dergide yayınlanan makalesinde iktisatta matematik kullanımını konu edindi. Özellikle matematiksel modellerin kullanımıyla ilgili saptamalar ve eleştiriler yaptı.
Bu makalede matematiğin / matematiksel modelin bilimsel bakımdan uygunsuz kullanımını “mathiness” kavramı ile ifade etti.
“Mathiness dediğim yaklaşım, akademik siyaseti [taraf tutmayı] bilim olarak gösterme aldatmacasına izin veriyor. Mathiness, kelimelerin ve sembollerin bir karışımını kullanıyor, ancak anlam kaymaları için geniş bir boşluk bırakıyor.” Romer (2015, s. 89).
Bazı matematiksel modeller, sanki bir sihirbazlık, iskambil kâğıdı hilesi yapılıyormuş havasıyla sunuluyor. Romer (2015, s. 93).
Romer’in makalesi iktisatta matematik kullanımı konusunda tartışmalar yarattı. Romer bu tartışmalarda şu noktaları vurguluyor.
- Bazı taraftar iktisatçılar, matematiksel modellerle taraftarlıklarını ve ideolojik konumlarını sürdürüyorlar.
- Hatta bu bağlamda matematiksel hataları bile görmezden geliyorlar.
- Matematiksel model sonuçlarının iktisatçının taraftar/ideolojik konumuna göre yorumlanması kabul edilemez ve bilimsellikten uzaklaşmak anlamına gelir.
- Bazı olumsuz örneklere karşılık, doğru kullanıldıklarında, matematiksel modellerle iktisat konuları daha iyi açıklanabilir, genellenebilir ve daha bilimseldir.
Demek ki, önemli olan iktisatta matematiğin doğru kullanımıdır. Bu konuda bakınız Uygur (2015).
Sağlıklı ve huzurlu nice bayramlar dilerim.
Kaynakça
Keynes, John Maynard (Eylül 1924) “Alfred Marshall, 1842-1924”, The Economic Journal, Vol. 34, No. 135 ss. 311-372. http://www.jstor.org/stable/2222645
Milliyet,16 Haziran 2018,
https://www.milliyet.com.tr/yerel-haberler/antalya/cumhurbaskani-erdogan-ben-ekonomistim-anlamaz-bunlar-buyumeden-12869616
Romer, Paul, (2015), “Mathiness in the Theory of Economic Growth,” American Economic Review, Papers & Proceedings, 105(5), 89–93
http://dx.doi.org/10.1257/aer.p20151066
http://paulromer.net/wp-content/uploads/2015/05/Mathiness.pdf
Sözcü, 8 Kasım 2021,
https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/erdogan-yine-ben-ekonomistim-dedi-6756014/
Sözcü 25 Aralık 2021, “Bay Kemal bunları bilmez, benim işim bu, ben ekonomistim.”
https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/cumhurbaskani-erdogan-beyaz-turkler-hayvanlariniza-sahip-cikin-6849092/
T24, 29 Mayıs 2018, https://t24.com.tr/haber/erdogan-ben-ekonomistim,639241/
T24, 31Mart 2022,
https://t24.com.tr/haber/erdogan-dan-kilicdaroglu-na-o-vergi-memuru-ama-ben-ekonomistim-aramizdaki-fark-bu,1024719
Uygur, Ercan (1990) "İktisat Bilimi ve Nobel İktisat Ödülleri ", İktisat, İşletme ve Finans, Kasım-Aralık Sayı 56-57.
Uygur, Ercan (1991) İktisat Söyleşileri. Ankara: Bilgi Yayınevi, 1991.
Uygur, Ercan ve Oya Erdoğdu (2005) “Avrupa, ABD ve Türkiye’de İktisat Eğitimi”, İktisat Eğitimi içinde. Editör Ercan Uygur. Ankara: Türkiye Ekonomi Kurumu.
Uygur, Ercan (2006) “Ekonometrinin Serüveni: İktisadın Bilim ve Çare Olması İçin Arayışlar”, Türk İktisadının Öncülerinden Nejat Bengül’e Armağan içinde. Editör Tuncer Bulutay. Ankara: Mülkiyeliler Birliği.
Uygur, Ercan (2015) “İstatistik, Ulusal Gelir Hesapları, Matematik ve Ekonometri Konusunda Keynes ve “Mathiness”, Ekonomi-tek, Mayıs 2014, 3(2).