18 Eylül 2024

Patlayıcılı çağrı cihazları nerede üretildi, cihazlara patlayıcı nasıl yerleştirildi?

Patlayan çağrı cihazlarını üreten Tayvanlı Gold Apollo, Avrupa'daki temsilci şirketi suçlamıştı. Budapeşte merkezli temsilci şirket ise "Biz üretim yapmıyoruz, sadece aracıyız" diye cevap verdi. Yeni patlamalar var, bu kez telsizler ve başka kablosuz cihazların patladığı söyleniyor. Tarihin en gizemli saldırısıyla karşı karşıyayız

Fotoğraf: AA

Lübnan'da çağrı cihazlarının patlamasıyla insanlığı şaşkınlığa uğratan saldırılar sürüyor. Ülkeden gelen haberler şimdi de telsizlerin ve başka kablosuz cihazların patladığı ve yüzlerce insanın daha yaralandığı yönünde.

Peki bunlar nasıl oldu? Saldırıların arkasında olduğu söylenen İsrail bu patlayıcıları bu cihazların içine nasıl yerleştirdi?

Bu cihazlar nasıl üretildi?

İkinci saldırı henüz çok yeni olsa da, Lübnan'da yaşanan ilk saldırının nasıl planlandığına dair bazı detaylar kamuoyuna yansımaya başladı.

T24'ün konuya ilişkin detaylı haberinde cihazların içine patlayıcı yerleştirildiğine dair uzman yorumları yer alıyor.

Yerleştirilen patlayıcı miktarı ABD kaynaklarına göre 2 ons, yani yaklaşık 55 gram kadar.

Peki bu iş nasıl oldu? O patlayıcılar o cihaza nasıl ve hangi aşamada kondu?

Şu ana kadar dünya basınına yansıyan haberler bu işin içinde bir tuhaflık olduğunu gözler önüne seriyor.

Şöyle ki; öncelikle patlayan çağrı cihazlarının Tayvanlı Gold Apollo şirketine ait olduğunu biliyoruz. Hizbullah tarafından ithal edilen model çoğunlukla AR924, başka üç model daha olsa da sevkiyatın büyük kısmı AR924 modeliyle yapılmış. T24'ün haberinde de tüm bu bilgiler yer alıyor.

Tayvanlı şirket: Üretim de Budapeşte'de yapıldı

Gold Apollo'nun sahibi ve kurucusu Hsu Ching-kuang isminde bir Tayvanlı.

Bir anda bütün gözler firmasının üzerine çevrilince basının karşısında çıktı Ching-kuang ve Avrupa'da bir temsilcilikleri olduğunu, üç yıldır bu temsilcilikle çalıştıklarını ve Hizbullah'a yapılan sevkiyatın üretimini ve teslimatını bu temsilciliğin yaptığını söyledi.

Dediğine göre Budapeşte merkezli BAC Consulting isimli firmaya markalarını kullanım haklarını vermişlerdi, tasarım ve üretim BAC Consulting'e aitti.

Bu kez herkes BAC Consulting'i merak etmeye başladı.

BAC Consulting pek üretici gibi değil

Şirketin web sitesi sabah saatlerinden itibaren erişime kapatılmıştı.

Sahibi Cristiana Arcidiacono-Barsony bir kadın.

Linkedin ve Instagram hesapları açık. Fakat oralara bakınca üretim yapıldığına dair bir izlenime kapılmıyor insan.

Cristiana Arcidiacono-Barsony kendi ilgi alanlarını, iklim ve çevre danışmanlığı, raporlama gibi konular olarak yazmış özgeçmişine.

İnternet "geek"leri şirketin altını üstüne getirmiş tabii. Onların buldukları da ilginç. 

Şöyle özetini geçeyim: 

  • BAC Consulting 2022 yılında kurulmuş ve sadece iki yıl içinde bir milyon Euro ciroya ulaşmış.
  • Şirketin alan adı, şirket kurulmadan iki yıl önce, 2020 yılında satın alınmış.
  • Alan adı daha önce başka bir şirkete aitmiş.
  • Şirketin web sitesinde de çevre, kalkınma ve uluslararası ilişkiler de dahil olmak üzere çeşitli danışmanlık alanlarında uzmanlaştıkları iddia ediliyor.
  • Şirketin sahibi ve görünüşe göre tek çalışanı (web sitesine göre) Cristiana Arcidiacono-Barsony
  • Cristiana'nın Linkedin profili 2019 yılında oluşturulmuş.

"Herhalde yanlış anladınız, biz aracıyız sadece"

Gazeteciler önce bir süre Cristiana Arcidiacono-Barsony'ye ulaşamamışlar.

NY Times şirket telefonlarının bir türlü açılmadığı bilgisini vermiş.

Fakat nihayet sonunca NBC ulaşmış bu hanımefendiye. 

Lakin Hizbullah'a satılan cihazların üretimini kendisinin yaptığına yönelik iddialara verdiği cevap çok ilginç. Gold Apollo'yla çalıştıklarını doğruluyor ama kendilerinin sadece aracı olduklarını, kesinlikle üretim yapmadıklarını söylüyor. Ve hatta gazetecilere "Herhalde siz yanlış anladınız" diyor. 

Bu bilgi Gold Apollo'nun Tayvanlı sahibinin söyledikleriyle birebir çelişiyor.

NBC bu cevap üzerine Gold Apollo'nun merkezini bir kez daha arıyor fakat bu defa da şirketin sözcüsü konu hakkında soruşturma devam ettiği için daha fazla bilgi veremeyeceklerini söylüyor.

Yani ortada bir tuhaflık var.

BAC Consulting sahiden de üretim yapan bir firma gibi durmuyor. En fazla mümessil gibi duruyorlar ama orada bile şüphe uyandırıcı bir profil var: Teknoloji işiyle uğraşan bir şirket değiller.

Öte yandan BAC Consulting'in CEO'su Cristiana Arcidiacono-Barsony, Gold Apollo'yla çalıştıklarını doğruluyor. Fakat üretim yapma iddialarını net bir şekilde reddediyor.

Arkasından da Gold Apollo sessizliğe bürünüyor. 

Saldırı gizemini korurken şimdi de başka cihazların patladığına dair haberler geliyor. Başka çağrı cihazları, telsizler ve belki de başka elektronik aygıtlar.

Bugüne kadar eşine rastlanmamış bir saldırı yöntemi ve biçimiyle karşı karşıya olduğumuz muhakkak.

Eray Özer kimdir?

Eray Özer ODTÜ'de psikoloji okudu, sosyoloji hatmetti. Akabinde Bilgi Üniversitesi'nde yüksek lisans, Anadolu Üniversitesi'nde ise tez aşamasına takılan bir doktora ile akademik hayattan bir türlü elini eteğini çekemedi. Hatta iki yıl boyunca Kadir Has Üniversitesi'nde sosyoloji dersleri verdi.

Meslek hayatına Radikal Gazetesi'nde başladı, kısa süreli televizyon haberciliği deneyiminin ardından Doğuş Dergi Grubu'nda devam etti.

Son olarak ise Cumhuriyet hafta sonu eki Sokak'ı çıkaran ekipte yer aldı. Radikal, Birgün, Cumhuriyet ve Diken'de yazdı.

Yaklaşık dört sezondur devam eden bir podcast içeriği hazırlıyor. Buzdolabının tarihinden Yapay Zekâ'ya, Roman halkının hikâyesinden Kayıp Kıta Mu'ya birbirinden farklı konular hakkında hiç bilinmeyenlerin anlatıldığı "Yeni Haller" ismindeki podcast yayınına Spotify'dan veya tüm podcast uygulamalarından ulaşabilirsiniz.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kuantum çipler, patlayan scooter’lar, “ananı babanı öldür” diyen yapay zekâlar…

Sürekli “Acaba şifrem çalınır, hesaplarım hack’lenir mi,” “Acaba evladım sosyal medyada, yapay zekâdan olumsuz etkilenir mi,” “Acaba güvende miyim, hayatım tehlikede mi” gibi korkularla yaşamak zorunda olduğumuz bir hayat bizi nasıl yormasın! Yoruyor elbet… Lakin bu bir gerçeklik

Barış iki tarafı da mutsuz ederse gerçek barıştır: İrlanda örneği

Barış masası her canın yandığında kolayından terk edilmez. Aksi takdirde savaş çok geçmeden hortlar, üstelik bu kez çok daha şiddetli ve yıkıcı olur.

Güney Kore’den bir darbe hikâyesi: Öldürdü, iktidarı aldı ama sonu hiç iyi olmadı

Darbecilerin, diktatörlerin hikâyeleri dünyanın hiçbir yerinde iyi bitmiyor. Dün sıkıyönetim ilanıyla bir tür darbeye girişen Güney Kore devlet başkanı da aynı şekilde şimdi köşeye sıkışmış durumda, istifası isteniyor

"
"